Mahkemece, borçlular vekilinin dosyadaki icranın geri bırakılması isteminin koşulları oluşmadığından reddine, ancak birleşen dosyadaki isteminin kısmen kabulü ile muhtıranın değeri düzeltilerek, fazlaya ilişkin kısmın iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun, işlemiş faizin fahiş olduğunu ileri sürdüğü, ancak bu konuda bir rakam belirtmediği, o halde faize yönelik şikayetin ise kabulü yerine kısmen kabulüne karar verilerek sonuçta da borçlu aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin ve borçlu tarafından yapılan yargılama giderlerinin tamamının alacaklıdan tahsili gerekirken paylaştırılarak, bir kısmının borçlu üzerinde bırakılmasının isabetsiz olduğu-
Borçlunun şikayeti icra takibinde fazla faiz istendiğine yönelik olup, buna bağlı olarak alacak miktarının ilama aykırı olduğunu iddia ederek icra emrinin iptalini ve icranın geri bırakılmasına karar verilmesini istediğinden, borçlunun, alacaklı vekilinin cevap dilekçesinde de açıkladığı gibi asıl alacaklar yönünden bir şikayeti olmadığından, mahkemece, asıl alacaklar yönünden ret kararı verilemeyeceği-Borçlu, işlemiş faizin fahiş olduğunu ileri sürmüş, ancak bu konuda bir rakam belirtmediğinden, faize yönelik şikayetin kabulüne karar verilerek borçlu aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi ve borçlu tarafından yapılan yargılama giderlerinin tamamının alacaklıdan tahsili gerekeceği-
İcra mahkemesinde görülen işlerde basit yargılama usulü uygulanacağı- Süreye tabi olan taleplerde, dilekçede belirtilmeyen bir husus, yargılama aşamasında ileri sürülmesi halinde nazara alınamaz ise de süreye tabi olmayan başvuru nedenleri yargılama aşamasında, mahkemece önüne getirildiğinde, incelenip karar verilmesinin usul ekonomisi ilkesi gereği isabetli olduğu-
İpotekli taşınmaz maliki hakkında muacceliyet ihbarı gönderilmeksizin takip başlatılması kamu düzenine aykırı bir durum olduğundan, bu husustaki şikayetin süreye tabi olmadığı-
Yapılan takipte istenen alacak, İİK’nun 149/b maddesinde belirtilen muaccel alacak niteliğini kazanmadığından Mahkemece şikayetin kabulüne ve takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Alacaklının paranın iadesine dair karardan dönülmesi istemi bir hakkın yerine getirilmemesinden kaynaklanmakta olduğundan, bu yöndeki şikayetin süreye tâbi olmadığı-
Hükme esas alınan bilirkişi raporu incelendiğinde; faiz hesabı yapılırken bir yılın 365 yerine, 360 gün olarak kabul edilerek; (anaparaxfaiz oranıxgün/360x100 şeklinde) faiz hesabı yapıldığı ve bu hesaplamanın borçlu aleyhine daha fazla faiz hesaplanmasına neden olduğu-
Asıl borçlu hakkında takip yapılmadığından ve bu eksikliğin sonradan tamamlattırılması da mümkün bulunmadığından ayrıca kamu düzeni ile ilgili bu husus Mahkemece re'sen gözönüne alınacağından şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Henüz alacaklıya ödenmemiş ve icra dosyasında mevcut olan kesintilerin borçluya iadesine karar verilebileceği, alacaklıya ödenen kesintilerin ise genel mahkemelerde açılacak istirdat davası ile talep edilebileceği-