Bilirkişi raporu doğrultusunda genel kredi sözleşmesi hükümlerine göre akdi faizin %45, temerrüt faizinin ise akdi faizin %50 fazlası olarak %67,5 oranının esas alınarak, kat  ihtarname tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faizin hesaplanarak düzeltilmesine, takip tarihinden itibaren işleyecek faiz oranının %67,5 olarak tespitine karar verildiği, ipotek akit tablosunda faiz oranı yazılı olmayıp bu konuda kredi sözleşmesine göndermede bulunmuyor ise o zaman kredi sözleşmesindeki faiz oranının esas alınabileceği, somut olayda işlemiş akti ve temerrüt faizinin ipotek akit işleminde yazılı orana göre istediği, takip tarihinden itibaren de akdi %60 faizin %50 fazlası  olan  %90 oranı üzerinden işleyecek faiz talep edildiği ipotek akit tablosunda yazılı faiz oranının öncelikle uygulanması gerektiği anlaşılmakla şikayetin reddi şeklinde hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinin  isabetsiz  olduğu-
İİK 150/ı maddesinde yapılması belirtilen tebligatın ilamlı takipte takip şartı olduğu ve usulsüz yapılan tebligatın yok hükmünde olduğuna ilişkin şikayetinin süresiz olarak incelenmesi gerektiği- Alacaklı bankanın İİK’nın 150/ı maddesi gereğince ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip yapabilmesinin kat ihtarının tebliğine bağlı olduğu ve bu hususun takip şartı olduğu-
İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte ipotek akit tablosunda kredi sözleşmelerinde kararlaştırılan faiz oranlarına atıfta bulunulmamış ve kredi sözleşmesinde yer alan faiz oranlarından farklı faiz oranlarına yer verilmiş ise ipotek akit tablosundaki faiz oranlarının esas alınacağı, bu durumda takibe dayanak ipotek akit tablolarının 11. maddesi nazara alınarak, ipotek akit tabloları ile takibe dayanak yapılan Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmeleri arasında bağlantı kurularak, hesap kat ihtarnamesinin düzenlendiği tarihten temerrüt tarihine kadar akdi faiz, bu tarihten takip tarihine kadar temerrüt faizi hesaplanmak üzere Yargıtay denetimine imkan tanıyacak biçimde bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İİK m. 150/ı'da belirtilen borçlu cari hesap teriminin her türlü cari hesap sözleşmesini kapsayacak genişlikte olmadığı- Borçlu cari hesabının, bankanın müşterisine tahsis ettiği kredi hesabı olduğu ve diğer cari hesap sözleşmelerinden farklı olarak müşterinin (krediyi kullananın) hep borçlu durumda olduğu ve bu nedenle bu maddede tanımlanan krediyi kullandıran tarafın ancak bir banka olabileceği- İİK m.150/ı koşullarında takip yapma yetkisine sahip alacaklının, "banka" veya "bu koşullarda kredi kullandıran finans kurumu" olabileceği-  Bankadan alacağı temlik alanın, İİK m. 150/ı'da belirtilen nitelikte “krediyi kullandıran taraf” sıfatı bulunmadığından, bu maddede belirtilen koşullarda takip yapma hakkı da bulunmadığı ve bu durumda takip şartı oluşmadığından takibin iptaline karar verilmesi gerektiği (icra emrinin iptali ile yetinilmesini hatalı olduğu)-
Hesap kat ihtarnamesine borçlu tarafından itiraz edilmediğinde burada belirtilen borç miktarının kesinleşmiş olacağı (İİK m. 150/ı)-  Borçlunun şikayeti üzerine, icra emrindeki asıl alacak miktarı, kat ihtarnamesinde kesinleşen toplam alacak miktarına göre düzeltildikten sonra, itiraz edilmeksizin kesinleşen hesap kat ihtarnamesindeki toplam alacağa hesap kat ihtarnamesinin düzenlendiği tarihten, borçlunun temerrüde düştüğü tarihe kadar işleyen akdi faiz ile bu tarihten takip tarihine kadar işleyen temerrüt faizi miktarı ve işleyecek faiz oranının alacaklının talebi ve kredi sözleşmesi hükümleri göz önüne alınmak suretiyle bilirkişi incelemesi ile tespit edilerek bir karar verilmesi gerektiği-
Alacaklı bankanın İİK’nın 150/ı maddesi gereğince ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip yapabilmesi kat ihtarının tebliğine bağlı olup bu hususun takip şartı olduğu-
Borçlunun şikayetinde ipotek akit tablosunda yer alan .......................... adresinde halen oturduğunu ve icra emrinde de bu adresin tebligat adresi olarak bildirildiğini, İİK 150/ı gereği tebligatın yapılmadığı iddiasında bulunduğu, icra emrinin borçluya ............................. adresinde karşı komşunun işe gittiği şerhiyle tebliğ edildiği ve borçlu tarafından tebellüğ edilerek şikayete gelindiği görüldüğünden, ipotek akit tablosundaki adresine taşındı şerhiyle yapılan tebligatın usulsüz, takip şartı olması nedeniyle de yok hükmünde olduğunun kabulü gerekeceği, o halde borçluya İİK 150/ı koşullarında ihtarname tebliği sağlanmadığından yapılan takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Asıl borçlu ve/veya ipotekli taşınmaz malikine icra emri gönderilebilmesi için, alacaklı tarafından, kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adreslerine, noter aracılığı ile hesap kat ihtarının gönderilmesi gerekmekle birlikte İİK'nın 16/2. maddesi gereğince kat ihtarı tebliğ işlemi usulsüz ise süreli; hiç gönderilmemiş veya tebligat yapılmamış ise süresiz şikayete tabi olduğu yönünde uygulama yapılmakta iken İİK 150/ı maddesinde yapılması belirtilen tebligat ilamlı takipte takip şartı kabul edilip, usulsüz yapılan tebligatın yok hükmünde olduğu- İpotek malikine muacceliyet ihbarı gönderilmeden başlatılan ilamlı takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Takip dayanağı ipotek, limit (üst sınır) ipoteği niteliğinde olup, alacaklı ve davacı/ipotekli taşınmaz maliki arasında cari hesap veya kısa, orta ve uzun vadeli kredi şeklinde işleyen nakdi veya gayrinakdi bir kredi ilişkisi bulunmadığı gibi, alacaklının da kredi veren kuruluş (banka) niteliğini haiz olmadığı, dolayısıyla, taraflar arasında İİK'nın 150/ı maddesinde açıklanan koşullarda cari hesap ve kredi ilişkisi söz konusu olmadığından icra emri gönderilmesine olanak tanıyan anılan maddenin olayda uygulanma yerinin bulunmadığı- Takip konusu ipoteğin, İİK'nın 149. maddesinde düzenlenen kesin borç ipoteği mahiyetinde olmadığı, öyleyse, alacaklı tarafından sözü edilen maddelere dayanılarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi yapılması mümkün olmadığından, davacı borçlu yönünden icra emrinin iptaline karar verilmesine ilişkin İlk Derece Mahkeme kararında herhangi bir isabetsizlik olmadığı-
İpotek verenin takip öncesi ipotekli taşınmazı ..'e; bu kişinin de .....'a sattığı, alacaklı tarafından  . Ltd. Şti. ile ipotekli taşınmaz maliki sıfatıyla  ... hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip başlatıldığının, İİK'nın 149. maddesi gereğince aralarında zorunlu takip arkadaşlığı bulunan ve asıl borçlu konumunda olan kişiye takibin yöneltilmediğinin, bu kişiye itiraz ve defilerini ileri sürme hakkı verilmediğinin anlaşıldığı, ayrıca takip tarihinden önce taşınmazı ipotek yükü ile satın alan kişi yönünden alacaklının ek takip talebi üzerine buna uygun icra emri düzenlenmesi gerekirken, ek takip talebi düzenlenmeksizin alacaklının talebi üzerine doğrudan icra emri düzenlendiğinin görüldüğü, ilk derece mahkemesince, kredi sözleşmesinin borçlusu .. Ltd. Şti. yanında, kredi sözleşmesinin kefili ve kefalet borcu ipotekle teminat altına alındığından asıl borçlu konumuna gelen  kişi ile ipotekli taşınmazı takip tarihinden önce ipotek yükü ile satın alan kişi hakkında usulüne uygun olarak yapılmış bir takip bulunmadığından İİK'nın 149. maddesine aykırılık teşkil eden takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-