2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanından kaynaklanan alacaklar ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığının rehinle temin edilmiş alacaklarının takibinde, ikinci fıkrada yer alan oranın yüzde yirmi olarak uygulanacağı, Yasa'nın bu hükmünün emredici nitelikte olup kamu düzenine ilişkin bulunduğundan mahkemece re’sen uygulanması gerekeceği-
Şikayetçi İİK'nun 134/2. maddesinde sayılan ihalenin feshini isteyebileceklerden olmadığından mahkemece isteminin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekeceği-
Satış bedelinin, taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olduğu, bu durumda zarar unsuru gerçekleşmediğinden borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olmadığı, ancak İİK'nun 134/2. maddesi uyarınca ihalenin feshi isteminin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi halinde ise işin esasına girilmemiş olunacağından borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Davadan feragatin, geniş kapsamlı bir beyan olup; HMK'nun 311. maddesi gereğince kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı, feragatin geçerliliğinin, karşı tarafın muvafakatine de bağlı olmadığı, feragat beyanının etkisini, onu yapanın tek yönlü irade beyanı ile göstereceği-
İstihkak iddia eden 3. kişinin ihalenin feshi davası açmasına yasal imkanın olmadığı, şikayetçinin isteminin aktif husumet yokluğundan işin esasına girilmeden reddine karar verilmesi nedeniyle para cezasına hükmedilmemesi gerekeceği-
İhalenin feshi istemi, İİK.'nun 134. maddesi kapsamında şikayet niteliğinde olup; anılan şikayete ilişkin kararlarda; 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun Yargı Harçları ile ilgili (1) Sayılı Tarifesi'nin, Karar ve İlam harcı başlıklı (III) numaralı bölümünün maktu harçlarla ilgili 2/a maddesi uyarınca maktu harç alınması gerekeceği-
Şikayet dilekçesinde kıymet takdirine usulünce yapılmış bir şikayetin de bulunmadığı ve  satış bedelinin taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olduğu anlaşıldığından zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararının bulunmadığı, mahkemece ihalenin feshi isteminin bu nedenle reddi ile işin esasına girilmemiş olacağından İİK. mad. 134/2  borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmemesi gerektiği-
Hasma tebliğin Tebligat Kanunu'nun 39. maddesine aykırı olduğu- İhalenin feshi istemiyle açılan davada, "tapudaki ilgili" sıfatına sahip olan şikayetçinin, tapu sicilinde adresinin olup olmadığı tespit edilip İİK. mad. 127 uyarınca satış ilânının usulünce tebliğ edilip edilmediğinin belirlenmesi gerektiği-
Muhatabın adresten geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığının, adreste bulunmama sebebinin ve tevziat saatlerinden sonra tebligat adresine dönüp dönmeyeceğinin sorularak tespit edilmediği, haber bırakılan komşunun imzasının alınmadığı, imzadan imtina edilmiş ise bu durumun da tevsik edilmediği görüldüğünden, tebliğ işleminin usulsüz olduğu- İİK. mad. 127 gereğince, taşınmaz satışlarında, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Her ne kadar somut olayda, feshi istenilen ihaleye konu olan taşınmazın satış bedeli muhammen bedelinin yüzde yüzünün üzerinde satıldığı, dolayısıyla satış bedelinin taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olduğu anlaşılmış olsa da satış ilanı ve kıymet takdiri tebliğlerinin de usulsüz olduğu ve borçlunun kıymet takdirine itiraz ettiği görüldüğünden, mahkemece, fesih nedeni olarak ileri sürülen kıymet takdirine ilişkin itirazları konusunda uzman bilirkişi marifeti ile keşif yapılmak suretiyle incelenerek, taşınmazın (icra müdürlüğünce, kıymet takdir tespitinin yaptırıldığı tarihteki) tespit edilecek değerinin, ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalenin feshine karar verilmesi, muhammen bedelin altında olması halinde ise zarar unsuru oluşmayacağından ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-