Şirkete dava dilekçesi de dahil olmak üzere tüm tebliğlerin mevzuat gereği uygulanması gereken tebligat silsilesi uygulanmaksızın, dava dilekçesinde belirtilen adresten iade geldikten sonra doğrudan Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebligat yapılmasının usulsüz olduğu- Tebligat adresinin, borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması ve tevziat saatlerinde kapalı olması veya tebligatın alınmasından imtina edilmesi halinde, bu adrese TK'nun 21/1. maddesine ya da koşullarının yerine getirilmesi halinde aynı Kanunun 35/4. maddesine göre tebligatın yapılması gerektiği-
Borçlu şirketin tebligat adresinin, ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması ve tevziat saatlerinde kapalı bulunması veya tebligatın alınmasından imtina edilmesi halinde, bu adrese 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. ya da 35/4. maddelerine göre tebligatın yapılması gerekir.. Davalının bilinen adresine usulüne uygun tebligat yapılıp, 6100 sayılı HMK’nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenme hakkı kapsamında davalıya savunma hakkı tanınarak, delillerinin toplanıp değerlendirilmesinden sonra karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili tamamlanmadan karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Kadastro tespit öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemi- Muhatabın gösterilen adreste geçici olarak bulunmama sebebinin kimden soruşturulduğu konusunda bir belirleme bulunmadığından, yapılan tebliğin usulsüz olduğu- Mahkemece usulsüz tebligata değer verilerek, davanın takip edilmediği gerekçesiyle yazılı karar verilemeyeceği-
Borçlu şirkete yapılan şikayete konu tebligatta haber verilen komşunun ismi yazılmadığından bu hali ile tebliğ işleminin şeklen Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine aykırı ve dolayısıyla usulsüz olduğunun kabulü gerekeceği- İlk Derece Mahkemesince, öğrenme tarihi olarak bildirilen .............. tarihinden itibaren yasal süresi içerisinde ileri sürülen tebligat usulsüzlüğü şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi gerekeceği-
Hasımsız davalar hariç olmak üzere, dava dilekçesi ile duruşma gün ve saati karşı tarafa tebliğ edilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan davaya bakılamayacağı ve yargılama yapılamayacağı- Yargılama sırasında yapılan tebligatlarla ilgili tebliğ mazbatalarının ve ilgili diğer belgelerin dosyaya konulması gerektiği- Bir davada yapılan tebligatların usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığını hâkim kendiliğinden denetlemesi gerektiği- Dava dilekçesi tebliğ edilmişse de her parselin ayrı ayrı dava konusu olduğunun gözden kaçırıldığı, tebligatın bilinen en sonra adrese yapılması gerektiği, yargılamanın başında “Bozca köyü” adresine tebligatın yapıldığı, taşınmazın değerinin görev sınırını geçmesi nedeniyle Sulh Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı verilerek bu kararın da “Bozca köyü” adresine tebliğ edildiği, ancak Asliye Hukuk Mahkemesince verilen karara ilişkin tebligatın bilinen en son adrese değil, doğrudan MERNİS adresi şerhi ile tebligatın muhtarlığa bırakıldığı, yine Yargıtay onama kararının ve karar düzeltme dilekçesinin de doğrudan MERNİS adresine yapıldığı dikkate alındığında davalıya yapılan bu tebliğlerin usulüne uygun olmadığı ve bu nedenle kararın davalı yönünden kesinleştiğinden söz edilemeyeceği-
Satış ilanı tebligat parçasında muhatabın çarşıda olduğu beyanını veren kişinin en yakın komşu, kapıcı veya yöneticiden hangisi olduğu yazılı olmadığı gibi, haber verilen en yakın komşu, kapıcı veya yöneticinin adı ve kim olduğu da belirtilmediğinden yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu-
Kamulaştırma tarihindeki taşınmazın zilyetliğini elinde bulunduran davacının murisine usulüne uygun kamulaştırma işlemi tebliği yapılmadığı, tapuda ferağ verilmediği, kamulaştırma bedelinin ödendiğine ilişkin belge ibraz edilemediği hususları birlikte değerlendirildiğinde davacı açısından kesinleşmiş kamulaştırma işleminden söz etmenin mümkün olmadığı-
“Gösterilen adrese gidildi. Dağıtım esnasında muhataba ulaşılamadı. Bu sebepten dolayı site yönetimine soruldu. Site yönetimi muhatabın adreste ikamet ettiğini tevziat saatleri içerisinde adres dışında olduğunu sözlü beyan etti. İsim ve imzadan imtina etti. Tebligat Kanunu’nun 21. maddesi gereğince 2 nolu haber kağıdı kapıya yapıştırılarak site yönetimine haber verildi. 21. Madde gereğince evrak mahalle muhtarlığına tebliğ edildi.” şerhiyle borçlu A.Ş.’nin ticaret sicilinde kayıtlı adresine çıkarılan ödeme emri tebligat parçasında yazılı “muhataba ulaşılamadı” ibaresinin muhatap ve muhatap adına tebliği almaya yetkili kimselerin bulunmadığı anlamına geldiği ve somut olayda “tebliğ imkânsızlığının” söz konusu olduğu (Teb K. 21/ 1); bu durumda tebliğ memurunca site yöneticisine ulaşıldığına göre belgelendirme unsurunun gerçekleşmesi için site yöneticisinin isminin sorularak tebligat parçasına yazılması gerektiği ve yapılan tebliğin usulsüz olduğu- "Tüzel kişilere Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre tebliğ yapılırken, tüzel kişinin yetkilisini (tebliğle ilgili görevlisini) bilmesi mümkün olmayan, komşu, kapıcı, yöneticiye sorumluluk yükler şekilde bildirim şartının aranmayacağı, yönetmelikte geçici ayrılma yönünde belgelendirmenin şekil şartına bağlandığı, haber bırakma işleminin Tebligat Kanunu’nun 21. maddesinde kullanılan “mümkün oldukça”….”varsa” gibi sözcüklerden de anlaşılacağı üzere sıkı şekil şartına bağlı tutulmadığı, haber bırakılan kişinin ismi-imzası şartı yönünde bir düzenleme de getirilmediği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Dava dilekçesi kendisine usulsüz olarak tebliğ edilen davalının yargılamadan haberdar olarak cevap dilekçesini dosyaya sunduğu tarih itibariyle usulsüz tebliğin geçerli hale geldiği- Cevap dilekçesiyle  boşanmayı kabul eden davalının savunmasını ispatlar nitelikte delil bildirmediği, duruşmada da usulsüz tebliğ nedeniyle savunma hakkının kısıtlandığına ilişkin bir itiraz ileri sürmediği, delil bildirmek için de süre talep etmediği, davalı vekilinin de sadece “kusur belirlemesi ile davacı yararına hükmolunan tazminatlar ve nafaka” yönünden temyiz isteminde bulunduğu gözetildiğinde, mahkemece verilen kararın boşanma hükmü yönünden temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olduğu- Dava dilekçesinin davalıya usulsüz tebliğ edildiği gerekçesiyle davalının hukukî dinlenilme hakkının ihlal edildiği, dolayısıyla yargılamanın dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasına kadar geri çekilerek taraf teşkilinin sağlanması gerektiğinden söz etme imkânı bulunmadığı- "Yargıtay bozma ilamında tarafların boşanmasına ilişkin hükmün kesinleşip kesinleşmediği belirtilmediğinden, bozma kararının boşanmanın ferilerine yönelik olduğu, dolayısıyla dava dilekçesinin usulsüz tebliğ edilmiş olması nedeniyle davalının savunma hakkının kısıtlanarak hukukî dinlenilme hakkının ihlal edildiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Hukuki dinlenilme hakkının hem görülmekte olan bir davada ileri sürülen tüm iddia ve savunmaların dinlenilmesi hem de dava sonunda verilen karara karşı kanun yolunun açılması anlamında olduğu- Davalının yasal teminat altına alınan hukuki dinlenilme ve savunma hakkının ihlal edilmemesi için ilk derece mahkemesi gerekçeli kararının adı geçen davalıya usulüne uygun olarak tebliğinin sağlanması gerekeceği, Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesinde açıkça gösterilen adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakın, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim edileceği ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnamenin gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırılacağı, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihin tebliğ tarihi sayılacağı düzenlendiği halde, adı geçen davalıya yapılan ilk derece mahkemesi gerekçeli karar tebliğine dair evrakın doğrudan mahalle muhtarına bırakılması ile yetinildiği, tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnamenin gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırılmadığı anlaşılmakla yapılan tebligatın usulsüz olduğu-