Dava konusu taşınmazın; belediye şirketine devrine ilişkin belediye meclis kararının Yasa'da bulunan boşluktan yararlanılmak suretiyle alındığı gerekçesiyle dava konusu belediye meclis kararında kamu yararı, hizmet gerekleri ve hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varıldığı, ancak Danıştay'ın bu kararı üzerine ........ İdare Mahkemesi’nce ne sonuca varıldığının ve kararın kesinleşip kesinleşmediğinin dosya kapsamından anlaşılamadığı, bu durumda mahkemece, sözü edilen İdare Mahkemesi kararının kesinleşmesi beklenerek sonucuna göre davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararının tartışılarak karar verilmesi gerekeceği-
Tasarrufun iptali davası-
Mahkemece davalı borçlu şirket ile fatura düzenlediği dava dışı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi vasıtası ile inceleme yapılarak aralarındaki ticari ilişkinin ne zaman başladığı, tasarruf tarihi itibariyle borçlu davalı şirketin dava dışı şirkete faturaya konu olacak bir borcu olup olmadığının belirlenmesi, temlik edilen alacağın varlığı ve doğum tarihi araştırılarak ondan sonra toplanan ve toplanacak olan tüm delillerin birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Satış yoluyla yapılan tasarrufların iptali ile icra dosyasındaki alacak yönünden satış ve haciz istenebileceği-
Davacının, alacağın gerçek bir alacak olduğunu ispatlayamadığı ve yapılan bilirkişi incelemesinde de alacak ile ilgili bir hususa rastlanılmadığı gerekçesi ile önşart yokluğundan açılan tasarrufun iptali davasının davanın reddine karar verileceği-
İİK'ın 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemi-
Davacının, davalı borçlu aleyhine takip başlattığının, icra müdürlüğünün icra dosyasından yapılan haciz tutanağında bir kısım ziynet eşyasının haczedildiği, dosya kapsamına göre ziynet bedelinin de dosya borcunu karşılar mahiyette de olmadığının anlaşılmasına göre sadece icra müdürlüğünün söz konusu dosyası yönünden davalı borçlunun aciz halinde olduğu kabul edilerek esasa girilmesi gerekeceği-
Tasarrufun iptali istemine ilişkin davada, dava konusu taşınmazın davalılar arasındaki satış işlemine ilişkin tasarrufun iptali ile davacı alacaklıya icra dosyasındaki alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilmesi gerektiği, taşınmazın önceki maliklere döndürülmesine şeklinde karar verilmesinin hatalı olduğu- Alacağını temlik eden davacının, "davacı" sıfatının da ortadan kalkacağı ve onun lehine karar verilemeyeceği-
Hakkında takipler başlatılan ve her bir takibin semeresiz kaldığı borçlunun mal kaçırma amacı ile büyükşehir belediyesine ait işyerindeki kiracılık hakkını, aralarında usulüne uygun yöntem ile ispat edilmiş bir muvazaa bulunmayan diğer davalıya devretmesi halinde açılan tasarrufun iptali davasının; işyerinin mülkiyetinin ve tahsis hakkının belediyeye ait olduğu ve belediyenin tahsisi ile oluşan kiracılık hakkının üzerine cebri icraya dayalı olarak haciz konulamayacağı ve kiracılık hakkının cebri icra ile başkasına satılmasının da söz konusu olamayacağı-
Takipte kesin aciz vesikası düzenlenmediği gibi davalı borçlunun bilinen adreslerinde yapılmış, menkul haczinin de bulunmadığına dair tutulan İİK. mad. 105 kapsamında aciz belgesi niteliğinde kabul edilen haciz tutanağının da dosyaya ibraz edilmediği görüldüğünden, mahkemece aciz vesikası yokluğundan tasarrufun iptaline karar verilmesi gerektiği-