Genel mahkemenin verdiği tedbir kararı kaldırılmadığı müddetçe bağlayıcı olup tedbire aykırı işlem yapılamayacağından, mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
İlamda para alacağının tahsili, birlikte ifa kuralı çerçevesinde aracın iadesi koşuluna bağlı olduğu, borçlu başvurusunda aracın usule uygun teslimi gerçekleşmeden ödeme sorumluluğunun doğmadığını belirtmiş olup, öncelikle aynen ifa koşulu gerçekleşmediğinden şikayetin bu yönden kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekeceği-
İcra kefilliğine ilişkin düzenlemeler ilamların icrasına ilişkin hükümlere tâbi olup, buna ilişkin başvuruların da ilama aykırılık iddiası niteliğinde olduğundan İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz şikayete tâbi olduğu- Usulüne uygun icra kefaleti olsa dahi hakkında takip yapılan borçlu yönünden takip kesinleşmedikçe icra kefiline icra emri çıkarılamayacağı-
Borçlunun ilama aykırılık niteliğinde olan mükerrer takip şikayetinin süresiz şikayet olduğu düşünülmeksizin işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Şikayetçi borçlu tarafından çıkarılan tebligatın içeriği ve tebliği ile ilgili herhangi bir şikayette bulunulmadığı gibi borçlunun huzurunda düzenlenen taşınmaz hakkında kıymet takdir ve vaziyet tespit tutanağının da aksinin iddia edilmediği, bu nedenle borçlunun taşınmaz haczini süresinde öğrendiği ve 7 günlük süre içinde şikayette bulunmadığı-
Taşınmazın tapu kaydında Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi gereği belirtme tesisinin mevcut olduğu, yüzölçümündeki değişiklik Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesinden kaynaklanmakta olup, yapılan uygulama (yenileme) kadastrosunun amacının, tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin sınırlandırma, ölçü, çizim (tersimat) ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermek olduğu, bu nedenlerle, uygulama kadastrosu sırasında mülkiyet ihtilaflarının gündeme getirilemeyeceği ve değerlendirmeye alınamayacağı-
Borçlu, İİK'nun 106-110. maddelerine dayalı olarak hacizlerin kaldırılmasını talep etmekte olup, borçlunun bu isteminin harca tâbi olmadığı, icra müdürlüğünün tahsil harcı yatırılmasına ilişkin işleminin yasal bir dayanağının bulunmadığı-
Borçlunun, işlemiş faizin fahiş olduğunu ileri sürdüğü, ancak bu konuda bir rakam belirtmediği, o halde faize yönelik şikayetin ise kabulü yerine kısmen kabulüne karar verilerek sonuçta da borçlu aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin ve borçlu tarafından yapılan yargılama giderlerinin tamamının alacaklıdan tahsili gerekirken paylaştırılarak, bir kısmının borçlu üzerinde bırakılmasının isabetsiz olduğu-
Mahkemece, borçlular vekilinin dosyadaki icranın geri bırakılması isteminin koşulları oluşmadığından reddine, ancak birleşen dosyadaki isteminin kısmen kabulü ile muhtıranın değeri düzeltilerek, fazlaya ilişkin kısmın iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun şikayeti icra takibinde fazla faiz istendiğine yönelik olup, buna bağlı olarak alacak miktarının ilama aykırı olduğunu iddia ederek icra emrinin iptalini ve icranın geri bırakılmasına karar verilmesini istediğinden, borçlunun, alacaklı vekilinin cevap dilekçesinde de açıkladığı gibi asıl alacaklar yönünden bir şikayeti olmadığından, mahkemece, asıl alacaklar yönünden ret kararı verilemeyeceği-Borçlu, işlemiş faizin fahiş olduğunu ileri sürmüş, ancak bu konuda bir rakam belirtmediğinden, faize yönelik şikayetin kabulüne karar verilerek borçlu aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi ve borçlu tarafından yapılan yargılama giderlerinin tamamının alacaklıdan tahsili gerekeceği-