Gerçek anne ve babanın farklı kişiler olduğu iddia edilerek önceki kaydın iptali istemiyle açılan davada, istem olmasa da, mahkemece nüfustaki kaydın tesciline hükmedilmesi gerektiği-
Bir kimsenin doğmadan önce nüfusa tescil edilemeyeceği dikkate alınmadan yaşını düzeltmek isteyen davacı Z.T.'nin dosyada bulunan doğum kağıdına göre 1/6/1974 tarihinde doğduğu ve bu belge ile nüfus kütüğüne 25/11/1975 günü tescil edildiği anlaşıldığından mahkemece davacının yaşının bu tescil tarihini de aşacak şekilde 1/6/1978 olarak düzeltilmesine karar verilemeyeceği-
Nüfus Hizmetleri Yasası'nın 36. maddesi hükmüne göre, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine (ad ve soyadı değişikliği davaları dahil) ait davaların Cumhuriyet Savcısı ve Nüfus Müdürü veya görevlendireceği nüfus memurunun huzuru ile görülmesinin zorunlu olduğu, mahkemenin oluşumuna ait bu Kanun hükmü dikkate alınmadan Nüfus İdaresi’nin yokluğunda yargılama yapılarak hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olacağı-
Doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne geçirilmesinin nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olduğu gözetilerek dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Davacının aynı anneden doğduğu anlaşılan kardeşi ile arasında düzeltilen doğum tarihine göre 4 ay 15 günlük bir zaman farkının bulunduğu, bir kadının bu süre içerisinde iki kez doğum yapmasının tıbben mümkün olmadığı açık olup, nüfus kayıtlarında düzeltme yaparken bu kayıtların diğerleri ile çelişik olmamasına özen gösterilmesinin, böyle bir sonucu doğuracak kararlar verilmemesinin gerektiği-
Doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne geçirilmesinin nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olduğu gözetilerek doğumun nüfus kütüğüne kaydedilmemesi sebebine dayalı dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Aile hukuku ile ilgisi olmayan kayıt düzeltme davasında Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu-