Kredi kartı alacağına ilişkin alacağın varlığı ve miktarının, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında yargılama yapılmasını zorunlu kıldığı, bu durumda kredi kartı alacağı bakımından, takibe dayanak belgeler ilam niteliği kazanmadığından, İİK'nun 150/ı maddesi kapsamında icra emri gönderilemeyeceği, ancak, ipotek, bu alacaklar dışında ticari nitelikteki diğer alacakları da teminat altına aldığından, takibin kredi kartı alacağı yönünden kısmen iptali halinde, bu kredi alacağının teminatsız kalması sonucunun ortaya çıkacağı, bu nedenle, ipotek hakkının bölünmezliği ilkesi karşısında icra emrinin tamamının iptal edilerek yerine ödeme emri çıkarılması gerekeceği, açıklanan ve kamu düzenine ilişkin olan bu hususun, borçlunun takibin iptali istemi ile yaptığı başvurusunun incelenmesi sırasında, mahkemece re'sen gözetilmesi ve icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekeceği- İpotekli taşınmaz maliki üçüncü şahsa ihbar yapılmadıkça, onun yönünden borç muaccel olmayacağından hakkında icra takibi başlatılamayacağı-
Kredi kartı alacağına ilişkin alacağın varlığı ve miktarı, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında yargılama yapılmasını zorunlu kıldığından, bu durumda kredi kartı alacağı bakımından, takibe dayanak belgeler ilam niteliği kazanmadığından, İİK'nun 150/ı maddesi kapsamında icra emri gönderilemeyeceği- Ancak, ipotek, bu alacaklar dışında ticari nitelikteki diğer alacakları da teminat altına aldığından, takibin kredi kartı alacağı yönünden kısmen iptali halinde, bu kredi alacağının teminatsız kalması sonucu ortaya çıkacağından, 'ipotek hakkının bölünmezliği' ilkesi karşısında icra emrinin tamamının iptal edilerek yerine ödeme emri çıkarılması gerekeceği-
İpotek, kesin borç (ana para) ipoteği niteliğinde olmadığından, İİK'nun 149.maddesinin uygulanmasının mümkün bulunmadığı- Gerçek kişi alacaklının, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi yapmasının usulsüz olduğu ve bu konuda süresiz şikayet yolu ile icra mahkemesine başvurularak icra emrinin iptali istenebileceği-
Yöntemine uygun hesap kat ihtarı tebliğ edilmeyen şikayetçi borçlu hakkında, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilâmlı icra takibi yapılamayacağı-
Alacaklının banka veya finans kuruluşu olmadığı, İİK 150/ı maddesi uyarınca, alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi ( örnek 6) yapılamayacağından icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Takip dayanağı belgelerin incelenmesinde, şikayetçilerin kredi sözleşmesinde ve ipotek akit tablosunda bildirilen adreslerine hesap kat ihtarının tebliğe çıkarıldığı, şikayetçiye çıkarılan kat ihtarı tebliğinde Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine uygun şekilde muhatabın, adresten geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığı ve tevziat saatlerinden sonra tebligat adresine dönüp dönmeyeceği tespit edilmediği gibi, beyanı alınan komşunun, isim ve imzadan imtina eden komşunun ismi de belirlenmediğinden anılan tebliğ işleminin usulsüz bulunduğu, hal böyle olunca, ihtarname tebliğinin usulsüz olduğundan, hukuki sonuç doğurmayacağı, bu durumda; usulüne uygun hesap kat ihtarı tebliği bulunmadığından, şikayetçi hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip yapılmasının mümkün olmadığı, bu durumda mahkemece, İİK'nun 150/ı maddesi gereğince icra emri gönderilmesi koşulları oluşmadığından, davanın şikayetçi-ipotek veren adına düzenlenen örnek 6 icra emrinin iptali gerekeceği-
İİK'nun 150/ı maddesi kapsamında ipotekli takip yapılabilmesi ve icra emri gönderilebilmesi için, asıl borçlu ve ipotek veren taşınmaz malikleri 3. kişilere, ihtarnameye ilişkin tebligatın İİK'nun 68/b koşullarında yapılmış sayılması gerekeceği-
Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporlarının karar vermeye yeterli olmadığı gibi, bilirkişilerin bireysel hazırlamış oldukları raporlar ile müşterek hazırlanan rapor arasında açık ve gerekçesi belirtilmeyen çelişkiler içerdiği gibi raporlar; mahkemece uyulan bozma ilamı içeriğine uygun nitelikte değerlendirmeler de içermediğinden, mahkemece, önceki bilirkişiler dışında konunun uzmanı bankacı, muhasebeci vb uzmanlıkları olan kişilerden oluşan üç kişilik bilirkişi heyeti oluşturularak, bozma ilamında belirtilen ölçütlere uygun nitelikte yeniden rapor alınarak borçlunun şikayeti hakkında karar verilmesi gerekeceği-
İhtarnamelerin çıkartıldığı adresin, borçlunun takip dayanağı ipotek belgesi veya kredi sözleşmesinde yazılı adreslerden biri olmadığından, İİK'nın 150/ı maddesi gereğince geçerli ve dolayısıyla usulüne uygun bir tebligat olmadığının kabulü gerekeceği, bu durumda, yöntemine uygun hesap kat ihtarı tebliği bulunmadığından, şikayetçi borçlu hakkında, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilâmlı icra takibi yapılmasının mümkün olmadığı-
Borçlunun kredi sözleşmesinde ve ipotek akit tablosunda bildirilen adresine çıkarılan hesap kat ihtarının, "adresin kapalı olduğu, muhatap borçlunun adreste tanınmadığı" şerhiyle tebligatın iade edildiği, oysa ki, muhatap borçlunun bir adres değişikliğinin olmadığı, daha sonrasında icra emrinin de aynı adreste muhatap borçluya bizzat tebliğ edildiği anlaşıldığından, ihtarname tebliğinin usulsüz olup, hukuki sonuç doğurmayacağı, bu durumda; usulüne uygun hesap kat ihtarı tebliği bulunmadığından, şikayetçi borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip yapılmasının mümkün olmadığı-