İİK'nun 89. maddesine göre gönderilen haciz ihbarnamesinin muhatabı olan kurumun ayrı bir tüzel kişiliği olmadığından, çıkartılan birinci haciz ihbarnamesinin yok hükmünde olduğu ve iptaline yönelik başvurunun da süreye tabi olmadığı-
Mahkemece; borcun icra takibinden sonra ödenmiş olmasının, borçlu şikayetten feragat etmediği sürece incelenmesinde hukuki yararının mevcut olduğu nazara alınarak; bilirkişiden, ilamdaki alacak miktarlarından yasal kesintiler düşülüp, nete dönüştürüldükten sonra bulunacak net alacak miktarları üzerinden, HGK'nun 20.09.2006 tarih 12-594/534 sayılı kararında da vurgulandığı şekilde; tarafların bildirdikleri bankalardan hakkın doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranının sorularak tespitiyle, hakkın doğum tarihinden itibaren takip tarihine kadar istenebilecek faiz miktarları hesaplattırılarak, icra emrini düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Dayanak ilamda, taşınmazın aynıyla ilgili olmayan ve taşınmazın üzerinde bulunan muhdesata yönelik mülkiyet uyuşmazlığı bulunmakta olup, bu konuya ilişkin ilamlar kesinleşmeden takip konusu yapılabileceğinden buna bağlı olarak eklentilerin de aynı şekilde takibe konu edilmesinde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığı-
İlamlı icra takibinde, ilama uygun faiz oranı üzerinden fazla faiz miktarının iptali yönündeki şikayetler ilama aykırılık niteliğinde olup İİK'nun 16/2. maddesine göre süresiz şikayete tabi olduğu (HGK.nun 21.06.2000 tarih, 2000/12-1002 sayılı kararı), mahkemece borçlu vekilinin şikayetinin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacı kendisinden beklenen tüm çaba, özen ve önlemlere rağmen davalının sağ olup olmadığını tespit edememiş ise, ya da tespit edememe durumu bir yanılgıya dayanıyor ve bu durum açıkça dürüstlük kuralına aykırılık arz etmiyorsa, bu dava ilişkisinde, daha sonra da kendilerine karşı dava açılması muhtemel olan mirasçılara, yani gerçek taraflara karşı davaya devam edilmesinin mümkün olması gerekeceği-
Alacağın varlığı ve miktarı 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında yargılama yapılmasını zorunlu kıldığı ve bu şikayetin ilamlı icra takibinde ilama aykırılık nedeni içinde değerlendirileceğinden, İİK'nun 16/2. maddesine göre süresiz şikayete tabi olduğu (HGK'nun 21.06.2000 tarih, 2000/12-1002 sayılı kararı) nazara alınarak, Mahkemece, bu yönde bir ilam alınmadan başlatılan takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
İhalede vasinin hazır bulunmadığı, hasımsız mahkeme kararı ile ihalenin müvekkiline tebliğ olunmadığı, taşınmazın gerçek değerinin çok altında bir bedelle ihale edildiği, dolayısıyla TMK'nun 444. ve 461. maddeleri uyarınca vasilik işlemi ile yapılan ihalenin onanmamasının ve ihalenin iptaline karar verilmesinin gerekeceği-
S.en takip şekline göre borçlunun icra dairesine itiraz etmesinden ayrı olarak (7) günlük şikayet süresi içinde "tebliğ tarihinin düzeltilmesi" için icra mahkemesine şikayette bulunmasının zorunlu olduğu, borçlu tarafından ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine dair usulünce yapılmış bir şikayet bulunmadığı ve icra müdürünün re'sen borçluya çıkartılan ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilip edilmediğini tespit konusunda işlem yapamayacağı-
Takibe dayanak ipotek akit belgesinde davacı takip borçlusu lehine ipotek verildiği anlaşılamadığından, borçlunun kullandığı kredi nedeniyle anılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılamayacağından şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Şikayet tarihinde borçlu henüz sağ olup şikayetçi mirasçılık sıfatına sahip olmadığından ve taşınmazın maliki de olmadığından hacizlerin ve takibin iptali istemin aktif husumet yokluğu nedeni ile reddine yönelik mahkeme kararının doğru olduğu-