Türk Medeni Kanununun 169. maddesi çerçevesinde anne yanında bulunan müşterek çocuk için tayin edilen tedbir nafakasının, davanın devamı süresince geçerli olacağı nazara alınmadan karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamına karar verilmesinin doğru olmadığı - Tedbir nafakası nihai hükümle tayin edildiğine göre karar tarihinden sonraki aylar için ait olduğu ayda ödenmemesi halinde faiz istenebileceği gözetilmeden dava tarihinden karar tarihine kadarki süre zarfında biriken nafaka tutarına da karar tarihinden itibaren faiz yürütülmesi sonucunu hasıl edecek şekilde hüküm tesisinin de doğru olmadığı-
İlk derece mahkemesi bozma ilamına uyduğu takdirde bozmaya uygun ve bozmayla sınırlı olarak karar vermekle yükümlü olduğundan; mahkemece ortak çocuk için usulen harcı ödenerek açılmış bir tedbir nafakası davası da bulunmadığından; çocuk nedeniyle kadın yararına ayrıca tedbir nafakasına (TMK md. 169) hükmedilemeyeceği-
Davacının nafaka talebi yargılamanın bütün aşamalarında tedbir nafakası olarak talep edildiğinden; hakim de talepten fazlasına karar veremeyeceğinden; davacı yararına yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceği-
Boşanma veya ayrılık davalarında hakim, davanın devam ettiği süre boyunca, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin, gerekli olan geçici önlemleri mahkemenin kendiliğinden (resen) almasının zorunlu olduğu- Tarafların ekonomik ve sosyal durumları gözetilerek, dava tarihinden geçerli olmak üzere, davacı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedileceği-
Müşterek çocuğun 25.08.2013 tarihi itibariyle ergin olduğu ve nafakanın ergin olduğu tarihe kadar takdir edilmesinin yerinde olduğu-
Kadının gelirinin düzenli ve sürekli olduğu, bu gelirin, onun asgari geçim giderlerini karşılayacak düzeyde olduğu, bu nedenle davacı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceği-
Davalı kadının ev hanımı olarak hiçbir gelirinin ve malvarlığının bulunmadığı, kendisinin de başkasının destek ve yardımıyla yaşamını sürdürdüğü, bu nedenle dava süresince baba yanında kalan ve velayetleri de babaya verilen müşterek çocuklar için, davacı koca yararına tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilemeyeceği-
Boşanmanın eki niteliğinde olan tedbir nafakası yönünden hükmün bozulduğu, bu nedenle her iki taraf yararına vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Boşanma veya ayrılık davalarında hakim, davanın devam ettiği süre boyunca, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin, gerekli olan geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almasının zorunlu olduğu-
Tarafların müşterek çocuklarının yargılama sırasında doğduğu, bu nedenle tebdir nafakasının çocuğun doğduğu tarihten itibaren başlayacağı-
