"Takibe konu olan ipotekle temin edilen alacağın tüketici kredisinden kaynaklandığı, alacağın varlığı, miktarı, borçlunun temerrüde düşüp düşmediği, faiz miktarı ve oranları konusunda Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında yargılama yapılmasını zorunlu kıldığı ve bu nedenle İİK'nun 150/ı maddesinin uygulanamayacağı ve icra emri gönderilemeyeceği" yönündeki istemin ilama aykırılık şikayeti niteliğinde olup, süresiz olarak yapılabileceği-
Alacaklı banka tarafından, şikayetçi ipotek borçlusu ve diğer borçlulara noter aracılığıyla ihtarname gönderilerek ihtarnamenin borçlulara tebliğ edildiği anlaşıldığından, ipoteğin limit ipoteği olması ve ihtarnameye süresi içinde itiraz edilmesinin, borçluya icra emri gönderilmesine engel teşkil etmeyeceği- Borçlular tarafından hesap kat ihtarnamesine sekiz günlük yasal süre içerisinde itiraz edilmiş ise de, şikayetçinin icra mahkemesine başvurusunda borca itirazının bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerektiği-
Takip dayanağı ipotek resmi senedinde; “... TL bedel mukabilinde kullanacağı kredinin teminatı olarak..” ifadesine yer verilmesi halinde, ipoteğin, limit (üst sınır) ipoteği niteliğinde olduğunun kabulü gerektiği- Alacaklı ve borçlu arasında cari hesap veya kısa, orta ve uzun vadeli kredi şeklinde işleyen nakdi veya gayrinakdi bir kredi ilişkisi bulunmadığı gibi, alacaklı da kredi veren kuruluş (banka) niteliğini haiz olmadığından ve taraflar arasında İİK.'nun 150/ı maddesinde açıklanan koşullarda cari hesap ve kredi ilişkisi söz konusu olmadığından, icra emri gönderilemeyeceği- Takip konusu ipotek, İİK.'nun 149. maddesinde düzenlenen kesin borç ipoteği mahiyetinde olmadığından, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi yapılamayacağı ve bu hususun İİK. mad. 16/2 uyarınca süresiz olarak şikayete konu edilebileceği-
Hukukçu bilirkişi raporunda, "yalnızca dosyada mevcut hesap özeti incelenerek sonuca varıldığının belirtildiği, faiz ve masraf hesabının usule uygunluğunun bankacı bir bilirkişi tarafından yapılmasının daha uygun olduğu kanaatinde" bulunulduğu anlaşıldığından, mahkemece, takipte istenilen alacak ve faiz taleplerinin uygunluğu ile varsa borçlular tarafından yapılan ödemelerin belirlenmesi için takibin dayanağını oluşturan kredi hesapları ile ilgili bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle, alacaklının İİK'nun 68/b maddesi çerçevesinde alacağını diğer belgelerle ispat edip edemediği denetlenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Takibe dayanak alacağın, konut finansman kredisi nedeni ile alınan kredi borcuna ilişkin olarak kurulduğu, bu durumda, borçlunun temerrüde düşüp düşmediği, borcun muaccel olup olmadığı, muaccel olan borcun miktarı ve faizi yapılan özel sözleşmelerin koşullarında değerlendirilmeden ipotek ilam niteliği kazanmayacağı- İlam niteliği bulunmayan belgeye yönelik şikayetin süresiz şikayete konu edilebileceği- Mahkemece; alacağın varlık ve miktarı 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında yargılama yapılmasını zorunlu kıldığından bu yönde bir ilam alınmadan başlatılan takibin açıklanan ve kanunun emredici hükümlerinden kaynaklanan bu hususlar re’sen nazara alınarak borçlu şikayetinin kısmen kabulü ile icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Bilirkişi raporunda; "hangi belgenin İİK.nun 68/b maddesi çerçevesinde olduğunun belirtilmediği" anlaşıldığından, mahkemece, alacak miktarının ve varsa borçlular tarafından yapılan ödemelerin belirlenmesi için, takibin dayanağını oluşturan kredi hesapları ile ilgili, kredinin kullandırıldığı banka şubesindeki İİK'nun 68/b maddesinde belirtilen nitelikteki kayıt, defter ve tüm belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle, alacaklının İİK'nun 68/b maddesi çerçevesinde alacağını ispat edip edemediği denetlenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Takip dayanağı ipotek, limit (üst sınır) ipoteği niteliğinde olup, alacaklılar ve borçlu arasında cari hesap veya kısa, orta ve uzun vadeli kredi şeklinde işleyen nakdi veya gayrinakdi bir kredi ilişkisi bulunmadığı gibi, alacaklının da kredi veren kuruluş (banka) niteliğini haiz olmadığı açık olduğundan, taraflar arasında İİK.'nun 150/ı maddesinde açıklanan koşullarda cari hesap ve kredi ilişkisinin bulunmadığı ve icra emri gönderilmesine olanak tanıyan anılan maddenin olayda uygulanmayacağı- Takip konusu ipoteğin, İİK.'nun 149. maddesinde düzenlenen kesin borç ipoteği mahiyetinde olmadığı anlaşıldığından, alacaklı tarafından sözü edilen maddelere dayanılarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi yapılmasının mümkün olmadığı ve bu hususun İİK. mad. 16/2 uyarınca süresiz şikayete tâbi olduğu-
Takibin, İİK'nun 150/ı maddesindeki koşullar oluşmadan (ihtarnamenin tebliği üzerine itiraz süreleri beklenmeden) başlatılması halinde, mahkemece, "icra emrinin iptaline" karar verilmesi gerektiği-
Borçlu şirkete tebliğe çıkarılan hesap kat ihtarnamesinin işyeri sahibinin kardeşine tebliğ edilmesi halinde usulsüz olacağı- Yöntemine uygun hesap kat ihtarı tebliği bulunmadığından, şikayetçi borçlu şirket hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra emri gönderilmek suretiyle takip yapılmasının mümkün olmadığı-
Takipte, alacaklı banka tarafından, ihtarnamede istenen ve itirazsız kesinleşen gayri nakdi bedele yönelik depo talebinde bulunulmasında isabetsizlik olmadığı-