Davalının, cevap dilekçesi ile davacı taraftan tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat isteğinde bulunduğu, mahkemece, davalının bu istekleri hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamasının usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirdiği-
Kadına ait ziynetlerin bir kısmının koca tarafından bozdurulup ailenin ihtiyaçlarına harcandığı kocanın beyanından anlaşıldığından; bunların, kocaya, kadın tarafından geri istenmemek üzere verildiği iddia ve ispat edilmedikçe kocanın bunları iade etmekle yükümlü olduğu-
Mükerrer ödenmiş olan nafakanın iadesi için icraya başvurulması doğru olup buna yönelik itirazın iptaline karar verilmesinin yerinde olduğu-
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre müşterek çocuklara takdir olunan tedbir nafakaları az olup; mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekeceği-
Koca, eşinin sadakatsizliğine ilişkin şüphelerin netlik kazandığı anda eşinden ayrıldığı ve kısa bir süre sonra da boşanma davası açtığından; kadının davranışlarını affettiğinden söz edilemeyeceği; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda kadının tamamen kusurlu olduğu-
Türk Medeni Kanununun 169. maddesi çerçevesinde anne yanında bulunan müşterek çocuk için tayin edilen tedbir nafakasının, davanın devamı süresince geçerli olacağı nazara alınmadan karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamına karar verilmesinin doğru olmadığı - Tedbir nafakası nihai hükümle tayin edildiğine göre karar tarihinden sonraki aylar için ait olduğu ayda ödenmemesi halinde faiz istenebileceği gözetilmeden dava tarihinden karar tarihine kadarki süre zarfında biriken nafaka tutarına da karar tarihinden itibaren faiz yürütülmesi sonucunu hasıl edecek şekilde hüküm tesisinin de doğru olmadığı-
Tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek "dava tarihinden geçerli olmak üzere" davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Yargılama aşamasında ve halen müşterek çocuğun baba yanında kaldığı düşünülmeden bu çocuk için de dava tarihinden itibaren tedbir nafakasına hükmedilip çocuğa harcanmak için anneye verilmesinin usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirdiği-
Müşterek çocuğun 25.08.2013 tarihi itibariyle ergin olduğu ve nafakanın ergin olduğu tarihe kadar takdir edilmesinin yerinde olduğu-
Boşanma veya ayrılık davalarında hakim, davanın devam ettiği süre boyunca, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin, gerekli olan geçici önlemleri mahkemenin kendiliğinden (resen) almasının zorunlu olduğu- Tarafların ekonomik ve sosyal durumları gözetilerek, dava tarihinden geçerli olmak üzere, davacı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedileceği-