Öncelikle idare tarafından 362l sayılı Kanunun 9.maddesi hükmüne göre "kıyı kenar çizgisi" haritasının düzenlenip düzenlenmediği araştırılmalı, ondan sonra uzman kişilerce dava konusu yerde keşif yapılması gerektiği; harita düzenlendiğinin ve 28.11.1997 tarih, 5/3 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı'nda belirtildiği şekilde işlem gördüğünün, böylece davanın taraflarını bağlayan bir içerik kazandığının anlaşılması durumunda "kıyı kenar çizgisi" idarenin düzenlendiğinin harita ya değer verilerek saptanması gerektiği- Kıyı-kenar çizgisinin belirlenmesi suretiyle uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması gerektiği- 
Çaplı taşınmaza ve kadastral yola vaki elatmanın önlenmesi istemine ilişkin dava dilekçesi ekinde isim benzerliği sebebiyle yanlış vekaletnamenin sunulmasının ve davacının TC kimlik numarasının yanlış yazılmasının maddi hatadan kaynaklandığı ve bu durumda taraf delillerinin toplanması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması ondan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile "bu kimlikteki kişinin davacı olmadığı" gerekçesi ile "davanın husumet yokluğundan reddi"ne karar verilmesinin hatalı olduğu-
Paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmayacağından, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiasının her türlü delille kanıtlanabileceği- Çekişme konusu taşınmazın kök mirasbırakanın sağlığında da davalı S. tarafından kullanıldığı, amca ve babaannesi öldükten sonra da uzun zaman tek başına kullanmaya devam ettiği, evle ilgili harcamaları karşılayabilmek için binanın 1.katını kiraya verdiği, taşınmaza zorunlu ve faydalı masraflar yaptığı, buna ilişkin kira kontratı ve belgeler sunulduğundan, davalının da kabulünde olan kiraya verilen 1. kata yönelik olarak talep edilen dönemlere ilişkin hesaplanacak ecrimisilden, davalının taşınmaza yaptığı faydalı ve zorunlu masraflar düşüldükten sonra belirlenecek bedele hükmedilmesi gerektiği- 
Mülkiyet hakkına dayalı el atmanın önlenmesi isteğine ilişkin davada, taraflar arasında hukuken geçerli bir kira ilişkisinin varlığının saptanması halinde, asliye hukuk mahkemesince davanın reddedilmesi, aksi halde el atmanın önlenmesi yönünden bir karar verilmesi gerektiği-
İntifa hakkına dayalı elatmanın önlenmesi isteğine ilişkin davada, intifa hakkının temyiz aşamasında süresi sona erdiğinden konusuz kaldığının anlaşılmış olmasına göre karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği-
Malik şey üzerinde hukuk düzeninin sınırları içinde kullanma, yararlanma ve tasarruf yetkisine sahip olup, her türlü haksız elatmanın önlenmesini dava edebileceği, el atma haksız eylem olup, elatma nedeniyle uğradığı zararın da tazminini isteyebileceği, zararın kapsamının belirlenmesinin hakimin görevi olduğu-
Taraflar tacir olsalar da, mülkiyet hakkına dayalı el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkin davanın tarafların ticari işletmesiyle ilgisinin bulunmadığı, bu nedenle, "mutlak" ve "nispi ticari dava" olarak nitelendirilemeyeceği ve TTK hükümlerinin veya özel kanun hükümlerinin uygulanmasını gerektirir ticari bir uyuşmazlıktan söz edilemeyeceği, uyuşmazlığın çözümünün "genel mahkemeler"in görev kapsamında kaldığı-
Yargıda açıklık ve netlik prensibinin kabul edildiği, aksi halin, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratacağı, hükmünün hedefine ulaşmasını engelleyeceği, kamu düzeni ve barışı oluşturmayacağı- Bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini ve ifa kabiliyetini yitireceği- Bozma kararından sonra bozmaya uyularak verilen hüküm yeni bir hüküm olduğu ve tesis edilen hükmün, tüm istekleri karşılar şekilde yeniden yazılması gerektiği- Hükmün diğer yönlerinin kesinleşmiş olduğundan bahisle "aynı konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Mirasçı sıfatıyla taşınmazdan yararlanan davalının, hangi tarihte intifadan men edildiği, öte yandan davalının tasarrufta bulunduğu dönemde, taşınmazlarda davacıların kullanabilecekleri bölümlerin bulunup bulunmadığı tespit edilmeden sonuca gidilmesinin yanlış olduğu-
Davalı Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın 08.04.2010 tarihli ihtarname ile 07.06.2005-31.03.2010 tarihleri arasındaki toplam 94.367TL işgal nedeniyle ecr-i misil bedelinin 30 gün içinde ödeneceğinin, gerekli görüldüğünde tahliye edileceğinin bildirilmesinin ve ödemenin defaten ihtirazi kayıt ileri sürülmeden yapılmış olmasının kira sözleşmesinin sona erdirildiği şeklinde yorumlanamayacağı-