Nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istemine ilişkin davalar kamu düzeni ile yakından ilgili bulunduğundan hakimin, nüfus kayıtlarında düzeltme yapılmasına karar verirken bu kayıtlar arasında çelişki yaratmamak ya da hayatın olağan akışına ters düşecek durumlara yol açmamaya özen göstermek durumunda olduğu-
Nüfus kayıtlarındaki düzeltme istemine ilişkin davalarda, değişiklikten etkilenecek olan tüm mirasçıların davaya katılması sağlanarak ve DNA testi yaptırılıp alınacak rapor gözetilerek karar verilmesi gerekeceği-
Nüfus kayıtlarındaki düzeltme istemine ilişkin davalarda, mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğu gözetilerek, somut olayda mahkemece salt tarafların kabulleri ve tanık beyanları ile yetinilmeyip bu iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp alınacak rapor da gözetilerek karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesinin doğru olmadığı-
Nüfus kayıtlarındaki düzeltme istemine ilişkin davalarda, mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğunun bulunduğu-
Nüfus düzeltim davasının taraflara tefhim edilen kısa kararında "davanın reddine" denildiği halde gerekçeli kararda, HMK'nun 297. maddesine aykırı olarak hüküm sonucu gösterilmediğinden, diğer hususlar incelenmeksizin mahkeme kararının bozulması gerekeceği-
Davacının gerçek anne ve babasının tespiti bakımından davalılar yönünden DNA testi yapılarak oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesinin gerekeceği-
Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde açılacağı-
Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 36. maddesi hükmüne göre, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine (ad ve soyadı değişikliği davaları dahil) ilişkin davalarda nüfus müdürü veya memurunun bulunmasının ve kararın onların önünde verilmesinin zorunlu olduğu, mahkemenin oluşumuna ilişkin bu yasa hükmü dikkate alınmadan karar verilen son celsede nüfus idaresi temsilcisinin yokluğunda yargılama yapılarak hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Doğum tarihinin düzeltilmesine ilişkin davalar diğer kayıt düzeltme davaları gibi kamu düzeni ile yakından ilgili bulunduğundan, hakimin istemle bağlı kalmayarak kendiliğinden de yapacağı araştırma ile elde edeceği bulgulara göre ve diğer kayıtlarla çelişki meydana getirmeyecek şekilde karar vermek durumunda olduğu-
İstemin 20.05.1996 olan ölüm tarihinin Mayıs 1973 olarak düzeltilmesi olduğu dikkate alınarak, bu değişiklikten dolayı hukuku etkilenecek olanlar tespit edilip davaya dahil edildikten sonra tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda gösterecekleri kanıtlar toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-