Haciz ihbarnamesine karşı üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunması sebebiyle takip alacaklısının uğradığı zarara ilişkin davada, üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu davacı-takip alacaklısının İİK.'nun 68. maddesinde sayılan belgelere bağlı olmadan her türlü delille ispat edebileceği -İcra mahkemesince, genel hükümlere göre yargılama yapılarak sonuca gidilmesi gerektiği- İİK'nun 89/4. maddesine dayalı olarak açılan tazminat davasında, tazminata hükmedilebilmesi için, borçlunun, haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye tebliği tarihi itibariyle, üçüncü kişi nezdinde kesinleşmiş, haczedilebilecek muaccel bir alacağının bulunmasının zorunlu olduğu- HMK 222 maddesi gereğince ticari defterlerin tasdiksiz olma durumunda sadece sahibi borçlu aleyhine delil olacağı aksine üçüncü kişi şirket aleyhine değerlendirilerek, delil olarak kullanılamayacağı-
Cari hesap bakiyesine dayalı olarak yapılan itirazın iptali istemi-
Davacı ticari defterlerinde, davacı alacağı dava konusu Euro faturaya dayalı olarak muhasebeleştirilmiş ve davacı alacağı davacı defterlerinde TL olarak belirlenmişse, davacı defterlerindeki kayıtlar davacı aleyhine davalı lehine delil olacağından davanın TL üzerinden kabulü gerektiği, Euro’nun dava tarihindeki TL karşılığı üzerinden yapılan talebin aynen kabulünün hatalı olduğu-
Davacının, davalı banka ticari defterlerinin kendi lehine bir alacak göstermediğini kabul ettiği ve ticari defter kayıtlarının dayanaklarının sıhhatinin araştırılmasının da 6762 sayılı eTTK'nın 83/2. maddesine dayanılan durumlarda mümkün bulunmadığı-
İflasın açılmasından sonra müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davaları duracağı ve ancak ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonra devam olunabileceği (İİK. mad. 194)- İflas hukukuna ilişkin düzenlemeler kural olarak kamu düzenini ilgilendirmekte olup davalı şirketin iflas ettiği anlaşıldığından, yerel mahkemece İİK. mad. 194 uyarınca işlem yapılmak üzere direnme kararının bozulması gerektiği-
Bir yerin şube sayılıp sayılamayacağının belirlenmesinde, (merkeze bağlı olmak, dış ilişkilerde bağımsızlık, faaliyet yönünden merkezle benzerlik, aynı kişiye ait olma, idare ve mekanın ayrılığı, ayrı muhasebeye sahip olması ve muhasebenin şubede tutulması zorunluluğunun bulunmaması, ayrı bir sermaye tahsisi zorunluluğunun bulunmaması) şeklindeki unsurların delillendirilmesi gerektiği- Mahkemece, davalının ticari defterlerinin resen incelenip bu unsurların gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlemesiyle "dava konusu yerin şube olarak ticaret siciline tescili" istemine ilişkin karar verilmesi gerektiği-
Faturanın defterde kayıtlı olmasının hizmetin verildiğine karine teşkil edeceği- Mahkemece davacı-borçluya ticari kayıtlarını ibraz etmesi için kesin süre verildiği halde davacı ticari defterlerini ibrazdan kaçınmış olduğundan, HMK. mad. 222/5 gereğince defter ibrazından kaçınıldığında ibrazı talep eden tarafın iddiasını ispat etmiş sayılacağı hususu ve usulüne uygun olarak tutulmuş delil olma özelliği olan davalı defterleri ve yapılan kısmi ödeme de gözönünde bulundurularak menfi tespit davasının reddine karar verilmesi gerektiği-
İİK. mad. 89/4 uyarınca tazminata hükmedilebilmesi için borçlunun haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye tebliği tarihi itibariyle üçüncü kişi nezdinde kesinleşmiş, haczedilebilecek muaccel bir alacağının bulunmasının zorunlu olduğu- Tasdiksiz borçluya ait ticari defterlerdeki borcun sadece borçlu aleyhine kullanılabileceği- Mahkemece, yalnızca borçlunun defter ve belgelerinin incelenmesiyle yetinilmeyip temyiz eden davalı üçüncü kişinin ticari işletmesine ait olan defter ve belgelerin temini ile borçlunun ticari defterleri ile birlikte bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle, 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği tarihte borçlunun davalı üçüncü kişiden istenebilir, kesin nitelikte bir alacağının bulunup bulunmadığı ve miktarı belirlenerek, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Davacı vekili, beyanlarında, davalı şirketin ticari defterlerine dayanmış, davalı asil ve vekiline HMK 222/5.md. ihtarını içerir davetiyeler tebliğ edilmesine rağmen, davalı tarafın ticari defterlerini ibrazdan kaçındığı, bu halde, kural olarak, davacı tarafın, iddiasını ispat ettiği, uyuşmazlıkta geriye, ne kadar bedelin ödendiğinin tespitinin gerektiği, mahkemece, yazılı şekilde hüküm kurulmuşsa da, uyuşmazlık konusu olmayan çekin dava dışı kişi tarafından teslim alınmasının, teslim alan kişinin davacının çalışanı olduğuna ve davacı adına hareket ettiğine yeter sebep teşkil etmeyeceği, bu nedenle, dava dışı kişinin davacı adına tahsile yetkili olup olmadığı değerlendirilmeden karar verilmesinin doğru olmadığı-
İşlemiş faiz talep edilmiş ise de, kararlaştırılan kesin vade olmadığı gibi davacı iş sahibini temerrüde düşürecek nitelikte davalı yüklenicinin keşide ettiği ihtarın varlığı da ileri sürülüp kanıtlanamadığı, hükme esas alınan raporu düzenleyen teknik bilirkişiden sözleşme ile davalı yüklenicinin üstlendiği işlerin eksik, kusurlu ve mevzuata göre yapılmayan iş ve imalat gözetilip düşülmek suretiyle gerçekleşen imalatın işin tamamına göre fiziki oranı ve bu oranın KDV dahil toplam 153.400,00 TL götürü bedele uygulanarak istemekte haklı olduğu alacak miktarı konusunda gerekçeli ve denetime elverişli ek rapor alınıp kanıtlanan ödemeler düşülmek suretiyle ve takipten önce temerrüt ihtarı ve kesin vade olmaması sebebiyle yüklenicinin işlemiş faiz istemekte haklı olmadığı gözetilerek sonucuna uygun karar verilmesi gerektiği- Davacının kendi defterindeki aleyhe kayıtlar kendisini bağlayacağından bu takipte talep edilen ve davacının defterine kayıtlı 30.680,00 TL asıl alacak miktarı kadar davacının davalıya borçlu olduğu kabul edilip takipten önce temerrüt ihtarı olmaması ve kesin vade bulunmaması sebebiyle yüklenici işlemiş faiz istemekte haklı olmadığı ve yüklenici faturada yazılı proje bedeline hak kazandığını da kanıtlayamadığından işlemiş faiz ve proje bedeliyle sınırlı olarak borçlu bulunulmadığının tespitine karar verilmesi, asıl alacakla ilgili davacı yüklenici takipte haklı olduğu ve diğer talepleri yönünden kötüniyetli olduğu kanıtlanmadığı ve İİK mad. 67/2'nin koşulları oluşmadığından kötüniyet tazminatı isteminin reddi gerektiği- Bozmadan sonra yapılacak yargılamada dosyada kabul ve ret olunan kısımların miktarları belirlenip yargılama giderlerinin kabul ret oranına göre paylaştırılması ve vekille temsil olunan taraflara da karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-