12. HD. 14.10.2021 T. E: 3701, K: 8942-
Şikayet dilekçesi ve harç makbuzuna göre ihalenin feshini isteyen kişi şikayetçi ...... olmasına rağmen, gerek ilk derece mahkemesince gerekse de Bölge Adliye Mahkemesince gerekçeli karar başlığında borçlu şirketin de davada şikayetçi sıfatı ile gösterilip adı geçen şirket aleyhine hüküm kurulduğunun anlaşıldığı, bu durumda Bölge Adliye Mahkemesince, borçlu şirketin şikayetin tarafı olmadığı gözetilerek ilk derece mahkemesi kararında gerekli düzeltmeyi yapması gerekirken, adı geçen şirket yönünden usulden ret kararı ile birlikte şirket aleyhine vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmesi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Satış ilanı tebligatının borçlu vekiline elektronik yolla tebliğ edildiği görüldüğünden, Bölge Adliye Mahkemesince; satış ilanı tebliğinin vekile usule uygun yapıldığı ve başkaca fesih nedeni de bulunmadığı dikkate alınarak bu gerekçe ile istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile ihalenin feshi yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece hükme esas alınan kök raporda ve ek raporda bilirkişiler tarafından hangi tarih itibari ile değerleme yapılmış olduğu açıkça belirtilmemiş olup borçlular tarafından icra müdürlüğünce alınan ........... tarihli rapora itiraz edildiğinden iki yıllık sürenin icra müdürlüğünce aldırılan rapordaki değerleme tarihi olan ........... tarihinden başlayacağının kabulü gerekeceği, satış tarihi itibariyle İİK'nun 128/a-2. maddesinde öngörülen iki yıllık sürenin geçtiği, kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıldan fazla süre geçtikten sonra ihale gerçekleştirilmiş olmakla ve bu hususun re'sen gözetilmesi gerektiğinden, mahkemece ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Toplu rehin durumunda, ipotek alacaklısı alacağı gününde ödenmemişse, üzerinde toplu (birlikte) rehin kurulmuş olan taşınmazlar için takibin birlikte başlatılması ve satışının da aynı anda talep edilmesi gerektiği-
İlk derece mahkemesince ihalenin feshi istemleri reddedilen davacılar aleyhine ihale bedelinin %10'u tutarında tek para cezasına hükmedilmesi gerekirken her davacı için ayrı ayrı para cezasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Davacının ihalesinin feshini talep ettiği taşınmazın kesinleşen muhammen bedelinin 450.000,00 TL. olup, bu taşınmazın 481.000,00 TL. bedel ile ihale olunduğu, bu taşınmaz yönünden de kıymet takdirine veya ihaleye fesat karıştığına yönelik herhangi bir şikayette bulunulmadığı gibi, zarar unsurunun gerçekleşmediği, bu taşınmazla ilgili olarak da şikayetçinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararının bulunmadığı-
Mahkemece, borçlu tarafından ileri sürülen hazırlık işlemlerine yönelik bu şikayetin reddine karar verilmiş ise de, mahkemece yapılan keşif üzerine fen bilirkişisi tarafından düzenlenen raporda taşınmazların numarataj sisteminde satış ilanında gösterilen adresten farklı bir adreste kayıtlı olduğu tespit edilmiş olduğundan, bu hususun satış ilanında gösterilmemesinin talep ve talibi olumsuz etkileyecek nitelikte olduğu, o halde, İlk Derece Mahkemesince, açıklanan bu nedenle her iki taşınmaz yönünden ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
İhaleye ilişkin satış kararının, gazetede ilanı yapılmaması, satışa katılımın olmamasına veya az olmasına sebep olabileceği gibi; bu durumun, talep ve talibi azaltıcı nitelikte olduğu- Bu nedenle mahkemece, şikayet kabul edilerek ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği-
Satış kararında; yeteri kadar satış ilanının hazırlanarak ilgililere tebliğine, menkul satışlarında tebligat zorunluluğu olmadığından satış tebligatlarının bila tebliğ dönmesi halinde satışın yapılmasına karar verildiği, bu karar doğrultusunda, borçluya ihaleden önce satış ilanı tebligatı çıkarılması yeterli olup, bila tebliğ iade halinde dahi satışın yapılması mümkün iken, ilanın makul sürede tebliğ edilmediğinden bahisle ihalenin feshi yönünde hüküm tesisinin doğru olmadığı-