Velayet düzenlemeleri ve bunun tabii sonucu olan iştirak nafakası istemlerinde amaç küçüğün menfaatinin korunması olduğundan "açıkça nafaka istemiyorum" şeklinde bir beyanın varlığı dışında hâkimin kendiliğinden iştirak nafakasına hükmetmesi gerektiği- İştirak nafakası çocuk için bir hak olup velayetin değiştirilmesi davalarında istenilen nafaka talepleri de ayrı bir davanın konusunu oluşturmadığı gibi bu hususta mahkemece ayrı harç alınmasının da iştirak nafakası talebini müstakil bir dava konusu hâline getirmeyeceği- Kamu düzenine ilişkin olan velayetin değiştirilmesine konu davada asıl talebin ferîsi niteliğindeki iştirak nafakası talebinin bağımsız bir dava olduğunun kabul edilemeyeceği- İştirak nafakasına hak kazanması için velayetin değiştirilmesi davasının sonucunun beklenmesinin çocuk yönünden haklarına geç ulaşması sonucunu doğuracağı ve kamu vicdanının yaralanmasına sebebiyet vereceği- Eğer bağımsız olarak açılan iştirak nafakasının artırılması ya da azaltılmasına yönelik bir dava söz konusu ise; dava konusu münhasıran "nafaka" olduğundan, davanın açılması için ayrı bir harç alınması gerektiği gibi dava sonunda yargılama giderleri de kabul- ret oranına göre hükmedilmesi gerektiği- Velayetin değiştirilmesine konu davada velayeti değiştirilen çocuk için hükmedilen velayet düzenlenmesine yönelik davaların fer'isi niteliğinde olan iştirak nafakası nedeniyle davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu- "Velayetin değiştirilmesi ve müşterek çocuklar yararına iştirak nafakası talep edildiğinden, davaların yığılmasının söz konusu olduğu, her iki talebin de ayrı ayrı dava edilme imkânı varken tek davada istenmesi durumunda tek bir vekâlet ücreti ve yargılama giderine hükmetmenin doğru olmadığı, söz konusu taleplerin ayrı davaların konusunu oluşturduğu" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Takibe dayanak ilamda davacı boşanma davası açılması sebebi ile ayrı yaşama hakkına dayanmamış, boşanma davasından önce haklı sebeplerle ayrı yaşama hakkına dayanarak tedbir nafakası isteminde bulunmuş olup TMK. mad. 197 uyarınca ayrı yaşamakta haklılık nedeninden kaynaklanan bağımsız tedbir nafakası davası kabul edilerek tedbir nafakasına hükmedildiği ve bu ilam TMK. mad. 169 gereğince verilmiş tedbir niteliği taşımadığı için anılan ilamdaki tedbir nafakasının boşanma ilamının kesinleşmesi ile yoksulluk nafakasına dönüşmesinin de söz konusu olmadığı- Bu nafakanın hüküm altına alınmasından sonra, boşanma ilamının kesinleşmesinin ise tedbir nafakasına ilişkin anılan ilamı bertaraf etmeyeceği- Mahkemece, TMK. mad. 197 gereğince, ayrı yaşamakta haklılık nedenine dayanan tedbir nafakasının süresiz olduğu gözetilerek şikayetin reddine karar verilmesi gerektiği-
Takibe dayanak ilamda davacı boşanma davası açılması sebebi ile ayrı yaşama hakkına dayanmamış, boşanma davasından önce haklı sebeplerle ayrı yaşama hakkına dayanarak tedbir nafakası isteminde bulunmuş olup TMK. mad. 197 uyarınca ayrı yaşamakta haklılık nedeninden kaynaklanan bağımsız tedbir nafakası davası kabul edilerek tedbir nafakasına hükmedildiği ve bu ilam TMK. mad. 169 gereğince verilmiş tedbir niteliği taşımadığı için anılan ilamdaki tedbir nafakasının boşanma ilamının kesinleşmesi ile yoksulluk nafakasına dönüşmesinin de söz konusu olmadığı- Bu nafakanın hüküm altına alınmasından sonra, boşanma ilamının kesinleşmesinin ise tedbir nafakasına ilişkin anılan ilamı bertaraf etmeyeceği- Mahkemece, TMK. mad. 197 gereğince, ayrı yaşamakta haklılık nedenine dayanan tedbir nafakasının süresiz olduğu gözetilerek şikayetin reddine karar verilmesi gerektiği-
Hakimin tarafların talep sonucu ile bağlı olduğu kanun hükümleriyle açık olduğundan, borca itirazın kaldırılması istemi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, borçlunun bir talebi bulunmadığı gibi re'sen ödeme emrinin iptalini gerektiren bir hususun bulunmadığı halde usul ve yasaya uygun olan ödeme emrinin iptaline karar verilmesi bozma gerektirdiği-
Yapılan yargılama ve toplanan delillerden davacı-karşı davalı kadına kusur olarak yüklenen yalanlar söyleyerek güven duygusunu zedelediği vakıasına davalı-karşı davacı erkek tarafından dava ve kadının davasına verdiği cevap dilekçesinde dayanılmadığının anlaşıldığı, dava ve cevap dilekçelerinde dayanılmayan vakıaların karşı tarafa kusur olarak yüklenemeyeceği, gerçekleşen bu duruma göre, boşanmaya sebep olan olaylarda her iki taraf da kusurlu olmakla birlikte davalı-karşı davacı erkeğin daha fazla kusurlu olduğunun kabulü gerekeceği- Mahkemece aldırılan sosyal ve ekonomik durum araştırma tutanağında davacı-karşı davalı kadının tekstilde çalıştığının tespit edildiğinin, kadının dosya içerisinde düzenlenen sosyal inceleme raporunda alınan beyanında belirttiğinin anlaşıldığı, mahkemece yeniden usulünce ekonomik ve sosyal durum araştırması yapılması, kadının çalışıp çalışmadığının belirlenmesi, çalıştığının anlaşılması halinde ise, geliri sorulmak suretiyle düzenli ve sürekli olup olmadığı araştırılarak, gerçekleşecek sonuca göre, kadının aleyhine iştirak nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği hususunda karar verilmesi gerekeceği-
Tedbir nafakasına tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere hükmedilmesi gerektiği-
2. HD. 26.06.2018 T. E: 2703, K: 8093-
Yapılan yargılama ve toplanan delillerden davacı-karşı davalı erkeğin bağımsız konut temin etmediğinin, eşini tehdit ettiğinin, eşine fiziksel şiddet uyguladığının, hakaret ettiğinin, eşini ailesiyle görüştürmediğinin, ailesinin evliliğe müdahalesine, eşine tehdit ve hakarette bulunmasına sessiz kaldığının; davalı-karşı davacı kadının ise eşine hakaret ettiğinin, birlik görevlerini ihmal ettiğinin, ailesinin evliliğe müdahalesine, eşine tehdit ve hakarette bulunmasına sessiz kaldığının anlaşıldığı, gerçekleşen bu duruma göre boşanmaya neden olan olaylarda davalı-karşı davacı kadına oranla davacı-karşı davalı erkeğin daha ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekeceği- Mecburi askerlik görevini yapmakta olan ve hiç bir geliri ve serveti olmayan erkeğin nafaka ile sorumlu tutulamayacağı-
2. HD. 25.06.2018 T. E: 2016/20497, K: 8059-
2. HD. 21.06.2018 T. E: 2016/20116, K: 7820-