İİK.'nun 149/a-1 maddesinin göndermesi ile olayda uygulanması gereken aynı kanunun 33. maddesine göre icra mahkemesine yapılan itirazın icrayı ve satışı durdurmayacağı, İİK.'nun 149/a-2 maddesine göre ise, icra mahkemesinin geri bırakılma isteminin reddine ilişkin kararına karşı istinaf yoluna başvuran borçlu veya üçüncü şahıs, takip konusu alacağın yüzde onbeşi nispetinde teminat yatırmadığı takdirde satış durmayacağı, ihale tarihinde henüz icra mahkemesinde icranın geri bırakılması yargılamasının devam ettiği ve satışın durdurulması yönünde bir karar alınmadığından ihalenin yapılmasının usul ve yasaya uygun olduğu-
İhalenin normal koşullar altında yapılmadığı, katılımın engellendiği ve bu şekilde ihaleye fesat karıştırıldığı anlaşıldığından icra mahkemesince şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Toplu rehnin "üzerinde kurulmak istenen taşınmazların mülkiyetinin aynı kişiye ait olması"ya da "taşınmazların ayrı kişilerin mülkiyetinde yani taşınmazların malikleri farklı kimseler ise, bu kişilerin güvence altına alınmak istenen borçtan müteselsil olarak sorumlu olmaları" halinde kurulabileceği-
Şikayet dilekçesinde dayanılan ihalenin feshi nedenleri satış öncesi hazırlık işlemlerine dayalı olduğundan süresinde şikayet edilmeyen satış öncesi işlemleri ve kıymet takdiri kesinleştiğinden, kesinleşen hususların ihalenin feshi sebebi yapılamayacağı-
Borçlu şirketin yetkili temsilcisinin bulunup bulunmadığı belirlenmeden doğrudan işçiye tebligat yapılması, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. ve 13. maddelerine aykırı olduğundan anılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu- Borçlu şirkete gönderilen satış ilanı tebliğine ilişkin tebligat evrakının incelenmesinde; tebliğ memurunun adı ve soyadının yazılı olmadığı görülmekte olup, bu hali ile de tebliğ işleminin usulsüz olduğu- Mahkemece, icra müdürlüğünce borçlu şirkete usulüne uygun satış ilanı tebliğ edilmeksizin (İİK.nun 127.md.) ihalenin gerçekleştirilmesi doğru olmadığından ve bu eksiklik başlı başına yerleşik Yargıtay İçtihatlarına göre ihalenin feshi nedeni sayılacağından, ihalenin feshine karar vermek gerekirken tebligatta herhangi bir usulsüzlük bulunmadığı gerekçesiyle istemin süre aşımından reddine dair karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Satışa konu taşınmazın imar durumu sorulmadan ihale yapılması, taşınmazda değer artırıcı unsurları etkileyeceğinden ihalenin feshi nedeni olduğu- Satış öncesi  yapılan  işlemlere  ilişkin şikayetlere dair verilen kararlar, kesin olduğundan ihalenin feshi aşamasında ileri sürülebileceği, ayrıca kıymet takdirine itiraz dışında  satış ilanının  ve şartnamesinin usulüne  uygun  düzenlenmediği  hususundaki iddialar daha önce şikayet konusu yapılmasa bile  ihalenin feshi davasında dinlenmesine engel teşkil etmeyeceği-
Şikâyetçi, açık artırma ilanında özellikleri açıkça belirtilen taşınmaz için; satış ilanına göre ihaleye katılmış ve taşınmazlardaki borçlu hissesini satın almış olup; ihaleye girmeden önce taşınmazların borçluya düşen miktarı ve tespit edilen muhammen bedellerini bildiğinden ihale alıcısının artık ihale tarihinden sonra icra mahkemesine gelerek, esaslı hataya düştüğünü ileri sürerek ihalenin feshini talep edemeyeceği-
İhalesi yapılan menkullerle ilgili olarak icra mahkemesinde istihkak davası açan şikayetçi üçüncü kişinin ihalenin feshi talebinde bulunma hakkı bulunmadığı-
İİK. nun 128/2. maddesinin son cümlesi gereğince kesinleşen kıymet takdiri için iki yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri istenemeyeceği; İİK. nun 128. maddesinde öngörülen iki yıllık sürenin başlangıcının, sonradan kesinleşmesi koşulu ile kıymet takdirinin fiilen yapıldığı (keşif) tarih olduğu-
İhalenin feshi davasının işin esasına girildikten sonra reddi halinde, her ‘davacı’ için, ayrı ayrı değil ihale bedeli üzerinden ‘tek’ para cezasına hükmedilmesi gerekeceği-