İcra mahkemesince; birinci haciz ihbarnamesine itirazın süresinde olduğunun anlaşılması üzerine “birinci haciz ihbarnamesinin iptaline” değil, “haciz ihbarnamesinden sonraki işlemlerin ortadan kaldırılmasına” şeklinde karar verilmesi gerekeceği-
Birinci haciz ihbarnamesinin tebliğinden sonra -2. ve 3. haciz ihbarnameleri gönderilmeden- 89. maddedeki prosedür tamamlanmadan, 3. kişiye muhtıra gönderilerek “paranın icra dairesine gönderilmesi” nin istenemeyeceği-
İİK. 89/IV uyarınca açılan davaya bakacak olan mahkemenin “icra hukuk mahkemesi” olduğu; bu davanın “icra ceza mahkemesi” sıfatıyla sonuçlandırılamayacağı-
İcra dairesinde işlem yapmak için vekilin avukat sıfatını taşıması gerektiği- Şirket müdürüne vekaleten icra dairesine sunulan haciz ihbarnamesine itiraz dilekçesinin geçersiz olduğu, olayda HUMK'nun 67/1. maddesinin uygulanması sözkonusu olmadığından geçersiz itiraza sonradan icazet verilebileceğinden de söz edilemeyeceği-
Kendisine 1. haciz ihbarnamesi tebliğ edilen Orman İşletme Müdürlüğü’ nün “borçluya doğmuş ve doğacak herhangi bir borçları bulunmadığı, aksine onun kendilerine borcu bulunduğunu” bildirmesine rağmen, icra dairesince gönderilen “2. haciz ihbarnamesi” üzerine açtığı menfi tespit davasından takip borçlusunun davacı idare ile yaptığı sözleşme uyarınca idarenin alacağına karşılık yatırmış olduğu teminatın, idarenin dava dışı borçluya borçlu olduğu anlamına gelmeyeceği bu nedenle 3.kişinin açmış olduğu menfi tespit davasının kabulü yerine reddine karar verilemeyeceği-
İcra mahkemesince davacıya gönderilen haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verilmiş olması halinde davacının açmış olduğu menfi tespit davasının konusuz kalmış olacağı, mahkemece tarafların davaya sebebiyet vermedikleri sonucuna ulaşılması halinde “yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına” karar verilmesi gerekeceği-
Sağlık Bakanlığı yerine tüzel kişiliği bulunmayan Sağlık Bakanlığı A.P.K. Başkanlığına haciz ihbarnamesi gönderilemeyeceği-
89/I haciz ihbarnamesine yapılan “itirazın kaldırılması” talebinin -İİK. nunda “haciz ihbarnamesine yapılan itirazın kaldırılması” gibi bir itiraz ve şikayet yolu bulunmadığından- icra mahkemesine yapılmış olan bu başvurunun (“itirazın kaldırılması” ve 3. kişinin “icra tazminatına mahkum edilmesi” isteminin) İİK.nun 89/IV kapsamında açılmış bir tazminat ve ceza davası olarak algılanması gerekeceği-
İİK.’nun 89/IV. maddesine göre açılan tazminat davasına ait dilekçede açıkça “tazminat miktarı”nın belirtilmemiş olması halinde, istenen tazminatın “İİK.nun 89/I maddesinde –yani ‘birinci haciz ihbarnamesinde- yazılı borç miktarı kadar” olduğunun kabulü gerekeceği-