Danışıklı (muvazaalı) işlem (BK. 18; şimdi; TBK. mad. 19) nedeniyle hakları zarara uğratılan üçüncü kişilerin, bu danışıklı (muvazaalı) işlemin geçersizliğini ileri sürebilecekleri, çünkü danışıklı (muvazaalı) bir hukuki işlemin onlara karşı işlenmiş bir "haksız fiil" niteliğinde olduğu, "desteklerini öldüren" davalının (ya da "trafik kazasında yaralanmasına neden olan" davalının veya "boşanma davasına bağlı olarak açılan maddi/veya manevi tazminat veya nafaka davalarında, boşandığı eşinin") diğer davalıya -kendilerine tazminat (ya da nafaka) ödememek için- yaptığı danışıklı (muvazaalı) satış işleminin iptali istemiyle davacılar (alacaklılar) tarafından iptal davasında, davacıların açtıkları tazminat (ya da ceza) davasının sonucunun beklenilmeden davacıların davalıdan ne kadar alacaklı olduğu belirlenmeden, iptal davasının sonuçlandırılamayacağı–
Haciz tutanağında "...borçlunun BAŞKA haczi mümkün malları bulunmadığının belirtilmemiş olması halinde, bu tutanağın "geçici aciz belgesi" niteliğini (İİK. mad. 105/I) taşımayacağı–
«Mesken» niteliğindeki taşınmaza ilişkin borçlunun tasarrufunun iptâline karar verilmesi halinde taşınmazın mülkiyeti borçluya dönmeyeceğinden, «borçlu» tarafından bu taşınmaz hakkında «haczedilmezlik şikayeti»nde («meskeniyet iddiası»nda) bulunulamayacağı-
Haciz tutanağında "borçlunun haczi kabil malının bulunmadığının" ya da "borçlunun borcu karşılayacak yeterli malının bulunmadığının" belirtilmiş olması halinde, bu tutanağın "aciz vesikası" sayılacağı (niteliğinde olacağı)–
Vakfedilen malların vakıf mülkiyetine geçmesinin, ancak, vakfın kanun ve tüzük hükümlerine uygun biçimde tescili işlemi ile birlikte söz konusu olabileceği- Vakfın tesciline ilişkin karara yapılan ilaveyle vakfa ait taşınmazların kuru mülkiyeti yanında intifa haklarının da vakfa devredildiği gözetildiğinde tasarruf tarihinin borcun doğumundan sonra olduğu- Borçlu ile borç ilişkisine girerken alacaklı yönünden hukuken vücut bulmuş ve öğrenebilecek nitelikte, tescil ve ilan olunmuş bir tasarruf bulunmadığından, tasarruf tarihinin karar tarihi olarak kabul edilemeyeceği-
İİK. 277 vd.'na göre tasarrufun iptali istenebilmesi için, borcun tasarruf tarihinden önce doğmuş olması gerektiği-
"Aciz hali"nin gerçekleşmesi, tasarrufun iptâli davasının "dava şartı" olduğundan, mahkemece davacı-alacaklıya, "kesin aciz vesikası" ya da "geçici aciz vesikası yerine geçecek haciz tutanağı" ibraz etmesi için mehil verilerek, sonucuna göre hüküm kurulması gerekeceği– Tasarrufun iptali davasının dinlenme koşullarından birisinin de, borçlu hakkında alacaklı davacının yapmış olduğu icra takibinin kesinleşmiş olması gerektiği-