Davacı asıl borçlu şirkete icra emrinin 26.07.2018 tarihinde tebliğ edildiği, şirketin usulsüz tebliğ şikayetinde bulunmadığı, şirketin davasının süresinde olmadığı, asıl borçlu tarafından açılan davanın süresinde olmaması nedeni ile ipotek malikinin açtığı dava sonucunda icra emrinin iptali veya düzeltilmesi söz konusu olamayacağından istemin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edene 28/10/2020 tarihinde tebliğ edildiği halde, temyiz dilekçesi belirli süre geçirildikten sonra, 16/11/2020 tarihinde verilip kaydettirilmiştir.5311 sayılı Kanunla değişik İİK.nun 364/2 maddesi ve 6100 Sayılı HMK'nin 366.maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanunun 352. maddesi uyarınca temyiz başvuru talebinin SÜRE AŞIMINDAN REDDİNE karar verilmesi gerekeceği-
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 364/1. maddesine göre Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen ve miktar ve değeri Onbin Türk Lirası’nı geçen nihai kararlara karşı temyiz yoluna başvurulabileceği- Bu hükümde öngörülen kesinlik sınırının, 24.11.2016 tarih ve 6763 sayılı Kanun'un 4. maddesi ile 02.12.2016 tarihinden itibaren kırk bin Türk Lirası’na, 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanun’un 1. ve 2. maddesi ile 28/02/2019 tarihinden itibaren elli sekiz bin sekiz yüz Türk Lirası’na, 01/01/2020 tarihinden itibaren de yetmiş iki bin yetmiş Türk Lirası'na çıkarılmış olduğu-
Taşınmazlar üzerindeki şerhe usul ve yasaya aykırı olarak haciz konulduğunu ileri sürerek anılan parseller üzerindeki haciz ve satış işlemlerinin iptali istemiyle şikayet yoluna başvurulduğu, başka bir dosyada da şikayet yoluna başvurulduğu ve anılan şikayet dosyasının dava tarihi itibariyle derdest bulunduğu; konusu, sebebi ve tarafları aynı olan şikayet yeniden yapılamayacağından dava şartı olan bu hususun mahkemece re'sen nazara alınması gerektiği, taraf teşkilinin davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden dikkate alınacağı, taraf teşkili sağlanmadan dosya üzerinden karar verilmiş ise de şikayetin hasımsız olarak görülmesi usul hatası olmakla birlikte verilen kararın salt bu nedenle derdestlik oluşturmayacağı, derdestlik sebebiyle şikayetin usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Temyizde de kıyas yoluyla uygulanması gereken 6100 sayılı Kanunun 344. maddesi gereğince, kararı temyiz eden alacaklı tarafa; temyiz harçlarını 1 haftalık kesin süre içerisinde tamamlaması aksi halde temyiz başvurusundan vazgeçmiş sayılacağı meşruhatını içeren muhtıra tebliğ edilerek bu husustaki tebligat parçası ve muhtırada belirtilen temyiz harçlarının ödenmesi halinde ödemeye ilişkin belgelerle Yargıtay 12. Hukuk Dairesine birlikte gönderilmesi gerekeceği-
Yasal sürede istinaf süre tutum dilekçesi sunulmasına rağmen, gerekçeli karar tebliğinden itibaren 10 günlük yasal sürede gerekçeli istinaf dilekçesi sunulmadığından, istinaf süre tutum dilekçesinde ileri sürülmeyen hususların temyiz incelemesinde değerlendirilemeyeceği-
UETS elektronik tebligat mesajı zaman damgasıyla ilişkilendirerek muhatabın elektronik tebligat adresine ulaştırıldığında; elektronik yolla tebligatın, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılacağı-
5311 sayılı Kanunun 25.maddesi ile değişik 2004 sayılı İİK'nun 364/1.maddesine göre; Bölge Adliye Mahkemesi'nce verilen ve miktar ve değeri 10 bin Türk Lirası’nı geçen nihai kararlara karşı temyiz yoluna başvurulabileceği, bu hükümde öngörülen kesinlik sınırının, 6763 sayılı Kanun'un 4. maddesi ile 02.12.2016 tarihinden itibaren 40 bin Türk Lirası’na, 7165 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile de 28/02/2019 tarihinden itibaren 58 bin sekiz yüz Türk Lirası’na, 01/01/2020 tarihinden itibaren de 72 bin yetmiş Türk Lirası'na çıkarıldığı-
İstinaf eden borçluya gönderilen istinaf başvuru dilekçesinin tebliğine dair tebligat zarfı üzerine “Tebliğden itibaren 7 gün içinde istinaf yoluna başvuru harcı ve istinaf maktu harcını yatırmanız, aksi halde vazgeçmiş sayılacağınız ihtar olunur.” meşruhatının yazılı olduğu ancak meşruhatın altında hakimin imzasının bulunmaması halinde, anılan (tebligatın) muhtıranın geçersiz olacağı ve bu durumda kesin süre içerisinde gerekli harçlar yatırılmadığından istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına dair ek kararının hatalı olacağı-
İcra hukuk mahkemesince verilen kararının borçlular vekilinin yüzüne karşı verilmesi üzerine, borçlular vekilince kararın istinaf edildiğine ilişkin süre tutum dilekçesinin yasal 10 günlük süre içerisinde sunulduğu, gerekçeli istinaf dilekçesinin ise verilmediği görülmekle beraber, "muhatabın geçici mi yoksa daimi olarak mı adreste olup olmadığı" ve "geçici bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra gelip gelmeyeceği" hususu tevsik edilmeden yapılan gerekçeli kararın tebliğinin usulsüz olduğu (Teb. K. 21/)- Süresi içerisinde süre tutum dilekçesi sunarak istinaf talep eden borçlular vekiline gerekçeli kararın tebliği usulsüz olduğundan, borçlular vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin, ayrıntılı istinaf nedenleri olarak kabulü ile istinaf incelemesi yapılması gerektiği-