Nüfus kayıtlarındaki düzeltme istemine ilişkin davalarda, mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğunun bulunduğu-
Nüfus düzeltim davasının taraflara tefhim edilen kısa kararında "davanın reddine" denildiği halde gerekçeli kararda, HMK'nun 297. maddesine aykırı olarak hüküm sonucu gösterilmediğinden, diğer hususlar incelenmeksizin mahkeme kararının bozulması gerekeceği-
Davacının gerçek anne ve babasının tespiti bakımından davalılar yönünden DNA testi yapılarak oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesinin gerekeceği-
Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde açılacağı-
Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 36. maddesi hükmüne göre, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine (ad ve soyadı değişikliği davaları dahil) ilişkin davalarda nüfus müdürü veya memurunun bulunmasının ve kararın onların önünde verilmesinin zorunlu olduğu, mahkemenin oluşumuna ilişkin bu yasa hükmü dikkate alınmadan karar verilen son celsede nüfus idaresi temsilcisinin yokluğunda yargılama yapılarak hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Doğum tarihinin düzeltilmesine ilişkin davalar diğer kayıt düzeltme davaları gibi kamu düzeni ile yakından ilgili bulunduğundan, hakimin istemle bağlı kalmayarak kendiliğinden de yapacağı araştırma ile elde edeceği bulgulara göre ve diğer kayıtlarla çelişki meydana getirmeyecek şekilde karar vermek durumunda olduğu-
İstemin 20.05.1996 olan ölüm tarihinin Mayıs 1973 olarak düzeltilmesi olduğu dikkate alınarak, bu değişiklikten dolayı hukuku etkilenecek olanlar tespit edilip davaya dahil edildikten sonra tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda gösterecekleri kanıtlar toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Tanıma senedine göre anne hanesindeki kaydının baba hanesine taşınması gerekirken baba hanesine tekrar tescili yapılarak mükerrer kayda sebebiyet verildiği dikkate alınarak annesinin hanesindeki mükerrer kaydının iptaline karar verilmesi gerekirken, bunların aynı kişi olduğunun tespiti ile yetinilmesinin doğru olmadığı-
Nüfus kayıtlarındaki düzeltme davaları kamu düzeni ile yakından ilgili olup, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunda olduğu-
Doğum tarihinin düzeltilmesine karar verilen O. ile aynı anneden doğduğu anlaşılan kardeşi 25.11.1990 doğumlu B. arasında düzeltilen doğum tarihine göre 5 günlük bir zaman farkının bulunduğu, bir kadının bu süre içerisinde iki kez doğum yapmasının tıbben mümkün olmadığı açık olup, hakimin, nüfus kayıtlarında düzeltme yaparken bu kayıtların diğerleri ile çelişik olmamasına özen göstermesinin, böyle bir sonucu doğuracak kararlar vermemesinin gerekeceği-