Adi ortaklıklarda, ortakların borçlarından dolayı takip yapılması halinde, ortağın ancak kar payı veya tasfiye payına haciz konulması mümkün olup, tüzel kişiliği bulunmayan ortaklığa ait bir mal veya alacak üzerine haciz konulamayacağı-
Mahkemece, şikayetin kabul edilerek birinci haciz ihbarnamesi tebliğ tarihinin ise Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi addolunur hükmü uyarınca öğrenme tarihi olan 07/05/2014 tarihi olarak düzeltilmesine bu halde 89/1 haciz ihbarnamesinin düzeltilen tebliğ tarihinden önce çıkarılmış hale gelen ve dolayısı ile yok hükmünde bulunan ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
İcra ve İflas Kanunu'nun 89. maddesi kapsamında gönderilen haczi ihbarnamelerine itiraz eden kişinin Belediye Başkanı ya da avukat (Belediye vekili) olmadığı anlaşılmakla Mali Hizmetler Müdürü'nün temsil yetkisi bulunmadığından adı geçen tarafından icra müdürlüğüne yapılan itirazın da geçersiz olduğu-
Haczedilmezlik şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup; takibin tarafı olmayan üçüncü kişinin böyle bir şikayette bulunarak haczin kaldırılmasını istemesinin mümkün olmadığı, şikayetçi üçüncü kişinin kendisine gönderilen İİK 89/1 haciz ihbarnamesine itiraz hakkının olduğu-
Tebliğ edilen 2. haciz ihbarnamesine karşı şikayetçinin “kesinleşmiş bir alacak olmadığı için haciz ihbarnamesine itiraz ediyoruz” şeklindeki beyanının, İİK.'nun 89/2.maddesi kapsamında itiraz niteliğinde olduğu, bu durumda, mahkemece şikayetin kabulü gerekeceği-
İcra dosyasında gelinen aşamada şikayete konu muhtıra icra mahkemesi kararları ile çıkartıldığına göre, İİK.nun 4. ve Anayasa'nın 138/son maddesine göre, icra müdürünün, mahkeme kararını uygulamak zorunda olduğu, bu kararın bozulup, ortadan kaldırılmadıkça bağlayıcı olduğu, mahkemenin de daha önce verilen icra mahkemesi kararlarını ortadan kaldıracak şekilde yeni bir karar veremeyeceği, o halde, açıklanan nedenler ile şikayetçinin kendisine gönderilen 89/1, 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin iptali ile 1. haciz ihbarnamesine yapmış olduğu itirazının reddine karar verilmesi gerekeceği-
Alacaklı yararına İİK. mad. 89/4 uyarınca tazminata hükmedilebilmesi için; borçlunun haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye tebliği tarihi itibariyle üçüncü kişi nezdinde kesinleşmiş, muaccel bir alacağının bulunması zorunlu olduğu- Alacağa hükmeden itirazın iptali ilam 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği tarih itibariyle henüz kesinleşmediğinden maddi anlamda istenebilir bir alacağın bulunmadığı-
Alacaklı vekili icra mahkemesine başvurusunda üçüncü kişi banka yönünden tazminat isteminde bulunmuş olup, sanıklar hakkında tazminat talebinin olmadığı, yani sanıkların tazminat davasının tarafı olmadığı ve dolayısıyla bu dava hakkında vekalet ücreti talebinde bulunamayacakları-
3. kişiye, birinci haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmemesi üzerine ikinci hacizi ihbarnamesi gönderildiği, ikinci haciz ihbarnamesinin tebliği üzerine 3. kişinin süresinde herhangi bir itirazda bulunmadığı, bu durumda icra müdürlüğünce alacaklının talebi doğrultusunda işlem yapılarak üçüncü kişiye üçüncü haciz ihbarnamesi gönderilmesi gerekirken, ikinci haciz ihbarnamesi tebliğ işleminin usulsüz olduğu gerekçesiyle istemin reddedilmesinin bir hakkın yerine getirilmemesi niteliğinde olup, İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz şikayete tabi olduğu-
Alacaklının talebi üzerine icra müdürlüğünce borçlunun şikayetçi şirket nezdindeki hisselerinin haczine yönelik şikayetçi 3. kişi ve İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü'ne 26.11.2013 tarihli yazıların gönderildiğinin anlaşıldığı, anılan yazıların, İİK'nun 89. maddesinde düzenlenen haciz ihbarnamesi mahiyetinde olmayıp, İİK'nun 78. maddesi kapsamında haciz müzekkeresi niteliğinde bulunduğundan 3. kişi aleyhine İİK'nun 89. maddesindeki sonuçları doğurmayacağı, bu nedenle, 3. kişinin söz konusu müzekkerelerin iptalini istemekte hukuki yararının olmadığı-