Davalı kadın, Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi ilamı ile kadın ve müşterek çocuk yararına tedbir nafakasına hükmedildiği ve kararın kesinleştiğini, bu nedenle boşanma davasında tedbir nafakası taleplerinin bulunmadığını belirttiği, bu husus gözetilmeden davalı kadın ve müşterek çocuk yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Davalı-davacı kadının birleştirilen bağımsız tedbir nafakası davası hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi; davalı-davacı kadının kira ve ziynet alacağına dayalı alacak davası hakkında bozma ilamı doğrultusunda işlem yapılması gerekeceği-
Daha fazla kusurlu eş yararına tazminat ve yoksulluk nafakası verilemeyeceği- Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği-
Boşanma davası sırasında müşterek çocuklar için hükmolunan nafaka yükümlülüğü konusundaki yabancı mahkeme kararının tenfizi isteğine ilişkin davada,Türk Medeni Kanununun 169. maddesine dayalı olarak ara karar ile hükmedilen nafakaların infazının mümkün olması sebebiyle, mahkeme kararını tenfizine karar verileceği-
Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakimin, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK. md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK.m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK.m.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorunda olacağı-
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. maddesi ve Avrupa Çocuk Hakları Sözleşmesinin 3. ve 6. maddeleri gereğince, mahkemece, küçüğün kendini ilgilendiren konularda dinlenmesi ve beyanına değer verilmesi gerektiğinden, küçüğün tercihi esas tutulup velayetin anneye verilmesi gerekeceği; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere ortak çocuk yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekeceği-
Davacı kadının çalıştığı, düzenli bir işi ve geliri bulunduğu, bu sebeple boşanma yüzünden yoksulluğa düşmeyeceği- Davalının "er" olarak askerlik yapmış olması ve askerlik görevi döneminde yükümlülükleri karşılayacak bir gelir ve malvarlığına sahip bulunmaması halinde, er olarak askerlik görevini yapanların askerlikleri süresince iaşesinin Devlet tarafından karşılandığı, bu durumda olanların askerlik hizmeti süresince tedbir nafakası ile sorumlu tutulamayacağı-
Boşanma veya ayrılık durumunda çocuk kendisine tevdi edilmemiş tarafın gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlü olduğu-
Aylık 2300 TL geliri bulunan davalının aylık 1500 TL nafaka ödemesine karar verilmek suretiyle, davalının geliri ile mütenasip olmayacak şekilde fazla nafakaya hükmedilemeyeceği-
Bozma ilamında inceleme dışı bırakılan "Velayet, kişisel ilişki ve iştirak nafakası" talepleri hakkında yeniden hüküm kurulması gerekeceği-