Henüz alacaklıya ödenmemiş ve icra dosyasında mevcut olan kesintilerin borçluya iadesine karar verilebileceği, alacaklıya ödenen kesintilerin ise genel mahkemelerde açılacak istirdat davası ile talep edilebileceği-
Mahkemece, tebligat usulsüzlüğü şikayetinin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Somut olayda dayanılan ibra belgesi ve icra zabtına geçen ibra beyanı içeriğinde takibe konu ilamda hükmedilen vekalet ücreti ile icra vekalet ücreti alacağının da ödendiği ve bunların asil tarafından vekiline ödeneceğinin de açıkça kabul edildiği anlaşıldığından, bu alacak kalemleri hakkında da takip yapılamayacağından, İcra Mahkemesi'nce istemin tümden kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece; borçluların istemleri hakkında infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde açık ve anlaşılır bir biçimde usulün aradığı nitelikleri haiz bir karar verilmesi gerektiği-Mahkemenin, usulün öngördüğü niteliklere haiz bulunmayan kararı, usul ve yasaya uygun olmadığından, yerel mahkeme kararının, işin esasına yönelik temyiz itirazları incelenmeksizin, salt bu usulü eksikliğe dayalı olarak bozulması gerektiği-
İcra müdürlüğünce alacaklının talebi doğrultusunda işlem yapılması gerekirken, ancak ilgilisi tarafından ileri sürülebilecek bir husus olan haciz ihbarnamesinin tebliğ işleminin usulsüz olduğu gerekçesiyle talebin reddedilmesi bir hakkın yerine getirilmemesi niteliğinde olup, İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz şikayete tabi olduğu-
İcra takibine dayanak ilamın hüküm bölümünde posta giderleri ile vekalet ücretinin “müştereken ve müteselsilen tahsiline” yönelik olarak açık bir ibare kullanılmasına karşın, asıl alacağın “müştereken ve müteselsilen tahsiline” ilişkin bir ibare bulunmadığı; mahkemece dayanak ilamın gerekçesine gidilerek, ilamın yorumlanması ile borçlu idarenin sorumluluğunun müştereken ve müteselsilen olduğu gerekçe gösterilerek, muhtıranın iptaline yönelik şikayetin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Borçluların, takipte bir kısım mirasçıların alacaklı olmadığını, iştirak halinde mülkiyet bulunduğundan mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı olduğunu ileri sürerek takibin iptalini istedikleri, mahkemece takibin tüm mirasçılar tarafından başlatılmamış olması ve pay paydaş çoğunluğunun sağlanamaması gerekçesiyle takibin iptaline karar verildiği, alacaklı vekiline, mirasçının vekaletnamesini veya muvafakatnamesini ibraz etmesi veya miras şirketine mümessil tayin ettirerek mümessilden alacağı vekaletnameyi ibraz etmesi için mehil verilmesi, belgeler ibraz edildiğinde, borçluların şikayetinin reddi ile takibin devamına, aksi halde şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu, takip dayanağı rehin hakkının ilama dayanmadığını, rehin sözleşmesinin kesin borç ikrarı içermediğini, icra emri gönderilemeyeceğini ileri sürdüğüne göre, bu başvurunun süresiz şikayet olarak değerlendirilmesinin gerekeceği-
Avukatların icra iflas dairelerinde sorgulama talep etme yetkisini kısıtlayan, İcra ve İflas Kanunu Yönetmeliği' nin, 16.04.2013 tarihli, 28620 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan İcra ve İflas Kanunu Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile değişik ve "UYAP'ın kullanılması" başlıklı 16. maddesinin 5. fıkrasının "İcra iflas dairelerinde yapılacak sorgulamalarda vekil ile takip edilen dosyalarda, aynı konu hakkında Adalet Bakanlığı tarafından belirlenecek sürelerde sorgulama yapılması talep edilebilir." kuralını içeren 1. cümlesinin yürürlüğünün durdurulması kararı-
Mahkemece şikayetin reddi şeklinde karar verilse de hüküm içeriğinden istemin kısmen kabul edildiği anlaşılmakta olup, borçlu taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-