İtirazın alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklının icra mahkemesinden ‘itirazın kaldırılması’nı istemek zorunda olduğu; aksi halde ihtiyati haczin hükümsüz kalacağı–
İhtiyati haciz kararından sonra, bu kararın dayanağı olan alacak davasının, ihtiyati haciz kararı veren mahkemede de açılabileceği–
İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için, mahkemenin ‘alacağın varlığı hakkında kanaat edilmiş olması’nın yeterli olduğu, bu konuda kesin ispat aranmayacağı, ancak ‘hangi delillere dayanılarak, ne sebeple ihtiyati haciz kararı verildiği’nin, kararının gerekçesinde açıklanmış olması gerekeceği–
Yokluğunda yapılan ihtiyati haciz tutanağı tebliğ edilmediğinden alacaklının ihtiyati haczinin düşmeyeceği, takip dosyalarının birleştirilmesi talebiyle haczi öğrendiğinden bahsedilemeyeceği, yani bu durumun haczin alacaklıya tebliğ edildiği anlamına gelmeyeceği-
Alacaklı, borçlunun ödeme emrine itiraz ettiğini başka şekilde öğrenmiş olsa bile, borçlunun itirazı kendisine tebliğ edilmedikçe, İİK. 264/II, c:2’deki 7 günlük sürenin işlemeye başlamayacağı–
Alacaklının ihtiyati haciz kararının uygulanmasından sonra 7 günlük süreyi geçirerek kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapamayacağı–
Borçluya çıkarılan tebliğin bila tebliğ döndüğü ve bugüne kadar kendisine ödeme emrinin tebliğ edilememiş olduğu, alacaklı vekilinin talebiyle tapu sicil müdürlüğünce borçlunun daha önce ihtiyati haciz konulan taşınmazı üzerindeki haczin yenilendiği, ve bu haciz işlemini haricen öğrenen borçlu tarafından meskeniyet şikayetinde bulunulduğu fakat, kesin haczin ancak ödeme emrinin kesinleşmesinden sonra istenebileceği-
İİK. 264/I'de öngörülen '7 gün içinde takipte bulunma zorunluluğu'nun amacının 'alacaklının takdirine göre takibin ve ihtiyati haczi tamamlayan merasimin sürüncemede kalmasına engel olmak' olduğu- Ödeme emrinin -icra mahkemesince- iptâli halinde, alacaklının veya tebliğinden itibaren 7 gün içinde yeni bir ödeme emri gönderilmesini sağlaması' gerekeceği, aksi halde ihtiyati haczin hükümsez hale geleceği–
İİK'nın 258'nci maddesi uyarınca, alacağın varlığının yanı sıra vadesinin geldiği konusunda da mahkemeye kanaat verecek delillerin gösterilmesi gerektiği-