Görevli memurların ipotek tesisini işlememeleri ipoteğin varlığını ortadan kaldırmayacağından şikayetçinin iddiaları fesat kapsamında kalmadığı gibi İİK'nun 134. maddesi gereğince ihalenin feshi sebepleri arasında da yer almadığından ve yapılan ihalede de usul ve yasaya uymayan bir yön bulunmadığından ihalenin feshi talebinin reddinin gerekeceği-
İhalenin feshi talebi üzerine icra mahkemesi tarafından 20 gün içinde duruşma yapılarak ve taraflar gelmeden de icap eden karar verileceğinden, bu konuda evrak üzerinde karar verilemeyeceği-
Mahkemece kesin süre verilen şikayetlerde, kesin süreye riayet edilmemesi halinde borçlunun “bu hakkından sarfı nazar etmiş sayılacağı ve şikayetin reddedileceği" açıkça ihtar etmediği durumda, geçerli bir kesin mehilden söz edilemeyeceği-
İhale edilen gayrimenkul tarım reformu uygulama alanı olarak ilan edildiğinden ve kısıtlılık süresinde icra dairelerince devir edilemeyeceğinden, mahkemenin bu kısıtlılığın devam edip etmediğini inceledikten sonra "satış işlemlerinin iptali" konusunda bir karar vermesi gerekeceği-
İhalenin feshi istemi dava niteliğinde olmayıp şikayet prosedürü içerisinde olduğundan, ihalenin feshini istemiş olan borçluların yanlış hasım göstermiş olmasının, mahkeme tarafından red gerekçesi yapılamayacağı, aksine mahkemenin doğru hasmı davaya dahil edip uygun kararı vermesi gerekeceği-
Ortaklığın giderilmesi ilamının tarafı ve ihale konusu taşınmazın hissedarı olan şikayetçiye satış ilanının usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu (mad.1/3-d) uyarınca müzayede mahallerinde yapılan satışların katma değer vergisine tabi olduğu; icra yoluyla yapılan satışlarda verginin mükellefinin satışı gerçekleştiren icra dairesi olduğu, icra müdürlüğünce katma değer vergisinin tarh ve tahakkuk işlemlerinden doğan uyuşmazlıkların çözüm yerinin icra mahkemeleri değil vergi mahkemeleri olduğu-
Not:Uyuşmazlık Mahkemesinin ise, aksi doğrultuda içtihatları olmuş olup, Uyuşmazlık Mahkemesi bu tür uyuşmazlıkların yine icra mahkemelerinde çözümlenmesi gerekeceğini belirtmiştir. (Bknz: UM (Uyuşmazlık Mahkemesi) 11.03.2013 T. E: 2012/182, K:321)