Adi ortak hakkında takip yapılamayacağından dolayı takibin iptalinin istenmesinin şikayet konusu olacağı ve icra mahkemesince inceleneceği-
Bankaların yalnızca kredi sözleşmesinden kaynaklanan değil, her türlü alacaklarının tahsili için yaptıkları icra takibi nedeniyle yapılan ihale sonucu taşınmazı alacaklarına mahsuben almaları halinde, anılan işlemin damga vergisinden müstesna olduğunun kabulünün gerektiği-
Borçlunun, takip talebinde borçlu olarak gösterildiği halde ödeme emrinde yer almadığı, ödeme emrinin takip talebine aykırı olarak düzenlendiğinin kabulü ile borçlu yönünden geçerli bir ödeme emrinin varlığından sözedilemeyeceği-
Konusu belli bir miktar para olan ilâmlar (ve her türlü davalarda hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderleri) için, alacaklı vekilinin borçlu idareye yazılı olarak bildireceği banka hesabına ödeme yapılacağının düzenlendiği ve öngörülen yazılı bildirim yapılıp ve belli süre beklenilmeden doğrudan genel hükümlere göre takip yapılmasının usul ve yasaya aykırı olacağı, ancak İYUK. mad 28/2’de (6352 s. Kanun mad. 58 ile) öngörülen bu değişikliğin adli yargı mahkemeleri tarafından verilen ilamların infazında uygulanma olanağı bulunmadığı-
Katılma alacağına ilişkin ilamlar ile bu ilamların fer'i niteliğindeki ilam vekalet ücretinin diğer edaya ilişkin ilamlar gibi, kesinleşmeden icraya konulabileceği-
Takibin açılmasından sonra takip alacaklısının değiştirilmesi mümkün olmadığından, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Dava (takip) tarihinden önce ölüm nedeniyle şahsiyeti son bulan kişi taraf ehliyetini yitireceğinden aleyhine dava (takip) açılamaz ise de; maddi hatadan dolayı muhatabın yanlış gösterilmesi, (alacaklının) davacının tüm özeni göstermesine rağmen dava açacağı (aleyhinde takip başlatacağı) kişiyi doğru tespit edememesi, kısa süre önce kendisiyle işlem yapılmış ya da sadece vekiliyle muhatap olunmuş bir işlemden sonra muhatabın ölmesi durumlarında yanlış taraf gösterilmesi dürüstlük kuralına aykırı değilse ortaya çıkan (takip) dava ilişkisi sebebiyle daha üstün bir yarar dikkate alınarak yargılamaya (takibe) gerçek tarafla devam edilmesi gerekeceği-
Faiz hesabı yapılırken bir yıl 365 yerine, 360 gün olarak kabul edilerek; faiz hesabı yapıldığı ve bunun borçlu aleyhine daha fazla faiz hesaplanmasına neden olduğu anlaşıldığından, mahkemece; bir yılın 365 gün olduğu kabul edilerek; anapara x faiz oranı x gün sayısı / 365 x100 formülüne göre, yeniden faizin hesaplanması amacıyla bilirkişiden ek rapor alınarak sonuca gidilmesi gerekeceği-
Takip talebinde borçlu olarak gösterilmeyen kişiye ödeme emri gönderilmesi, ona borçlu sıfatı kazandırmayacağı gibi, takipte borçlu olmayan biri aleyhine borçlu sıfatını haizmiş gibi işlem yapılmasının da mümkün olmadığı, bu konudaki şikayetin süresiz olarak yapılabileceği-