Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihine göre uyuşmazlık konusu bağımsız bölümün muhammen değeri ve ihale bedeli değerin, İcra ve İflas Kanunu'nun 364/1. maddesinde belirtilen kesinlik sınırını geçmediği anlaşıldığından, anılan Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz kabiliyetinin olmadığı- Mahkemece, şikayetçi .......'nin takibe dayanak kredi sözleşmesinde borçlu sıfatı olmadığı gibi tapu sicilindeki ilgili veya ihalede pey süren de olmadığı görüldüğünden, satış ilanı tebliğinin usulsüz olduğu gerekçesiyle, adı geçenin maliki olduğu bağımsız bölüme yönelik şikayetin kabulü ile ihalenin feshine, maliki olmadığı taşınmazlara yönelik şikayetinin ise aktif husumet yokluğundan reddi ile bu taşınmazlar yönünden para cezasına yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği-
Temyiz dilekçesinin kaydedildiği tarihte de temyiz yoluna başvurulmuş sayılacağı- Dayanak ilam katılma alacağından kaynaklandığından, yani meskeniyet şikayetine konu taşınmazın alımından kaynaklandığından, borçlunun haczedilmezlik iddiasında bulunamayacağı (İİK.82/1-12)-
Ödeme belgesini bilen borçlunun buna rağmen bu belgeden söz etmemesi ya da sunmaması, ona etkin hak arama imkânı tanınmamasından değil, kendi ihmalinden kaynaklandığından bu ödeme belgeleri icra mahkemesindeki incelemeden önce var olduğu hâlde ileri sürmeyen borçlunun, kararın temyizi aşamasında dosyaya sunarak bu deliller doğrultusunda değerlendirme yapılmasını talep etmesinin mümkün olmadığı-
Şikayet dilekçesinde belirtilen .......... İcra Hukuk Mahkemesi kararının ihale tarihinde temyiz incelemesinde olduğu sabit olup, ihale tarihinden sonra ilgili kararın onanması sonuca etkili olmadığından, ilgili dosyaya ilişkin olarak talebin ve temyiz konusunun şikayet mi yoksa icranın geri bırakılması talebi mi olduğu değerlendirip, şikayetçi borçlunun ihalenin feshi istemi hakkında oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden, İİK’nun 149/a-1 maddesinde 33. maddesinin 1,2 ve 4.fıkraları uygulanacağından, ilgili dosyada borçlunun taleplerinde borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazı olmadığı, talep konusunun şikayet olduğu anlaşıldığından, ilgili dosyaya ilişkin temyiz incelemesi satışı durduracağından, ihale tarihi ................ olup, bu durumda satışın durdurulması gerekirken ihalenin yapılmış olmasının İİK'nun 364/3. maddesine aykırı bulunduğu-
Borçlu vekilinin uygulamada “süre tutum” adı verilen dilekçe ile gerekçeli kararın tebliğ edilmesinden sonra gerekçe içeren temyiz dilekçesi vereceğini belirtmesine karşın, gerekçeli kararın tebliğine rağmen temyiz gerekçelerini içeren temyiz dilekçesi ibraz etmediği dikkate alındığında, sadece kanunun açık hükmüne aykırılık ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu ile sınırlı olarak temyiz incelemesinin gerçekleştirilmesi gerektiği-
"Süre tutum” adı verilen dilekçe verilmesinden sonra, gerekçeli kararın tebliğine rağmen temyiz gerekçelerini içeren temyiz dilekçesi ibraz edilmemesi durumunda, sadece kanunun açık hükmüne aykırılık ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu ile sınırlı olarak temyiz incelemesinin gerçekleştirilmesi gerektiği- Alacaklı tarafından kiracı borçlu aleyhine başlatılan kira alacağının tahsili amacıyla tahliye talepli ilamsız icra takibinde "2013 yılı Nisan ayı kira bedeli" yönünden borçlunun temerrüde düşüp düşmediği, buradan varılacak sonuca göre sadece Nisan ayı kira bedelinin fer’îleri yönünden itirazın kaldırılmasına ve tahliyeye karar verilmesinin gerekip gerekmediği-
Dava dışı takip borçluları tarafından alacaklıya karşı takibin taliki veya iptali talepli dava açıldığı, açılan davanın yargılaması sırasında takibin tedbiren durdurulmasına karar verildiği ve sonrasında davanın kabulüne ve davacı borçlular yönünden takibin iptaline karar verilmiş olup, tarafların temyiz etmemesi üzerine kararın kesinleştiği anlaşıldığından, dava dışı borçluların yaptığı itiraz, İİK 78/2'de belirtilen itiraz kavramına girmeyeceğinden 1 yıllık sürenin hesaplanmasında dikkate alınmayacağı- Alacaklı, İİK. 150/e uyarınca, bir yıllık yasal sürede masrafını da yatırmak suretiyle satış talebinde bulunmadığına göre takibin düşmüş olacağı ve ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği-
Alacaklı banka tarafından başlatılan ilk takipte alacağın haricen tahsil edildiği tarafların da kabulünde olduğuna göre ipotek çözülmüş olup, ipotek hakkının bölünmezliği ilkesi gereğince, ipotekli taşınmazın satışının yapılmaması ve ipotek şerhinin tapudan fek edilmemesi, takip tutarı ipotek limitinin altında olsa dahi aynı ipoteğe dayalı yeniden takip yapma imkanı vermeyeceği-
Diğer tarafın istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından aleyhine yeniden esas hakkında karar verilmesi halinde ilgilinin temyiz yoluna başvurulabileceği- Şikayetin tarafı olmayan aleyhine para cezası, vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmeyeceği-
Harçların yatırılacağı sürenin kesin olarak verilmemesi nedeniyle, muhtıranın hukuki sonuç doğurmayacağı-