Davacı 3. kişi, dava konusu vinçleri borçludan satın aldığını iddia ederek buna ilişkin ............. ve ............. tarihli faturalara dayanmış, faturalar deftere kayıtlı bilirkişi raporunda belirlenmiş ise de; faturalarda "AC 115 2KÇ 6x4 Tipi Hidrolik Mobil Vinç" şeklinde bilginin yer aldığı, vinçlerle ilgili olarak bilirkişi raporunda vinçlerin, ............... Plakalı araç üzerinde bulunan ..................... marka AC115TM2KC64 Tipi 05.09.2014 imal tarihli 1473 seri nolu 32 Ton kapasiteli olduğu, .............. Plakalı araç üzerinde bulunan ................. marka AC115TM2KC64 Tipi 23.11.2012 imal tarihli 1360 seri nolu 32 Ton kapasiteli olduğu tespiti yapılmış ne var ki, alış faturalarında ayırt edici imal tarihi, seri no kapasite gibi bilgilere yer verilmediğinin tespit edildiği, öte yandan, davacının borçludan satın aldığını iddia ettiği mahcuzlara ilişkin faturaların 31.12.2015 tarihli KDV dahil tutarının .............. TL ve 07.06.2016 tarihli KDV dahil tutarının .................... TL olduğu; mahcuzların bedelinin ödendiğine ilişkin sunduğu dekontların ise faturalardan daha önceki bir tarih olan 24.08.2015 tarihli .................. TL ve 28.08.2015 tarihli ............... TL olduğu, ayrıca, hacizler sırasında, halen borçlu adına kayıtlı araç üzerinde takılı olduğu halde, 2015-2016 yılında satın alındığı iddiasının da hayatın olağan akışına aykırı olduğu hususları birlikte düşünüldüğünde, davacı 3. kişinin karinenin aksini ayırtedici özellikleri bulunmayan faturalarla ispat edemediği gibi borçlu ile davacı 3. kişi arasında danışıklı işlemler yapıldığının kabulü gerekeceği-
Şikayet ve istihkak davasının terditli olarak açılabileceği- Asli talep olarak bildirilen şikayet kabul edilirse istihkak davası açma yükümlülüğü ortadan kalkacağı için terditli olarak ileri sürülen istihkak davasının görülmesine gerek olmadığı-
Dava konusu 25.8.2021 tarihli haciz, borçlu adına kayıtlı taşınmazda yapıldığından, borçlunun vergi dairesine yönelttiği 2.2.2021 tarihli dilekçe ile haciz yapılan adreste şube açacağını bildirdiğinden, İİK'nın 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, bu yasal karinenin aksinin davacı 3. kişi tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekeceği- Davacı 3. kişinin dayandığı adi yazılı kira sözleşmesi, davadışı şirketler ile yapılan borcun doğumundan sonraya ilişkin adi yazılı sözleşmeler ile borcun doğumundan hatta takipten sonraki tarihleri taşıyan ve ayırt edici özellikleri bulunmayan faturaların karinenin aksini ispat için yeterli olmadığı, kaldı ki, davacı 3. kişinin delil olarak dayandığı ............. tarihli adi yazılı kira sözleşmesi ile, dava konusu haczin yapıldığı taşınmazın boş olarak borçlu tarafından 3. kişiye kiralanacağının, taşınmaz üzerine 3. kişinin güneş enerji santrali ve üretim tesisi yapacağının kararlaştırıldığı, ne var ki, güneş enerji sisteminin lisansının borçlu adına olması, alacaklının delil olarak sunduğu faturalara göre borçlunun güneş enerji panel alımı yaptığı ve davadışı şirkete borçlunun elektrik üretim satımı yaptığının anlaşılması hususları borçlu ile 3. kişi arasında danışıklı işlemler yapıldığı kanaatini güçlendirdiğinden davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu ............. tarihli haciz, davacı 3. kişinin ticaret sicil adresinde yapılmakla birlikte haciz mahallinde borçlu ...............'in imzasının bulunduğu 02.04.2019 tarihli protokol, patent başvuru belgesi ve 05.02.2018- 22.10.2018 tarih aralığına ilişkin ‘..............; şeklinde güncel ve muhasebesel evraklar görüldüğü, öte yandan, davacı 3. kişinin 07.02.2018 tarihinde kurulduğu, dayanak takibin 23.11.2018 tarihli çekten kaynaklandığı, çeklerin ileri vadeli olarak düzenlenmesinin mümkün olduğu, borçlu şirketin tek ortağı ............in kardeşi ............’in bir süre 3. kişi şirkette yönetim kurulu üyesi olarak görev aldığı, borçlunun ticaret sicile adresine çıkartılan ödeme emrinin TK 35 uyarınca tebliğ edildiği, borçlunun faaliyetine devam ettiğine dair dosyaya yansıyan bilgi belge bulunmadığı, mahkemece davacı 3. kişinin dayandığı delil ve bilirkişi raporu nazara alınarak davacının mülkiyet karinesinin aksini ispatladığı kabul edilmiş ise de borçlu ile 3. kişi arasında mal kaçırmak amacıyla danışıklı işlemler yapıldığının anlaşıldığı buna göre taraflar arasında muvazaanın varlığının kabulü gerektiğinden davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu haczin, üçüncü kişi şirketin ticaret sicilde kayıtlı adresinde yapıldığı, ticaret sicil kayıtlarına göre borçlunun bu adreste hiç faaliyette bulunmadığı, borçluya ödeme emrinin farklı adreste tebliğ edildiği, haciz sırasında borçlu şirket ortağı ve yetkilisinin hazır bulunmadığı, haciz mahallinde borçlu adına düzenlenmiş belge bulunmadığı görülmekle mülkiyet karinesi davalı üçüncü kişi lehine olup, mülkiyet karinesinin aksinin davacı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerektiği- Ticaret sicil kayıtlarına göre, 3. kişi şirketin ortak ve yetkilileri ile borçlu şirket arasında bağ kurulamadığı, borçlu şirket çalışanı üçüncü kişi şirkette genel müdürlük görevi üstlendiği anlaşılmış ise de, anılan şahsın borçlu şirket ortağı veya yetkilisi olmaması, ayrıca borçlu şirketten ayrılan bir kısım işçinin üçüncü kişi şirkette çalışmaya başlaması hususlarının üçüncü kişi lehine olan karinenin aksini değiştirmeye yeterli olmadığı, üçüncü kişiler ile borçlu şirket arasında ticari ilişkiye rastlanılmadığı tespitini içeren bilirkişi raporunun üçüncü kişi lehine olan karineyi desteklediği, bilirkişi raporunda borçlu ile 3. kişinin faaliyet alanlarının farklı olduğu tespitinde yapıldığı- Bu durumda, davacı alacaklının dayandığı deliller karinenin aksini ispata yeterli görülmediği-
Dava konusu 09.08.2016 tarihli haciz, davadışı şirketin ticaret sicil adresinde yapılmış olup ticaret sicil kayıtlarına göre borçlu şirketin tek ortağı olan ..........’un, davadışı şirketin yönetim kurulu başkanı ve yetkili temsilcisi olduğu görüldüğünden, davacı alacaklının delil olarak dayandığı ............... İcra Müdürlüğünün ............... Esas sayılı dosyasında dava konusu hacizle aynı yerde 19.02.2016 tarihinde yapılan haciz de, hazır bulunan şahsın, borçlu ve davadışı şirketin sahibi olduğunu, borçlunun çalışanlarının bir kısmının davadışı şirkete geçtiğini beyan ettiği görüldüğünden, öte yandan, dava konusu haciz mahallinin kapalı olduğu, davalı 3. kişinin haciz mahalline sonradan gelerek istihkak iddiasında bulunduğu anlaşıldığından, davalı üçüncü kişi, menkul malların taşınmazla birlikte davadışı şirkete kiraya verildiğini iddia etmiş ise de buna dair kira sözleşmesi sunamadığı gibi menkul malların kendi zilyetliğinde bulunduğu yönünde bir iddiası da bulunmadığından, İİK'nın 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğu- Davanın İİK m. 99 gereğince alacaklı tarafından açılmasının ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmayacağı, bu yasal karinenin aksinin davalı 3. kişi tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekeceği, davalı 3. kişi tarafından, kira ilişkisi delillendirilmediği, mahcuzlara dair fatura vs belge sunulmadığı, dava konusu haczin yapıldığı adreste ticaret sicile göre faal olan davadışı şirketin iflasına karar verilmesi nedeni ile İflas idaresince, hacze konu menkullerin müflis davadışı şirketie ait olup iflas masasına dahil edildiğinin bildirildiği görülmüş, bu durumda davalı 3. kişi karinenin aksini ispat edemediğinden, mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönüne alınarak, davanın kabulü gerekeceği
İİK'nın 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğu ve bu yasal karinenin aksinin davacı 3. kişi tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerektiği- Davacının dayandığı deliller karinenin aksini ispata, yeterli görülmediği gibi hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının delil olarak dayandığı 2014-2017 yıllarına ait ticari defterlerin kapanış tasdikinin yaptırılmamış olduğu, 2018 yılına ait envanter defterinin ibraz edilmediğinin anlaşıldığı-
Dosya içeriği ve UYAP kayıtlarına göre, ....... Bölge Adliye Mahkemesi ........... Hukuk Dairesi'nin kararıyla, borçlu şirketin iflasına karar verildiği, Bölge Adliye Mahkemesinin kararında da vurgulandığı üzere kararın temyiz edilmeksizin ......... tarihinde kesinleştiği, bu durumda, Mahkemece, adı geçen borçlu şirket yönünden, İİK'nin 193/2. maddesi uyarınca takibin düştüğü ve hacizlerin kalktığı, dolayısıyla dava konusuz kaldığından, istihkak davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek, yargılama giderleri ile maktu karar ve ilam harcının ve nispi vekalet ücretinin davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmesi gerekirken istihkak davasının esasının incelenerek karar verilmesinin bozmayı gerektirdiği-
Dava konusu haciz, 3. kişi şirketin ticaret sicil adresinde yapılmış olup, haciz mahallinde borçlu hazır olmadığı gibi borçluya ait evrakın varlığının da belirlenmediği, buna göre, mülkiyet karinesi davalı 3. kişi lehine olup, mülkiyet karinesinin aksinin davacı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekeceği, davalı 3. kişi şirketin, borcun doğumundan, hatta takipten sonra kurulduğu, borçlu şirket ortaklarının karı-koca olduğu, ortaklardan ...........’in ise, 3. kişi şirket ortağı .........’in kardeşi olduğu, öte yandan, borçlunun ticaret sicilde kayıtlı adresinde faaliyetine devam etmediği, davacının delil olarak dayandığı MUSİAD belgeleri ve Twitter belgeleri de nazara alındığında 3. kişi ile borçlu arasında mal kaçırmak amacıyla muvazaalı işlemler yapıldığı görülmekle davacının karinenin aksini ispat ettiğinin kabulü gerekeceği görülmekle, davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Haczin davacı üçüncü kişinin ticaret sicilinde kayıtlı adresinde yapıldığı, ödeme emrinin borçluya bu adreste tebliğ edilmediği, üçüncü kişi şirket ile borçlu şirketin aynı adreste faaliyet göstermediği, üçüncü kişi şirketin borcun doğum tarihinden önce faaliyete geçtiği, kurucu ortakları arasında yer alan bir kişi, aynı zamanda davalı borçlu şirketin kurucu ortaklarındansa da, borcun doğumundan önce davacı üçüncü kişi şirketteki hissesini devrederek ortaklık ve müdürlükten ayrıldığı, üçüncü kişi şirketteki hissesini devretmeden önce ödenmemiş sermayesini ödemiş olduğu, üçüncü kişi tarafından sunulan faturaların kanuni süresi içinde açılış ve kapanış tasdikleri yapılan davacı üçüncü kişi şirketin ticari defterlerine işlenmiş olduğu, menkullerin alışı yapılan dava dışı şirketlerin kanuni süresi içinde açılış ve kapanış tasdikleri yapılan ticari defterlerinde de bu faturalarının kayıtlı olduğu, haciz tutanağındaki yazılan menkullerin seri numaraları ile faturalardaki seri numaralarının örtüştüğü uyuşmazlıkta, haciz mahallinde borçlu şirkete ait bulunan belgelerin anılan ortağın üçüncü kişi şirketteki hissesini devretmeden önceki döneme ait olduğu ve bu nedenle haciz mahallinde belge bulunmasının hayatın olağan akışına uygun olduğu, davacı üçüncü kişi şirket ile borçlu şirket arasında borcun doğum tarihi itibariyle organik bağ bulunmadığı ve şirketlerin benzer alanda faaliyette bulunmasının da tek başına organik bağ için yeterli olmadığı- Mülkiyet karinesi davacı üçüncü kişi lehine olup davanın üçüncü kişi tarafından açılmasının ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmayacağı ve mülkiyet karinesinin aksinin davalı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispatlanması gerektiği- Davalı alacaklının delil olarak dayandığı ticaret sicil kayıtları, haciz tutanağı, ticari defterler, dosya kapsamında yer alan bilirkişi raporları ve tanık beyanlarının, karinenin aksini ispat için yeterli olmadığı- "İspat külfetinin davalı alacaklıda olduğu ancak TBK 133/2 gereğince temel borç ilişkisindeki borcun doğum tarihinin araştırılarak alacaklının dayandığı delillerin bu tarihe göre değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararının bu değişik gerekçeyle bozulması gerektiği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-