Davacı alacaklı tarafından "kendisine borçlu olan davalı ile diğer davalı üçüncü kişi arasındaki işlemin, danışıklı (muvazaalı) olduğu, kendisini alacağından yoksun bırakmak amacıyla yapılmış olduğu" ileri sürülerek BK. 18 (şimdi; TBK. mad. 19) dayanılarak iptâl davası açılabileceği, muvazaanın onlara karşı işlenmiş bir "haksız fiil" niteliğinde olduğu, bu davanın dinlenebilmesi için, davacı-alacaklının ayrıca "aciz belgesi"ne dayanmak zorunda olmadığı, davadan muvazaanın varlığının anlaşılması halinde, İİK. 283/I'e göre "iptâl ve tescil olmaksızın taşınmazın haciz ve satışının istenebileceğine" karar verilmesi gerekeceği–

Dava, «muvazaaya dayalı satışın iptâli» istemine ilişkindir. Davacı «davalıların amca-yeğen olup, borçlusu olan davalı Ş.’un borca konu senedin vadesine bir hafta süre kala, zemin ve üç katlı kargir binasını muvazaalı olarak davalı yeğeni Felemez’e d ...
Aynı doğrultuda