İhalenin feshini isteyen borçlunun, diğer borçlulara kıymet takdir raporu ve satış ilanı tebliğ edilmediğinden bahisle ihalenin feshini isteme hakkının bulunmadığı-
TCK. mad. 265'deki suçun oluşması için, görevin yapılmasını engellemek amacıyla cebir veya tehdit kullanılması gerektiği, müştekilere ait bulunmayan mülkiyeti bankaya ait evi yakacağını söylemesinin yakarak mala zarar verme suçunun maddi unsuru içerisinde kalan bir eylem olduğu, kamu görevlilerine yönelik tehdit sayılamayacağı,görevliye direnme suçundan beraati gerektiği- Tahliye işleminden rahatsız olan sanığın mülkiyeti bankaya ait evi yakacağını söyleyerek içeride bulunan kendisine ait eşyaları çakmakla tutuşturduğu, genel tehlike doğmadan ve eve bir zarar gelmeden tanıkların müdahalesiyle söndürüldüğü, sabit olan eyleminin yakarak mala zarar vermeye teşebbüs vasfında olduğu-
Katma Değer Vergisi Kanunu'nun "Sosyal ve Askeri Amaçlı İstisnalarla Diğer İstisnalar" başlıklı 17. maddesi kapsamına giren alacaklı bankanın alacağına karşılık borçluya ait taşınmazı cebri icra yolu ile aldığı takdirde Katma Değer Vergisi'nden müstesna olduğu (KDV. K. mad. 17/r)
Birleşen ihalenin feshi davaları için ayrı ayrı hükmedilen para cezası yerine tek para cezasına hükmedilmesi gerekeceği-
İcra müdür yardımcısının ihalenin sağlıklı şekilde yürütülmesini sağlamak amacıyla teminat yatırmayanları ihale salonu dışına çıkarmasında ihalenin yapılmasına engel bir durum olmadığı-
Haciz koydurmuş alacaklı yalnız bir kişi ise ve alacağı taşınmazın muhammen bedelinin yüzde yirmisi kadar veya ondan fazla ise, alacaklının, artırmaya katılabilmek için teminat göstermekle yükümlü olmadığı, haciz koydurmuş olan alacaklılar birden fazla ise, o zaman bir haciz alacaklısının teminat göstermekten muaf tutulabilmesi için kendisinden önce gelen haciz alacaklılarının alacak toplamının, muhammen bedelden çıkarılması ile haciz alacaklısına düşmesi muhtemel bedelin, muhammen bedelin %20'sini karşılaması, ayrıca haciz alacaklısının alacak miktarının muhammen bedelin %20'si veya üzerinde olması gerektiği- Birden fazla alacaklı olduğundan, mahkemece, alacaklının teminat muafiyetine sahip olup olmadığının tespiti için güncel alacağı ile kendisinden önce haczi olan alacaklının alacak toplamının tespit edilerek sonuca göre ihalenin feshi isteminin incelenmesi gerektiği-
Borçlu şahıs yönünden satış ilanı tebliğinin usulsüzlüğünden bahisle ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken diğer borçlu şirketi de kapsar şekilde her iki borçlu yönünden ihalenin feshine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İhalenin feshi isteminin, aktif husumet yokluğundan reddedilmesi halinde işin esasına girilmediğinden, şikayetçilerin %10 para cezasına mahkum edilmeyeceği- İhalenin feshi talebinin reddi halinde kendini vekille temsil ettiren davalılar lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerekeceği-
İcra emrinin ipotek borçlusuna usulsüz tebliğ edildiği gerekçesiyle Tebligat Kanununun 32. maddesi uyarınca usulsüz tebligatı öğrendiği tarihin tebliğ tarihi kabul edilerek icra emrinin tebliğ tarihinin 23.03.2001 olduğunun tespitine karar verildiği alacaklı şirketin yapılan ikinci ihalede taşınmazı alacağına mahsuben satın aldığı, bu durumda davacı-borçlunun en geç 23.03.2001 tarihinde satış dosyasından haberdar olduğu, icra emrinin ipotek borçlusuna tebligatın usulsüz yapıldığı yönündeki iddianın yerinde olmadığı, tescil yolsuz olmadığından davalının da kötüniyetli olduğunun ileri sürelemeyeceği, dolayısıyla tapu iptal ve tescil isteminin reddi gerekeceği-
Şikayetçinin kıymet takdirinin yanlış yapıldığına dair bir itirazı bulunmayıp sadece kıymet takdiri tebliğinin usulsüzlüğü ileri sürüldüğünden ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-