İİK'nın 89/4. maddesine dayalı olarak açılan tazminat davasında, tarafların göstereceği deliller, ticari defterler ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak, ihbarnamenin tebliğ tarihi itibariyle, borçlunun üçüncü kişiden olan muaccel alacağının, üçüncü kişiden istenebileceği; Kesin nitelikte bir alacağının mevcut olup olmadığının genel hükümler çerçevesinde belirleneceğini; diğer bir ifade ile anılan maddeye göre tazminata hükmedilebilmesi için, borçlunun, haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye tebliği tarihi itibariyle, üçüncü kişi nezdinde kesinleşmiş, haczedilebilecek muaccel bir alacağının bulunmasının zorunlu olduğu-
İİK'nın 89/4. maddesine dayalı olarak açılan tazminat davasında, tarafların göstereceği deliller, ticari defterler ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak, ihbarnamenin tebliğ tarihi itibariyle, borçlunun, üçüncü kişiden istenebilir, kesin nitelikte bir alacağının mevcut olup olmadığının genel hükümler çerçevesinde belirleneceği- Bu maddeye göre tazminata hükmedilebilmesi için, borçlunun, haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye tebliği tarihi itibariyle, üçüncü kişi nezdinde kesinleşmiş, haczedilebilecek muaccel bir alacağının bulunmasının zorunlu olduğu-
Alacağın dayanağı olan haciz ihbarnameleri icra mahkemesinin kararıyla iptal edildiğinden, İİK m. 89/3 uyarınca açılan menfi tespit istemine ilişkin davanın konusuz kaldığı- Davanın açıldığı tarihte davaya konu haciz ihbarnameleri iptal edilmemiş olduğundan ve davanın açılması hak düşürücü süreye tabi olduğundan dava tarihinde davacının haksız olduğunun söylenemeyeceği- İİK 89/3 maddesi gereğince açılan menfi tespit davaları maktu harca tabi olmakla birlikte hükmedilecek vekalet ücretinin nisbi olarak belirlenmesi gerektiği-
Borçlu'nun İİK'nın 89/1 maddesinde belirtilen hak ve alacaklarının haczi anılan maddede belirtilen usule göre birinci, ikinci, üçüncü haciz ihbarnameleri çıkarılarak yapılacağı- Mevcut alacaklarının haczi için haciz ne miktar para alacağı için olduğunun haciz ihbarnamesine yazılmasının yeterli olduğu- Ancak takip borçlusu ile üçüncü kişi arasında mevcut olan bir hukuki ilişkiye (temele) dayanarak ilerde doğması muhtemel bulunan alacakların da haciz ihbarnamesi ile haczedileceği-
Haciz isteme hakkının kural olarak alacaklının borçluya karşı başlatmış olduğu takibin kesinleşmesi ile doğacağı- Üçüncü kişiye gönderilen birinci haciz ihbarnamesine itiraz tarihinde icra takibinin kesinleşmediği görülmekle geçerli bir itiraz bulunmadığından üçüncü kişinin haksız fiilinden söz edilemeyeceği-
Banka hesaplarına konulan hacizlerin (İİK 89/1) kaldırılmasına ilişkin şikâyet- Borçlunun üçüncü kişi bankadaki alacağı menkul hükmünde olup para alacağı için satış söz konusu olmadığından, paranın icra dosyasına celbi talebinin satış talebi gibi değerlendirilmesi gerektiği- Bankada bulunan paralar üzerine konulan hacizlerin İİK’nın 106-110 maddesi kapsamında kalmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilemeyeceği-
Davacının dava dilekçesinde icra dosyasında mal varlığı üzerine konulan hacizlerin kaldırılması talebi de mevcut olup şikayet tarihi itibariyle davacının malvarlığı üzerine hacizler konulduğu, kıymetinin de belirlenmediği görülmekle, uyuşmazlığın parasal sınıra takılmaksızın, Bölge Adliye Mahkemesince işin esasının incelenmesi gerektiği-
Mahkemece bozmaya uyularak ikinci alacaklılar toplantısını bitmesinin beklendiği, gerek asıl, gerek birleşen dava kabul edilerek 243.278,66 TL'nin 13.04.2012 ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsili yönünde hüküm kurulduğu, birleşen dava davalıları ............... Tarım Ürünleri San. ve Tic. A.Ş. ile ................. İç ve Dış Tic. A.Ş. dava devam ederken iflas ettiklerine göre davaya kayıt kabul davası alarak bakılıp buna göre hüküm kurulması gerekirken istirdat davası olarak devam edilmesinin ve tahsil hükmü kurulmasının doğru olmadığı-
Alacaklının haciz ihbarnamesi gönderilmesi yönündeki talebi üzerine icra müdürlüğünün şikayetçinin (borçlu/üçüncü kişi) dosyada mevcut T.C. kimlik numarasından faydalanmak sureti ile doğrudan mernis adresine birinci haciz ihbarnamesi çıkarttığı, bila dönmesi üzerine 103 davet kağıdı dahil tüm tebligatların TK’nun 21/2 maddesi uyarınca yapıldığı, şikayetçinin borçlu olduğu ve haciz konulan ayrıca şikayetçinin T.C. kimlik numarasının bildirildiği diğer takip dosyasında ödeme emrinin tebliğ edildiği adresin haciz ihbarnamelerinin gönderildiği adres olmadığı, dolayısıyla öncelikle bilinen adrese çıkmayan tebligat usulsüz olup 103 davet kağıdının tebliğinin TK 21/2’ye göre yapılmasının usulsüz olduğu- "Şikayetçinin borçlu olarak yer aldığı icra dosyasından şikayet konusu dosyaya gelen cevabi yazıda; (Çankaya/ANKARA) şeklinde belirsiz olarak yazıldığı, şikayetçinin somut adresinin yer almadığı, bu durumda icra müdürünün veya alacaklının adres araştırması yapma zorunluluğunun da bulunmadığı, adres kayıt sistemindeki adresi dışında bilinen bir adresi olmayan tarafın, bilinen adresinin artık adres kayıt sistemindeki adres olduğunun kabulü gerektiği, farklı bir dosyadan veya makamdan özellikle adres araştırması yapılmasının da gerekmediği" şeklindeki karşı oyun kabul edilmediği-
İİK'nın 89/4. maddesine dayalı olarak açılan tazminat davasında, tarafların göstereceği deliller, ticari defterler ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak, ihbarnamenin tebliğ tarihi itibariyle, borçlunun, üçüncü kişiden istenebilir, kesin nitelikte bir alacağının mevcut olup olmadığı genel hükümler çerçevesinde belirlenir, diğer bir ifade ile anılan maddeye göre tazminata hükmedilebilmesi için, borçlunun, haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye tebliği tarihi itibariyle, üçüncü kişi nezdinde kesinleşmiş, haczedilebilecek muaccel bir alacağının bulunmasının zorunlu olduğu-