Nüfus kayıtlarının düzeltilmesine(ad ve soyadı değişikliği davaları dâhil) ilişkin davaların C. Savcısı ve Nüfus Müdürü veya görevlendireceği nüfus memuru huzuru ile görülmesinin zorunlu olduğu-
Soyadının değiştirilmesine ilişkin bu dava, kamu adına açılmamış olup, yasa gereği Cumhuriyet Savcısının iştiraki ile yargılama yapıldığından bu gibi davalarda Cumhuriyet Savcısının temyiz hakkının nüfus kayıtlarında mahkemece vaki düzeltme kararı üzerine değişiklik yapılması nedenine dayalı olduğu-
Soybağını ilgilendiren nüfus kaydının düzeltilmesi davasında, davacının kayden annesi ile gerçek annesi olduğu ileri sürülenin davalı sıfatı ile davaya katılmaları gerektiği-
Mahkemenin de tespit ettiği gibi N.'in yaşının düzeltilmesi halinde iki kardeşin arasında 2 ay 21 günlük bir zaman dilimi kalacağından talep gibi N.'in yaşının düzeltilemeyeceği anlaşılmaktaysa da, rapor içeriği göz önüne alınarak yaşın düzeltilmesi mümkün iken yazılı gerekçeyle davanın reddinin doğru olmadığı-
Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahıslar tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılacağı, kayıt düzeltme davalarının Cumhuriyet Savcısı ve Nüfus Müdürü veya görevlendireceği nüfus memuru huzuru ile görüleceği ve karara bağlanacağı-
Bir şahsın doğmadan nüfusa kaydı söz konusu olmayacağından, nüfus kayıtlarında yapılan düzeltme ile çelişki yaratılmaması gerekeceği-
Babanın açtığı aile soyadı değişikliğini içeren dava ile ergin olmayan çocuğun da soyadı değişmiş bulunduğundan o çocuğun ergin olduktan sonra aynı konuda (aile soyadının değiştirilmesi istemli) 5490 sayılı Yasa' nın 36/b bendi uyarınca tekrar dava açamayacağı- İlgili yasa hükmü Anayasa Mahkemesi'nin 30.03.2012 tarihinde aldığı karar ile iptal edilmiş olup, soyadı değişikliği ile ilgili tekrar dava açılabileceğinden, bu içtihat geçerliliğini yitirmiştir.
Nüfus kaydının iptal edilmesi istenen B. Öksüz'ün doğumundan çok sonra dünyaya geldikleri anlaşılan ve beyanlarının doğruluğu hususunda kuşku bulunan 1945, 1948 ve 1954 doğumlu davacı tanıklarının beyanlarına itibar edilerek hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Bir şahsın doğmadan nüfusa kaydı söz konusu olamayacağından bu suretle düzeltmenin nüfus kayıtlarında çelişki yaratacağı, hakimin, nüfus kayıtlarında düzeltme yapılmasına karar verirken bu kayıtlar arasında çelişki yaratmamak ya da hayatın olağan akışına ters düşecek durumlara yol açmamaya özen göstermek zorunda olduğu-
Bir kadının 5 aylık bir süre içerisinde iki kez doğum yapmasının tıbben mümkün olmadığı açık olduğundan, hâkimin, nüfus kayıtlarında düzeltme yaparken bu kayıtların diğerleri ile çelişik olmamasına özen göstermesi gerekeceği-