İmzası davalı keşideceiye ait olmasa da, senedin bizzat davalı tarafından davacıya tahsilât makbuzu ile verildiği ve senedin davacı kayıtlarında önce "davalı alacağı" olarak kaydedildiği, ancak senet bedelinin ödenmemesi üzerine bu kez davalı borcu olarak defterlere işlendiği, yapılan işlemin muhasebe prensibine uygun olduğu, davalı tarafından anılan senet nedeniyle fiili bir ödeme de yapılmadığı ve senedin davalının borcundan mahsup edilmemesi gerektiği- Ticarî krediye teminat olarak bankaya verilen ancak takasta karşılıksız işlemi gördüğünden davacıya iade edilen ve aslı bankada bulunmayan çek yönünden ise, çekin ise karşılıksız çıkması nedeniyle davalı kayıtlarına borç olarak kaydedildiği, anılan çekin herhangi bir icra takibine konu edilmediği, davacı tarafça ödenmediği iddia edilen çek aslının mahkemeye sunulmaması nedeniyle söz konusu çek bedelinin ödendiği kabul edilerek davalının borcundan mahsup edilmesi gerektiği- "Senet bedelinin davalının borcundan mahsup edilmemesi gerektiği yönündeki direnme kararının yerinde olduğu, ancak davacı tarafından düzenlenen faturalara ilişkin tespitler içeren ve hükme esas alınan bilirkişi asıl ve ek raporunun yeterli olmadığı, HMK 222/2 ve 3 kapsamında davalının ticarî defterleri incelenerek, davacı tarafından düzenlenen ve davalı defterlerinde kayıtlı faturalar ile ödemeler değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Yerel Mahkemece, davacının ticari defterleri münhasır delil kabul edilerek verilen ilk karar yukarıda belirtilen gerekçe ile Dairemizce bozulmuş, mahkemece bozma ilamında belirtilen davacının ticari defterlerinin münhasır delil olarak kabul edilemeyeceği ve delil sözleşmesinin geçersizliğinden bahisle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmişse de; delil sözleşmesinin geçersiz olmasının (delil listesinde karşılıklı ticari defterlerine delil olarak dayanmış olduklarından) tarafların usulüne uygun tutulmuş ticari defter ve belgeleri ile dayanak belgelerin delil olarak kabulüne engel teşkil etmeyeceği- Taraflar, karşılıklı olarak ticari defterlerine delil olarak dayanmış olması karşısında davacı tarafından icra takibine konu edilen faturaların tarihleri, varsa teslim tarihleri, faturada belirtilen akaryakıt miktarları ile davalının ticari defterlerinde kayıtlı olan davalı tarafça davacıya kesilen prim ve hizmet bedeli ile nakliye bedeline ilişkin faturaların düzenlendiği tarih, irsaliye tarihleri ve miktarlar karşılaştırılarak davacının takibe konu ettiği faturalar ile davalının davacıya kestiği faturaların birbirleriyle örtüşüp örtüşmediği şayet fatura bilgileri örtüşüyor ise, davacı tarafından düzenlenen faturalarda belirtilen akaryakıtların davalı aracılığı ile teslim edildiğinin kabulü gerekeceği- Cumhurbaşkanlığı D.cilik Müsteşarlığı D. Ticaret Genel Müdürlüğüne yazı yazılarak, D. Ticareti Genel Müdürlüğü kayıtlarında icra takibine konu edilen faturalarla ilgili herhangi bir bilgi olup olmadığı, deniz araçlarına teslim edilen akaryakıtların kim tarafından teslim edildiğine ilişkin bir kayıt bulunup bulunmadığı sorularak, dosyanın konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi kuruluna verilerek alınacak rapor ve toplanacak deliller değerlendirilmek suretiyle varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, davalıya HMK'nın 222/3. maddesi uyarınca kanuna uygun olarak tutulmuş defterlerini ibraz etmesi, etmediği takdirde davacının defterlerindeki kayıtların davacı yararına delil olarak kabul edileceği ihtarına havi aynı Yasa'nın 94. maddesi gereğince kesin süre verilip süreye uyulmamasının hukuki sonuçlarının da HMK'nın 222/3. maddesi gereğince bildirilerek ihtar edilmesi, davalıya bu yönde bir ihtar tebliğ edilmesi gerekeceği-
Davalı vekilinin delil listesinde şirket defter ve kayıtlarına da dayanması karşısında, her iki tarafın ticarî defterleri, faturalar ve ödeme belgeleri üzerinde takip ve denetime elverişli bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Davalı taraf alacağına dayanak olarak açık-cari hesap ilişkisini göstermiş olup, bahsi geçen faturalar dışında BA-BS formlarında yer almayan 5.000.- TL'den az miktarlı faturalara da alacak kapsamında dayanıldığının davalı kayıtlarında belirtilmiş olması ve de ayrıca davalının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmaması nedeniyle 6100 sayılı HMK'nın 222. maddesi uyarınca kendi lehine delil oluşturmayacağı da birlikte değerlendirildiğinde davalının alacağın varlığını ve alacaklı olduğunu dosya kapsamı itibariyle kesin delillerle ispatlayamadığı, açıklanan nedenlerle davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Üçüncü kişi şirketin asıl borçlu şirkete, haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle kesinleşmiş ve muaccel bir borcunun bulunup bulunmadığının tespiti için her iki tarafa ait tüm ticari defter ve belgeler, banka hesapları ile asıl borçlu ile 3. şahıs arasında düzenlenen sözleşme hükümleri de dikkate alınarak , (her iki şirketin defter kayıtlarını oluşturan defter ve belgelerin (Fatura, Çek, Hakediş, Teminat Mektubu, Avansla ödemeleri, Banka dekontları vb. evrakların) üzerinde karşılaştırmalı olarak bilirkişi incelemesi yaptırılması, 89/1. haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle borçlunun üçüncü şahıs şirketten "kesinleşmiş ve muaccel" bir alacağının olup olmadığının net olarak tespit edilmesi gerektiği- Ticari defterlerin temini için, defterlerin ibraz edilmesi hususunda, taraflara HMK 220/3 ve 222/5 hükümlerindeki ihtarı içeren meşruhatlı davetiyenin usulüne uygun olarak tebliği ile sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
12. HD. 29.06.2021 T. E: 3350, K: 7077-
Mahkemece, her iki şirketin 2012 yılına ait defter kayıtlarını oluşturan defter ve belgelerin (Fatura, Çek, Hakediş, Teminat Mektubu, Avansla ödemeleri, Banka dekontları vb. evrakların) üzerinde karşılaştırmalı olarak bilirkişi incelemesi yaptırılıp, 89/1. haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle borçlunun 3. şahıs şirketten kesinleşmiş ve muaccel bir alacağının olup olmadığının net olarak tespit edilerek sonucuna göre hukuki durumun tayin ve takdiri yerine, yeterli olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmakla, bu sebeple ticari defterlerin temini için, defterlerin ibraz edilmesi hususunda taraflara HMK'nun 220/3. maddesi ve HMK'nun 222/5. maddesi ihtarını içeren meşruhatlı davetiyenin usulüne uygun olarak tebliği ile sonucuna göre HMK'nun 222/5. maddesi gereğince bir karar verilmesi gerekeceği-
Ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, defter kayıtlarının aksinin senet le ispat kuralının aşılabilmesi ve hakimin delilleri değerlendirirken takdir yetkisini kullanabilmesi için, aleyhine kullanılacak kişiden kaynaklanması ve hukuki işlemi muhtemelen göstermesinin zorunlu olduğu- Bu koşulu taşıyan elektronik verilerin de delil başlangıcı teşkil edebileceği-