Davaya esas teşkil eden sözleşmede, sözleşmenin tarafları olarak davacı ile dava dışı şirketlerin belirtildiği, sözleşmenin 5.2 maddesinde uyuşmazlık halinde Adana Mahkemeleri'nin yetkili olacağına dair hüküm bulunduğu, sözleşmede davalı şirketin kaşe ve imzasının bulunduğu, ancak, sözleşmenin 6. Maddesinde, "Kontrat sadece ... için geçerlidir" hükmü bulunduğu gibi, sözleşmede, davalıya borç yükleyen bir hükme yer verilmediğinden sözleşmede yer alan yetki kuralının, sözleşmenin tarafı olmayan davalı yönünden bağlayıcılığı bulunmadığı ve genel yetkili mahkemenin, davalı tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olan İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu-
Zorunlu trafik sigortacısının kendi akidine karşı açmış olduğu rücuen tazminatın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali davasında sigortacının merkez veya şubesinin bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olup olmadığı, yetkili mahkemenin tespitinde Karayolları Trafik Kanunu'nun 110. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin uyuşmazlıkta; zarar gören hak sahiplerine ödemede bulunan zorunlu trafik sigortacısının, kendi akidi olan sigortalıya karşı rücu davası açabileceği, içe rücu davalarında yetkili mahkemenin hangi yer mahkemesi olacağı, Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesi kapsamında düzenlenmiş olmadığı, içe rücu davasında yetkili mahkeme anılan hükümlere göre değil, seçimlik yetki olarak Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun genel yetki kuralları çerçevesinde belirleneceği-
Mirasın hükmen reddinin tespiti hakkındaki davalarda yetki konusunda özel bir düzenleme bulunmadığından, yetkili mahkemenin genel yetki kuralı gereği davalının yerleşim yeri mahkemesi olduğu- Somut olayda, davanın Ankara 35. Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı, davalıların yetki itirazında bulunmadığı, yetkinin kamu düzenine ilişkin olmadığı ve kesin yetkinin bulunmadığı ve usulüne uygun bir yetki itirazı olmadığı durumlarda davanın ilk açıldığı mahkemenin yetkili hale geleceğinden uyuşmazlığın Ankara 35. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği-
Mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, itirazın iptali davasına bakan mahkemenin öncelikle (icra hukuk mahkemesinin) yerine geçerek, icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırması ve kendisinin yetkili olup olmadığını belirlemesi gerektiği- Davalı şirket yetkilisi tarafından imzalanmayan sözleşmenin (ve buradaki) yetki sözleşmesinin davalıyı bağlamayacağı- Davalı şirketin inkâr etmediği eser nedeniyle, davalının para borcundan oluşan edimi yönünden borcun ifa edileceği yer olan davacı takip alacaklısının ikametgâhının bulunduğu yer icra dairesinin de icra takibinde yetkili olduğu- Özel yetkinin genel yetkiyi ortadan kaldırmayacağı-"TBK 89/1'in sadece karz akdinden doğan borçlarla sınırlı olarak uygulanabileceği, bu düzenlemenin, iki tarafa karşılıklı borç yükleyen ve karşılıklı edimler içeren eser sözleşmesinden kaynaklanan ihtilâfta yetkili icra müdürlüğünün ve mahkemenin belirlenmesinde uygulanamayacağı" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Davalı alacaklının yerleşim yerinin İstanbul olduğu, asıl takibin İstanbul’da yapıldığı, davanın ise davacının adresi olan Malatya'da açıldığı, asıl icra takibinin yapıldığı ve davalının ikametinin bulunduğu İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğu, mahkemece yetki itirazının kabulü ile yetkisizlik kararı verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, haczin yapıldığı yerin yetkili olduğuna ilişkin düzenlemenin yeni HMK düzenlemesi nedeniyle geçerliliğini yitirdiği-
Takip dayanağı çeklerdeki keşide yeri ve muhatap bankanın bulunduğu yerin İstanbul olduğu gerekçesiyle davacının yetki itirazının reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-
İcra ve İflas Kanunu'nun 50/1. maddesine göre para ve teminat borçlularına ilişkin icra takiplerinde yetkili icra dairesinin HMK'nın 447/2 . maddesi atfı ile HMK'nın yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile uygulanmak suretiyle belirleneceği- Takip dayanağı olan akdin yapıldığı icra dairesinin de takipte yetkili olduğu, buna göre; çeke dayalı takip, genel yetkili yer olan borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesinde muhatap bankanın bulunduğu yer ödeme yeri sayıldığından buradaki icra dairesinde ve ayrıca İİK'nın 50/1 maddesi uyarınca çekin keşide edildiği yerdeki icra dairesinde yapılabileceği-
Bir davada yasa gereği birden fazla yetkili kılınmışsa davacının bu mahkemelerin birinde dava açma konusunda seçimlik hakka sahip olduğu- Tüketici davalarının, tüketicinin yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği-
Taraflar arasındaki devre mülk sözleşmesinin cayma hakkı kullanıldığından bahisle sözleşmenin feshi ve verilenin iadesi istemine ilişkin uyuşmazlıkta dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığı, dava tarihindeki yerleşim yerine göre davacının davayı, yetkisiz mahkemede açtığı-
Özel kanunlardaki yetkiye ilişkin kuralların, kesin yetki kuralı olarak öngörülmediği takdirde genel yetki kuralı ile beraber seçimlik bir yetki kuralı oluşturacağı-