"İhtiyati haczin uygulandığı" alacaklıya tebliğ edilmediği sürece, İİK'nun 264/I'deki yedi günlük takibe geçme süresinin işlemeye başlamayacağı–
İİK. 264/I'de öngörülen 7 günlük sürenin, 'kıymet takdiri raporu'nun tebliği ile başlamayacağı–
"Haczin borçluya tebliğ olunduğu"na dair 103 davetiyesinin icra dosyasında bulunmaması halinde, borçlunun haciz işleminden, kıymet takdirinin kendisine tebliği ile haberdar olduğunun kabulü gerekeceği–
İcra takibi başladıktan (açıldıktan) sonra ihtiyati haciz kararının alınmış olması halinde, alacaklının ihtiyati haciz kararını uygulattıktan sonra İİK'nun 264/I'de öngörülen yedi günlük süre içinde "takip talebi"nde bulunmasına gerek bulunmadığı–
İhtiyati haciz kararının ‘etkili bir tedbir işlemi’ niteliğini taşıyıp, bir ‘icra takip muamelesi’ sayılmadığından, alacaklının itirazla duran icra takibi aşamasında ihtiyati haciz kararı alıp bunu uygulatabileceği–
İhtiyati haciz kararından sonra, bu kararın dayanağı olan alacak davasının, ihtiyati haciz kararı veren mahkemede de açılabileceği–
İhtiyati haciz uygulanırken hazır bulunan alacaklının, bu tarihten itibaren 7 gün içinde gerekli harçları ödeyerek takip talebinde bulunmuş olması halinde, ihtiyati haczin düşmesini önlemiş olacağı, aynı sürede tebligat giderinin verilmemiş olmasının sonucu değiştirmeyeceği–
İİK. 264/II'deki 7 günlük sürenin "borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren" işlemeye başlayacağı, alacaklının, borçlunun ödeme emrine itiraz ettiğini başka bir şekilde öğrenmiş olsa bile, 7 günlük sürenin işlemeye başlamayacağı–
Mahkeme "borçlunun itirazının hangi tarihte alacaklıya tebliğ edildiği" araştırılarak, yedi günlük süre içinde alacaklı tarafından "itirazın kaldırılması"nın veya "itirazın iptâli"nin istenmiş olup olmadığının saptanması gerekeceği–