Yurtdışında yaşadığından, gayrimenkulü yeğini vasıtası ile satın alarak onun adına tapuda tescil edildiğini, daha sonra taşınmazın yeğeni vasıtası ile dava dışı bir başkasına şahsa satıldığını, satım bedelinin kendisine verilmediğini, borçlu ile aralarında düzenlenen senedin de bu ilişkiye dayandığını ileri süren davacının iddialarında yer alan dairenin tapu kaydı,  tapunun dava dışı yeğen adına kayıtlı iken vekaleten yeğeni tarafından dava dışı şahsa satıldığı; davacının delil olarak davalı borçlu ile aralarında imzalanan ve senedin keşide tarihi ile aynı tarihi taşıyan biri belgeye de dayandığı, bu belge içeriğine göre, "borçlunun bu belgenin düzenlenme tarihinden önce davacı ile aralarındaki ilişki nedeni ile kendisini zarara uğrattığı için senet verdiğini" beyan ettiği, tanıkların ve davalı borçlunun da bu belgeyi imzaladığı gözetildiğinde, borcun doğum tarihinin, tasarruf tarihinden önce olduğunun kabulü gerektiği-
İptale konu temlikin, borcun doğumundan sonra yapıldığı, bu tarihte davacı alacaklının haczi bulunmadığı, davacı takip dosyasını yenilendiğinden, temlikin hacizli olarak yapıldığından söz edilmeyeceği ve davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu- Temlikin dayanağını oluşturan alacak borç ilişkisinin varlığı ve gerçekliği araştırılarak tasarrufun iptali konusunda karar verilmesi gerektiği-
Dava alacağın gerçek olmadığından yani dava ön koşul yokluğunda red edildiğinden, AAÜT'nin 7/2.maddesi gereğince maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nisbi vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davalı borçlu şirket hakkında verilen iflas kararının kesinleşip kesinleşmediği sorulup, kesinleşmişse bir örneğinin eklenmesi ve bu halde ikinci alacaklılar toplantısı yapılmış ise, davacıya bu davayı takip için yetki verilip verilmediği sorularak alınan cevap ve ikinci alacaklılar toplantısına ilişkin tutanağın eklenmesinden sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere, dosyanın yerel mahkemesine geri çevrilmesi gerektiği-
Davacının gerçek bir alacaklı, borçlunun da gerçek borçlu olmadığının anlaşılması halinde, tasarrufun iptali davasının, "önkoşul yokluğu" nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği-
Davalı borçlu şirketin diğer davalılardan olan (kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geçmişe dönük olarak feshedilmesi nedeni ile borçlu şirketin bu inşaatta harcamış olduğu inşaat bedeli) alacağına ilişkin açtığı davadan muvazaalı olarak feragat etmesi halinde, bu tasarrufun iptaline ve davacının icra takibine konu alacak ve ferileriyle sınırlı olmak üzere  feragat edilen dava dosyasında hükmedilen miktara haciz yetkisi verilmesine karar verilmesi gerektiği-
Tarafların, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorunda oldukları ve taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceği, ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılacağı-
Tasarrufun iptali davasının kabulü için İİK'nun 278 ve devamı maddelerindeki şartların gerçekleşmiş olması gerektiği - Davaya konu olan aracın noterde belirtilen değeri 40.000,00 TL olup alınan bilirkişi raporuna göre belirlenen gerçek değerinin ise 47.000.00 TL’ olduğu - Ancak aracın noterde gösterilen satış değeri ile bilirkişiler tarafından belirlenen gerçek değeri arasında bir misli ve daha fazla farkın bulunduğu hallerde fahiş farkın bulunduğunun kabul edilebileceği, dolayısıyla bedeller arasında fahiş fark bulunmadığı - İİK'nun 280. maddesine göre kötü niyeti kanıtlamanın davacı tarafın yükümlülüğü olduğu, ancak davalılar arasında akrabalık bağı, iş ortaklığı, arkadaşlık gibi kötü niyeti gösterir bir durumun da kanıtlanamadığı - Kazaya karışan aracın satın alınmasında hayatın olağan akışına aykırı bir durum olmadığı - Ayrıca davalıların sosyal medya ortamında arkadaş olmalarının da aracı satın alan davalı 3.kişinin davalı borçlunun borçlarından haberdar olmasını ve borçlunun mal varlığının borçlarını ödemeye yetmediğini bilmesini göstermeyeceğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Birden fazla haciz ve dolayısıyla alacaklı bulunduğu durumlarda, icra müdürlüğünce, öncelikle sıra cetveli yapılarak alacaklılara, diğer alacaklara yönelik itirazlarını ileri sürme imkanı tanınması gerektiği- Açtıkları tasarrufun iptali davasında, mahkemece ihtiyati haciz kararı verildiğini ve bu kararın taşınmaz kayıtlarına işlendiğini ileri süren şikayetçi haciz alacaklısının geçerli haczinin bulunup bulunmadığı icra müdürlüğünce yapılacak sıra cetveline itiraz edilmesi halinde tartışılacağından, itirazlarını ileri sürebilmesi için öncelikle icra müdürlüğünce sıra cetveli yapılması gerektiği, bu aşamadan önce haczin geçerli olup olmadığının tartışılamayacağı-
Borçlunun,adına kayıtlı bulunan aracını borç meydana geldikten sonra yakın arkadaşına ve bir diğer aracını ise şirkete devretmesi halinde tasarrufların iptalini talep eden alacaklıya asıl alacak ve ferileriyle sınırlı olmak üzere araç üzerinde cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilmesi gerektiği- Aracın dava dışı 4. kişiye devredilmesi halinde, 3. kişiden aracı devir ettiği tarihteki gerçek değeri üzerinden takip dosyasındaki davacı alacağı ve fer'ileri ile sınırlı olmak üzere tahsiline ve davacıya ödenmesine karar verilmesi gerektiği-