Şikayetin, takip dosyasında uygulanan ihtiyati hacizlerin kaldırılmasına ilişkin olduğu görülmekle, istinaf ve temyiz konusu uyuşmazlık miktarının belirlenmesinde şikayete konu hacizli malların tutarının esas alınması gerektiği dikkate alındığında, kararın İİK'nın 364. maddesi uyarınca temyizinin kabil olduğu-
İhtiyati haczin kalkması-
İhtiyati haciz kararının infazına ilişkin şikayetleri inceleme görevinin, ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz kararını veren Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu- O halde; şikayet tarihi itibariyle ihtiyati haciz hakkında herhangi bir icra takibinin bulunmadığı, ihtiyati haczin ihtiyati tedbir niteliğinde olduğu değerlendirilerek ihtiyati tedbirin infazına ilişkin şikayetlerin de kararı veren mahkemece incelenmesi gerektiği gerekçesiyle şikayetin görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
İİK’nın 281/2. maddesinde düzenlenmiş olan ihtiyati haciz, İİK'nın 257 ve devamı maddelerinde düzenlenen ihtiyati hacizden farklı olduğundan, davayı kazanan davacı alacaklının, İİK’nın 281/2. maddesi kapsamındaki ihtiyati haczin dayanağı olan ilamı bir aylık süre içinde, icra dairesine ibraz etmesinin zorunluluğu bulunmadığı. İİK’nın 264/3. maddesi hükmü burada uygulanmayacağından, tasarrufun iptali davası sırasında verilen ihtiyati haciz, tasarrufun iptali kararı ile kesin hacze dönüşeceği, bu nedenle İİK'nın 281/2. maddesi uyarınca verilen ihtiyati haciz kararının, asıl icra dosyasından infazı gerekeceği- Şikayete konu edilen ihtiyati haciz kararının İİK'nın 281/2. maddesine göre verilmiş gerçekte " ihtiyati tedbir " niteliğinde bir karar olduğu, ayrıca ihtiyati hacizlerin tatbik edildiği İstanbul 7. İcra Dairesinin 2021/"" "" E. sayılı takip dosyasında şikayetçi E. B’nin borçlu sıfatlarının bulunmadığı, hakkında herhangi bir icra takibinin başlatılmadığı, sadece hakkında tasarrufun iptali davasının yargılaması sırasında verilen ihtiyati haciz kararının infaz edildiği, bu haliyle İİK’nın 266. maddesinin somut uyuşmazlıkta uygulanma imkanının bulunmadığı-
İİK'nın 67/1 maddesinde öngörülen bir yıllık sürenin, itirazın iptali davası için öngörülmüş hak düşürücü süre niteliğinde olup İİK'nın 264/2. maddesinde belirtilen 7 günlük süreyi bertaraf etmeyeceği- Borçlunun ödeme emrinin tebliği üzerine süresinde borca itirazı ile takibin durduğu, borca itirazın alacaklıya 24.06.2023 tarihinde tebliğ edildiği, davalı alacaklı tarafından süresi içinde 21.06.2023 tarihinde arabuluculuk başvurusunda bulunulmuş ise de arabuluculuk görüşmeleri arabuluculuk uzlaşamama tutanağına göre 23.06.2023 tarihinde sonuçlanmış olup, İİK'nın 264/2. maddesinde öngörülen 7 günlük süre içinde itirazın iptali davası açılmadığı, süresinden sonra 14.07.2023 tarihinde açıldığı anlaşıldığından, ihtiyati haciz kararının yasa gereği hükümsüz hale geldiğinin kabulü gerekeceği, o halde, mahkemece şikayetin kabulü ile İcra Müdürlüğünün 13.07.2023 tarihli kararının ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Tasarrufun iptali davasının yargılaması sırasında verilen ihtiyati haciz kararının infaz edildiğinden İİK’nın 266. maddesinin somut uyuşmazlıkta uygulanma imkanının bulunmadığı-
Sıra cetveline ilişkin şikayet üzerine, icra mahkemesince sıra cetvelinin iptaline karar verilmekle yetinilmesi gerektiği, yeniden sıra cetveli düzenlenerek karar verilmesinin hatalı olduğu- Şikayetçi, şikâyet dilekçesinde yalnızca yapılan sıra cetvelinde "garameye dâhil edilmeyi" istediği hâlde, talep aşılarak, şikâyet olunan garameden çıkarılarak karar verilmesinin doğru olmadığı- İcra mahkemesince, sıra cetvelinin hangi ilkelere göre düzenleneceği, alacaklıların ne miktar için hangi sıralarda yer alması gerektiği belirlenirken, şikâyetçinin "garameden pay almış olanların garameye girmemesi gerektiğine" dair iddiasının bulunmadığının dikkate alınması, ayrıca şikâyet olunanlar garame dışı bırakacak şekilde verilen kararın, bu şikâyet olunanlar tarafından temyiz edilmemesi nedeniyle diğer alacaklılar lehine usuli kazanılmış hak doğduğunun gözetilmesi, mahkemece verilecek kararın gerekçesinde, düzenlenecek yeni sıra cetvelinde bu ilkelere de yer verilmesi, iptal nedenleri hükmün sonuç kısmında ayrıca belirtilmeden sıra cetvelinin sadece iptaline karar verilmesi gerektiği-
Şikayete konu edilen ihtiyati haciz kararı İİK'nın 281/2. maddesine göre verilmiş olup, gerçekte ihtiyati tedbir niteliğinde bir karar olduğu, ayrıca .......... İcra Müdürlüğü ............... E. sayılı dosyasında herhangi bir icra takibinin başlatılmadığı, sadece tasarrufun iptali davasının yargılaması sırasında verilen ihtiyati haciz kararının infaz edildiği görüldüğünden, kararın infazına ilişkin inceleme görevinin, tasarrufun iptali davasının yargılamasında görevli olan ve tedbir kararını veren ............ Asliye Hukuk Mahkemesi'ne ait olduğu, o halde, ilk derece mahkemesince görev nedeniyle istemin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Genel haciz yoluyla yapılan takipte, ödeme emrinin tebliğinden sonra borçlu tarafından yasal süre içerisinde ödeme emrine itiraz edilmemesi ya da itirazın İcra Mahkemesince kesin olarak kaldırılması veya mahkemece iptal edilmesi halinde ihtiyati haciz kendiliğinden kesin hacze dönüşeceği-
Somut uyuşmazlıkta; şikayete konu edilen ihtiyati haciz kararının İİK'nın 281/2. maddesine göre verilmiş olup, gerçekte ihtiyati tedbir niteliğinde bir karar olduğunun ve bu suretle İİK'nın 264/3. maddesi hükmü burada uygulanmayacağından, tasarrufun iptali davasının davacısı olan alacaklının, ihtiyati haczin dayanağı olan ilamı bir aylık süre içinde icra dairesine ibraz etme zorunluluğu bulunmadığının, öte yandan, tasarrufun iptali davasında verilen ihtiyati hacizlerin, söz konusu davanın kabulüne ilişkin karar tarihi olan 11.05.2006 itibariyle kesin hacze dönüştüğünün ve bu tarih itibariyle uygulanması gereken iki yıllık süre dolmadan 14.09.2007 tarihinde yapılan satış talebinin yasal sürede olduğu-