Borçlu şirkete ait elektronik tebligat adresi bulunmaması halinde, tebliğ işleminin Teb. K. m. 35'de belirlenen esaslara uygun olarak yapılması gerekeceği- Şikâyetçi borçlunun ticaret siciline kayıtlı adresinde yer alan "...Sk." ibaresi yazılmadan yapılan tebligatın Teb. K. m. 35'e uygun olmadığı- Borçlunun ihaleden daha önceden haberdar olduğuna dair dosya kapsamında bir bilgi de bulunmadığından ihalenin feshi istemine ilişkin şikâyetin süresinde olduğunun kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği- "Yapılan tebliğin usulüne uygun olduğu" ve "özel hukuk tüzel kişisi olan borçlu şirkete tebligatın elektronik yolla yapılmasının zorunluğu olduğu, satış ilanına ilişkin tebligatın elektronik yolla yapılmadığından usule uygun olmadığı" şeklindeki görüşlerin HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
İcra mahkemelerinin takip hukukuna ilişkin uyuşmazlıkları basit usulde yargılama yaparak çözmesi gerektiği, ceza dosyalarındaki delillerle bağlı olmadıkları, takip dayanağı senede ilişkin ceza ve hukuk mahkemelerinde açılan davaların icra mahkemesince bekletici mesele yapılamayacağı- "Somut olayda yazıda sahtelik rapor ile ispatlandığı için alacağın tahsilinin yargılamaya muhtaç hale geldiği ve bu durumda dava açarak ilam almakla yükümlü olanın borçlu değil alacaklı olduğu,  Adli Tıp Raporu ile takibe konu evrakın bono niteliğinde olmadığı ispatlandığından İİK. 170/a-2 maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilmesi gerektiği" şeklindeki karşı görüşün ise kabul edilmediği-
Şikayetçi üçüncü kişinin "bilinen adres olarak kabul edilmesi gerektiğini" ileri sürdüğü adresin eski bir vekaletnamede yer alan adresi olduğu, bu adresin o tarih itibariyle üçüncü kişinin Mernis adresi olduğu ve daha sonra üçüncü kişinin Mernis adresini değiştirmiş olduğu, bu durumda vekaletnamede belirtilen adresin "bilinen adres" sayılamayacağı- Üçüncü kişinin güncel Mernis adresine 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilmesinin talep edildiği ve bu durumda şikayetçinin bilinen adresinin alacaklının talebinde belirtilen güncel Mernis adresi olduğu ve icra müdürlüğünce başkaca adres araştırması yapılmasına gerek olmadığı- Şikayetçinin bu adresine gönderilen 89/1 tebligatının bilâ tebliğ iade edilmesi üzerine, tebliğin bu kez aynı adresin Mernis adresi olması sebebiyle TK’nın 21/2. maddesine göre yapıldığı, 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin de TK 21/2 maddesine göre usulüne uygun olarak yapıldığı anlaşıldığından, usulsüz tebliğ edilmesi nedeniyle haciz ihbarnamelerinin iptali talebine ilişkin şikayetin reddi gerektiği-
Muhatabın adreste bulunmama sebebi, tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceği, dönecekse ne zaman döneceği tevsik edilmeden ve komşu ismi ve imzası alınmadan yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu-
Borçlu şirket tarafından ödeme emri tebliğ evrakının usulsüz tebliğ edildiği ileri sürülmüşse de borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı olan adresine iki farklı tebligat çıktığı ve her iki tebligatın taşındı şerhi ile iade edilmesi üzerine aynı adrese Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebligat çıkartılmasının hukuka uygun olduğu- Genel haciz yoluyla başlatılan ilamsız icra takibinde borca ve yetkiye itirazın icra müdürlüğüne yapılması gerekli olup icra mahkemesine yapılan itirazın sonuç doğurmayacağı, mahkemece bu konuda itirazın reddine karar verilmesi gerekirken karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi hatalı ise de istinaf edenin sıfatı dikkate alınarak bu durum kararın kaldırılması sebebi olarak değerlendirilemeyeceği, yine hacizlerin kaldırılması talebi hakkında da dosya durumu dikkate alınarak müdürlükçe karar verileceğinden mahkemece bu konuda verilen kararın isabetli olduğu-
Davacı-borçluya ödeme emri tebliğ işleminin TK'nın 21/1. maddesi uyarınca yapılmış olduğu, bu konuda tebligatları çıkartan merci tarafından şerh düşülmesine gerek olmadığı, şirketin kapalı olması durumunda adreste bulunmama nedeninin araştırılmasının gerekmediği, komşuya haber verme yükümlülüğünün devam ettiği, dava dilekçesinde de ............. isminde bir komşusun bulunmadığının iddia edilmediği, icra dosyası içerisinde bulunan İstanbul Ticaret Odası firma sicil belgesine ve dairece internet üzerinden yapılan araştırmaya göre davacı borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresinin tebliğ adresi olduğu, ileri sürülen istinaf başvuru sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Alacaklı Banka tarafından borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçluya gönderilen ödeme emri tebliğ evrakında, adreste imzadan imtina eden görevli .......... adlı şahsın beyanına göre muhatapların çarşıya gittiği belirtilerek doğrudan mahalle muhtarına tebliğ edildiği, haber bırakılan komşu isminin tebligat mazbatasına yazılmadığından Tebligat Kanun'unun 21. maddesi ve Yönetmeliğin 30. maddesine uygun tebligat çıkartılmadığından borçlulara çıkartılan tebligatların usulsüz olduğu-
Hükmi şahıslara ne şekilde tebligat yapılacağının 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerinde belirlendiği, borçlu şirketin tebligat adresinin, ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması ve tevziat saatlerinde kapalı bulunması veya tebligatın alınmasından imtina edilmesi halinde, bu adrese 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. ya da 35/4. maddelerine göre tebligatın yapılması gerektiği, somut olayda tebligat, davacı şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresine yapılmadığından, tebliğ işleminin Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine aykırı olduğu, inceleme izni istenilerek incelenen ve iş bu dosyaya dayanak .......... İcra Müdürlüğünün ............ Esas sayılı icra dosyasına dayanılarak açılan ........... İcra Ceza Mahkemesinin ........... E. ve .......... E. sayılı dava dosyalarında, bizzat borçlu şirket yetkilisine, 22.06.2016 tarihinde, şikayet dilekçesinin tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, bu durumda borçlu şirketin bu haliyle en geç, 22.06.2016 tarihi itibariyle, icra takibinden ve tebliğ işleminden haberdar olduğunun kabulü gerekeceğinden, 10.11.2020 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvurunun, İİK'nın 16/1.maddesinde öngörülen yedi günlük süreyi aştığı-
İcra müdürlüğünce herhangi bir talep ve hukuki sebep olmaksızın ödeme emri tebliğe çıkartılamayacağından ............... tebliğ tarihli tebliğ evrakının yok hükmünde olduğu- ............ tebliğ tarihli ödeme emri tebliğ evrakına karşı borçlunun usulsüz tebligat şikayetinin, mahkemece bekletici mesele yapılmaması hatalı ise de ............ İcra Hukuk Mahkemesi'nin ................... sayılı dosyasında usulsüz tebligat şikayeti kesin karar ile reddedildiği, ............ tebliğ tarihi itibariyle de borçlunun itirazının süresinde olmadığı-
İİK'nın 82. maddesinin 1. fıkrasının 4. bendinde, borçlunun çiftçi ise kendisinin ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazi ve çift hayvanları ve nakil vasıtaları ve diğer eklenti ve ziraat aletleri haczedilemeyeceği düzenlenmiş olup, bu maddeye dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkının şahsi hak niteliğinde olduğu, iddiada bulunan kişinin çiftçilik yapıp yapmadığı ve haczedilen taşınmazın borçlunun ve ailesinin geçimi için zorunlu olup olmadığı araştırılarak sonuçlandırılması gerektiği, bu nedenle, henüz kendisine takip yöneltilmemiş mirasçının kendisi ve ailesinin ihtiyacı nedeniyle bu yargılamaya devam etmesinin mümkün olmadığı, somut olayda, şikayetçi borçlunun yargılama sırasında ölümü nedeniyle maişet iddiasının dayanağı ve dolayısıyla haczedilmezlik şikayetinin konusu kalmadığından, mahkemece istemin reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-