Ticaret sicilinden silinmekle tüzel kişiliği sona ermiş ve hukuk aleminden silinmiş olan şirketin, haklara sahip olması, borçlu kılınması ve temsilinin hukuken olanaklı olmadığı, bunun sonucu olarak, münfesih şirket adına tüzel kişiliğin sonra ermesinden önceki dönemlerle ilgili olsa dahi, hukuki işlem tesis edilemeyeceği, tesis edilen işlemlerin hukuki sonuç doğurmayacağı, hukuki sonuç doğurmayan, diğer bir ifadeyle hukuk düzeninde varlık kazanmayan işlemlerin, herhangi bir kişinin menfaatini ihlal etmesinin de söz konusu olamayacağı hususları dikkate alındığında, tüzel kişiliği sonra eren şirketin medeni haklardan yararlanma ve bu hakları kullanabilme ehliyeti son bulacağından, yargı merciileri nezdinde temsil edilmesi ve yargılamaya taraf olmasının da mümkün olamayacağı, hal böyle olunca; şikayetçi şirketin aktif dava ehliyeti bulunmadığından ve bu durum mahkemece re'sen gözetilmesi gerektiğinden, davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekeceği-
Takibe konu ipoteğin, tüketici kredisi alacağının teminatı olarak düzenlenmesi halinde, alacağın tüketici kredisi olması ve ipotek alacağının varlığı, miktarı ve muaccel olup olmadığı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna tabi olduğundan, kayıtsız şartsız para borcu ikrarını içermediği ve bu tür bir ipoteğe dayalı olarak ilamlı takip yapılamayacağı-
İhtarnameler borçlulara tebliğ edildiğine göre ipoteğin limit ipoteği olmasının ve ihtarnameye süresi içinde itiraz edilmesinin, borçlulara icra emri gönderilmesine engel teşkil etmeyeceği, ancak borçlular hesap özetine 8 günlük süre içerisinde itiraz ettiklerine göre, hesap katında bildirilen alacak ve faiz miktarı kesinleşmediğinden, alacaklı bankanın İİK'nun 150/ı ve 68/b maddelerinde yazılı belgeler ile alacağını ispat etmesinin gerekli olduğu, o halde mahkemece, alacaklının İİK'nun 68/b maddesi çerçevesinde ibraz edeceği belgeler üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, icra emrindeki asıl alacak miktarı, kat ihtarnamesindeki miktara göre düzeltildikten sonra, itiraz edilmeksizin kesinleşen hesap kat ihtarnamesinin düzenlendiği tarihten, borçlunun temerrüde düştüğü tarihe kadar işleyen akdi faiz ile bu tarihten takip tarihine kadar işleyen temerrüt faizi miktarı ve işleyecek faiz oranı, alacaklının talebi gözetilmek ve kredi sözleşmesi hükümleri de göz önüne alınmak suretiyle Yargıtay denetimine olanak tanıyacak biçimde bilirkişi incelemesi yaptırılıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece borçlunun borca itirazında ispat yükü alacaklıda olduğundan, İİK.nun 150/ı maddesinin göndermesi ile İİK 68/b maddesinde yazılı belgelerle alacağın, ispatlanmasının istenmesi, gerektiğinde bu belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Hesap kat ihtarnamesinin gönderilip tebliğ edildiği ve ihtarnameye borçlu tarafından itiraz edilmemesi halinde, İİK. mad. 150/ı gereğince, hesap kat ihtarnamesindeki miktarın kesinleşmiş olacağı ve bu durumda, borçlunun alacak miktarına yönelik iddialarının icra mahkemesinde ileri sürülmesinin mümkün olmadığı; ancak İİK. mad. 149/a; 33/1-2 uyarınca, itfa ve imhal nedeniyle icranın geri bırakılmasını talep edebileceği ve takipte istenilen miktarın ihtarnameye uygun olmadığını ve itiraz edilmeksizin kesinleşen hesap kat ihtarnamesinin düzenlendiği tarihten, borçlunun temerrüde düştüğü tarihe kadar işleyen akdi faiz ile bu tarihten takip tarihine kadar işleyen temerrüt faiz miktarını, ayrıca işleyecek faiz oranını şikayet konusu yapabileceği- İtiraz edilmeksizin kesinleşen hesap kat ihtarnamesinin düzenlendiği tarihten, borçlunun temerrüde düştüğü tarihe kadar işleyen akdi faiz ile bu tarihten takip tarihine kadar işleyen temerrüt faiz miktarı ile işleyecek faiz oranı alacaklının talebi gözetilmek ve kredi sözleşmesi hükümleri de göz önüne alınmak suretiyle incelenmesi gerektiği-
Şikayetçi ipotek borçlularına, icra emri gönderilebilmesi için, alacaklı tarafından, kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adreslerine, noter aracılığı ile hesap kat ihtarının gönderilmesi gerekeceği, bu hususun kamu düzeninden ve takip şartı olup, İİK'nun 16/2. maddesi gereğince süresiz şikayete tâbi olduğu ve mahkemece re'sen nazara alınması gerekeceği-
Takip dayanağı ipotek, limit (üst sınır) ipoteği niteliğinde olup, alacaklı ve borçlular arasında cari hesap veya kısa, orta ve uzun vadeli kredi şeklinde işleyen nakdi veya gayrinakdi bir kredi ilişkisi bulunmadığı gibi, alacaklının da kredi veren kuruluş(banka) niteliğini haiz olmadığı, dolayısıyla, taraflar arasında İİK.'nun 150/ı maddesinde açıklanan koşullarda cari hesap ve kredi ilişkisi söz konusu olmadığından icra emri gönderilmesine olanak tanıyan anılan maddenin olayda uygulanma yerinin bulunmadığı, diğer taraftan, takip konusu ipoteğin, İİK.'nun 149. maddesinde düzenlenen kesin borç ipoteği mahiyetinde olmadığı da kuşkusuz olduğundan, alacaklı tarafından sözü edilen maddelere dayanılarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi yapılması mümkün olmayıp, yapılan takibin usulsüz olduğu-
Borçlu (krediyi kullanan) şirketin “İ.paşa Mah. H. Veli Camii Cad. No:46 (bu kısımdan tükenmez kalemle ok çıkarılarak “No:42” şeklinde düzeltme yapılmıştır) Ş.bey/Gaziantep” adresine gönderilen ...........Noterliği'nin ...........ihtarnamesi, “adreste çalışan isim ve imzadan imtina etmesi üzerine 7201 sayılı Kanun'un 21. maddesi gereğince bağlı bulunduğu mahalle muhtarı ...imzasına tebliğ edilmiş olup düzenlenen 2 nolu ihbarname muhatabın kapısına yapıştırılmıştır. Durumdan en yakın komşusu No: 40/A’da (Aygaz) haberdar edildi. Çalışan bay isim vermedi.” şeklinde şerh ile 22/04/2015 tarihinde tebliğ edilmiş olup şikayetçi şirketi temsile yetkili kişinin adreste bulunup bulunmadığı tespit ve tevsik edilmeksizin yapılan işbu tebliğ işlemi Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerine aykırı olarak yapıldığı, bu durumda kredi borçlusuna, hesap kat ihtarnamesinin usulüne uygun tebliğ edilmediği, usulsüz tebliği öğrenme tarihinin takip tarihinden sonraki bir tarihe denk geldiği anlaşılmakla takip tarihinden önce kredi borçlusuna yöntemince hesap kat ihtarnamesi tebliğ edilmeden borçlu ve ipotek veren hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip yapılamayacağı, buna göre; İİK'nun 150/ı maddesinde belirtilen şartlar oluşmadığından, mahkemece, icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan ilamlı icra takibinde borçlu; öne sürdüğü nedenlerle takibin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurmuş, mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olmakla, kararın yasal dayanağı olan İİK'nun 150/ı maddesinde tazminat öngörülmediği halde, borçlu aleyhine tazminata da hükmedilmesi isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-