Borçlu tarafından 6183 Sayılı Yasa'ya göre yapılan ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurulduğu, mahkemece, ihalenin feshi isteminin, 6183 sayılı Yasa hükümleri kapsamında incelenerek reddedilmesi yerinde ise de, bu yasada düzenlenmeyen ve İİK'nun 134/2. maddesine yapılmış bir atıf da olmadığından bu davada uygulama yeri bulunmayan İİK'nun 134/2.maddesine dayanılarak, şikayetçinin ihale bedelinin %10'u oranında para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi isabetsiz olup, mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekir ise de; anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Satış bedelinin, taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olduğu anlaşıldığından, zarar unsuru gerçekleşmediği, borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olmadığı, mahkemece istemin zarar unsurunun bulunmaması nedeniyle reddi gerekeceği-
İİK'nun 133. ve 134. maddelerinin sebep ve sonuçları ile karar mercileri tamamen farklı olup, satış bedelinin yatırılmadığı gerekçesi ile İİK'nun 133. maddesi uyarınca icra müdürlüğünce satışın düşürülmesinin, aynı Kanunun 134. maddesine dayalı olarak yapılan ihalenin feshi istemine ilişkin şikayetin esasının incelenmesine engel teşkil etmeyeceği- İhalenin feshi talebinde bulunan şikayetçinin, icra takibinde taraf olmadığı gibi ihale konusu taşınmazın tapu sicilinde ilgili sıfatı da bulunmadığından ve ayrıca, şikayet konusu ihaleye de pey sürmek suretiyle katılmadığından, ihalenin feshini istemesine yasal imkanın olmadığı-
İhalenin feshi istemine ilişkin şikayet hakkında yetkisizlik kararı verilmesi üzerine, mahkemece, dava dosyasının yasal sürede yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmediği göz önünde bulundurularak, kamu düzeni ile ilgili olan HMK'nun 20. maddesi uyarınca re’sen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Satış bedellerin taşınmazların muhammen bedelinin üzerinde olduğu anlaşıldığından, bu taşınmaz yönünden yönünden zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olmadığı, mahkemece, bu taşınmaz yönünden istemin işin esasına girilmeden bu nedenle reddine karar verilmesi gerekeceği-
İhale alıcısı şikayetçilerin aynı taleplerini ileri sürdükleri bir başka dosyada şikayetin reddine kararı verildiğini, bu kararı temyiz etmeden yeniden aynı talepte bulunduklarını ileri sürdüğünden, mahkemece, öncelikle anılan icra mahkemesi dosyası incelenerek, derdestlik ya da kesin hüküm oluşturup oluşturmayacağının değerlendirilmesi gerektiği-
Şikayetçi borçlunun şikayet dilekçesinde tanık deliline dayandığı anlaşıldığından, belirttiği tanıkların isimlerini bildirmesi için kesin süre verilerek tanıklarını bildirdiği takdirde dinlenerek fesat iddiası konusunda bir değerlendirme yapılması gerekirken eksik incelemeyle ile hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Satış ilanının şikayetçi borçluya 30.06.2015 tarihinde “...en yakın komşusu isim imza imtina soruldu...” şeklinde tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, tebligat mazbatasına, dağıtıcı tarafından beyanda bulunan komşunun ad ve soyadının yazılmadığı ve ardından yine haber verilen komşunun da ad ve soyadının yazılmadığı görülmekle Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddeleri gereğince, tebliğ işleminin usulsüz olduğu-
İİK.nun 134/2.maddesi uyarınca ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde mahkemenin davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum edeceği, Yasa'nın bu hükmünün emredici nitelikte olup kamu düzenine ilişkin bulunduğundan mahkemece re’sen uygulanması gerekeceği, kamu düzenine aykırılıkta aleyhe bozma ilkesi nazara alınamayacağından, mahkemece ihalenin feshi istemi reddedilen davacı aleyhine para cezasına hükmedilmesi gerekeceği-
İhalenin feshi isteminin esastan reddine karar verilen şikayet konusu taşınmazın satış bedelinin, muhammen bedelin üzerinde olduğu anlaşıldığından, şikayetçi tarafından usulünce kıymet takdirine itiraz edilmediği de gözetildiğinde, zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, şikayetçinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararının bulunmadığı, bu durumda İİK'nun 134/2. maddesi uyarınca işin esasına girilemeyeceğinden, şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-