Senede karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemlerin ancak senetle ispatlanabileceği, eğer senede karşı ileri sürülen husus hukuki işlem niteliğinde değilse, bir diğer söyleyişle hata, hile, ikrah, muvazaa gibi temelinde iradeyi sakatlayan, haksız fiil benzeri hukuki olgulara dayanılması halinde bu kural uygulanmayıp, tanık deliline de başvurulabileceği- Talep edilmesine rağmen ticari defterlerin ibraz edilmemesinin defter sahibinin aleyhine sonuç doğurmasının, ancak karşı tarafın münhasır delil olarak bunlara dayanmasına bağlı olduğu; davacı, davalının ticari defterlerine münhasır delil olarak dayanmamış, defterler dışında da deliller bildirmiş ve bunları mahkeme huzuruna getirmiş, davacı hem bononun hileyle elinden alındığını söylemiş, hem de davalı yanla aralarında geçmişte ticari ilişki bulunduğunu ve bu ilişkiden doğan borcunu ödediğini bildirmiş olduğundan; hile iddiası bakımından tanık dinlenmesi yasaya uygun ise de bu durumda; bizzat davacının iddiaları çerçevesinde bir hile olgusundan söz edilemeyeceği; ödemeye yönelik iddiaların ancak senetle ispatlanabileceği ve davalı defterlerine münhasır delil olarak dayanılmaması karşısında, sırf bunların sunulmamış olmasının davalı aleyhine yorumlanamayacağı-
Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtlarının, sahibi lehine değil aleyhine delil teşkil edeceği-
Genel kurulca, ödeme günü belirlenerek, (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup) aidat bedelinin süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın kesinleşmesi halinde, bu kararın tüm ortakları bağlayacağı, genel kurul kararları, üyeler ile kooperatif arasında yapılmış bir sözleşme niteliğinde olup, kooperatif ve üyeler arasında ayrıca faiz oranları ile ilgili sözleşme yapılmasına gerek olmadığı, bu nedenle, kooperatif konusunda uzman bir bilirkişi aracılığı ile kooperatif defterleri ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak, kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan aidatlar ile ilgili ödeme yapılıp yapılmadığı, yapılmamış ise miktarı ile ilgili ödenmeyen aidatlar yönünden 6098 sayılı TBK'nın 120/2. maddesi hükmündeki sınır da gözetilerek belirlenecek faiz oranına göre açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınması, oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
HMK. mad. 222/5 gereği, taraflardan biri tacir olmasa da, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtlarını kabul ettiğini belirtir, ancak karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden tarafın iddiasını ispat etmiş sayılacağı- Davalılar vekili de, delil listesinde delil olarak davacı kiracı şirketin ticari defterlerine dayanmış, davacı vekili ise, bu defterleri ibraz etmediği gibi, yargılama sırasında "tediye makbuzunun kayıtlarda yer almadığını" ikrar etmiş olup icra takibi sırasında ve davada, varlığı ve geçerliliği itiraza uğrayan 85.000 Dolar gibi yüksek bedelli güvence parasının ödendiğine ilişkin tediye makbuzunun gelir ve giderlerini ticari defterlerinde göstermek zorunda olan davacı kiracı şirketin kayıtlarında bulunmamasının düşünülemeyeceği-. Var olan duruma göre, davacı kiracı takip konusu yaptığı güvence parasını ödediğini kanıtlayamadığından mahkemece davanın reddine karar verilmesine gerektiği-
Kooperatif üyeliğinin tespiti istemine ilişkin davanın çözümü için davalı kooperatifin defterlerinin sunulması ve tarafların dosyaya ibraz ettiği ödeme belgelerinin veriliş sebebi ve dayanaklarının irdelenmesi gerekmekte olup, mahkemece, kooperatifler konusunda uzman bir bilirkişi seçilerek, HMK. mad. 222/1 uyarınca, davalı kooperatifin defterlerini ve belgelerini ibraz etmesi için kesin süre verilmesi, kesin süre içinde defterler ve belgelerin ibraz edilmemesi halinde neticelerinin tek tek açıklanması, şayet kooperatifin gıyabında yargılama yapılıyor ise vekiline meşruhatlı davetiye çıkarılması, defterlerin ibraz edilmesi halinde tarafların iddia ve savunmaları, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu kapsamında incelenerek ve dayanakları da gösterilmek sureti ile denetime elverişli rapor alınıp, bu raporda sunulan belgelerden, davalı kooperatifin kira makbuzu olduğunu iddia ettiği makbuzların gerçekten kiraya ilişkin olup olmadığı, hisseyi devrettiği iddia edilene ait olan aidat makbuzlarının ise aidata ilişkin olup olmadığı incelenerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Tebligatın tüzel kişinin yetkili mümessillerinden birine, tüzel kişinin 'tebligatı almaya yetkililerinin' her hangi bir nedenle mutad iş saatlerinde iş yerinde bulunmamaları ya da o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde görev itibariyle tüzel kişinin bu kişilerden sonra gelen yetkili memur veya müstahdemine veya evrak mamuru gibi esasen bu işlerle görevli bir kişiye, bunların da bulunmaması halinde bu hususun mazbatada belirtilmesi koşuluyla tebligatın tüzel kişinin orada hazır bulunan diğer memur veya müstahdemine yapılması gerektiği- Az önce de açıklandığı gibi somut uyuşmazlıkta davalı şirket adına çıkartılan defter ibrazına ilişkin tebligatta tebliğ evrakının "daimi işçisi Ü.. K..’a” tebliğ edildiği yazılı bulunsa da mazbatada yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda bir açıklık bulunmadığından, geçersiz tebliğe rağmen ticari defter ve kayıtlarının ibrazı için verilen sürede teslim edilmemesi sebebiyle davalının HMK'nın 222/5 maddesi gereğince defterlerini ibrazından kaçınmış sayılacağı kabul edilerek hüküm kurulması doğru olmadığı-
Öncelikle geçerli bir cari hesap sözleşmesi olup olmadığı üzerinde durularak, cari hesap sözleşmesinin bulunması halinde cari hesap ilişkisi incelenerek davacı alacağının olup olmadığı, varsa alacağın miktarının belirlenmesi ve bu alacağın çek bedelinden fazla olup olmamasına göre, menfi tespit isteminin karara bağlanması; şayet cari hesap ilişkisinin bulunmaması ya da bulunsa bile davacı alacağının cari hesapta kayıtlı olmadığının anlaşılması durumunda, taraflar arasındaki sözleşmede, uyuşmazlıkların çözümünde davalının ticari defter ve kayıtlarının esas alınacağına dair delil sözleşmesi niteliğinde hüküm bulunduğu gözetilerek, davalı vekiline müvekkilinin ticari defterlerini mahkemeye ibraz etmesi, aksi halde HMK'nın 220 ve HMK'nın 222/5. maddeleri hükümleri uyarınca işlem yapılacağı hususu hatırlatılmak suretiyle kesin süre verilmesi ve ibraz etmesi halinde ise bu defter ve belgeler üzerinde de inceleme yapılarak, davacının iddia ettiği alacağının çek bedelinden fazla olup olmamasına göre menfi tespit isteminin değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği- Davacı tarafça dava dilekçesinde yemin deliline dayanılmış olup, yapılacak inceleme ve araştırma sonunda davacının alacağını kanıtlayamaması durumunda yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak, HMK’nın 225 vd. maddeleri de dikkate alınarak oluşacak uygun sonuca göre bir hüküm kurulması gerektiği- Ayıp ihbarının yazılı olarak yapılması zorunlu olmayıp süresinde ayıp ihbarının yapıldığı her türlü delille ve tanık beyanıyla dahi kanıtlanabileceği-