Öncesi orman olan taşınmazların üzerindeki bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, orman toprağı orman sayılan yerlerden olup, orman içi açıklıkların zilyetlikle kazanılamayacağı-
Öncesi Devlet ormanı iken, Hazine adına çıkarılan ya da çıkarıldığı takdirde Hazineye bırakılması gereken yerlerde, yasanın saptadığı kuraldan yararlanmalarının olanaksız olacağı, orman sınırı dışına çıkarılmayan kesimlerle ilgili olarak, tevzi tapusuna dayanılamayacağı, tahdit ve dışarı çıkarma konusunda tek yetkili kurumun, orman tahdit komisyonu olacağı, orman yönetimini zorlayıcı biçimde ve yönetimin yasal fonksiyonunu dışlayacak bir yöntemle, yargı yolunun kullanılmasına olanak bulunmayacağı-
6831 sayılı Yasanın 2. maddesi uygulanırken, nitelik yitiren kesimlerin belirlenip, dışarı çıkarılması yolunda alınan kararlar, tutanak ve haritalar ile birlikte askıya çıkarılacağı, nitelik yitirmeyen ve dışarı çıkarılmasına gerek görülmeyen yerler için, bu yolda bir işlem ve ilanın esasen söz konusu olmayacağı, 3402 sayılı Kadastro Yasasının 45. maddesinin üç fıkrası Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş, yalnız ( tevzi yolu ile oluşan tapulara değer verilmesini içeren ) fıkrası yürürlükte bırakılmış ise de, bu olgu ancak orman rejimi dışına çıkarılan kesimlerde söz konusu olup, dışarı çıkarılmayan yerlerde uygulama olanağının bulunmayacağı-
Bilirkişi raporuyla taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu saptanmışsa mahkemece sadece bilirkişi raporunun mahkemeyi bağlamayacağı gerekçesiyle kişisel gözleme dayanarak orman niteliğinde olduğuna karar verilemeyeceği-
Orman içinde yer alan açıklıkların, orman bütünlüğünü bozacağından öncesi orman olsun ya da olmasın tapu ya da zilyetlik yoluyla kazanılamayacağı-
Taşınmazın orman dışına çıkarılma işlemine 1744 sayılı Yasa`nın yürürlükte bulunduğu dönemde başlanılmış ancak tamamlanmasının 2896 sayılı Yasa`nın yürürlük döneminde gerçekleştiği, uygulamadan doğan uyuşmazlığa sonraki yasanın uygulanması ve orman dışında çıkarılan taşınmazın hazine adına tescil edilmesi gerekeceği-
Orman tahdidinin hukuksal varlığını sürdürdüğü evrede oluşturulan tapu kaydının hukuki sonuç doğurmayacağı-
Ormanlardan tapu ve zilyetlik yolu ile toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkralarının Anayasa Mahkemesi'nce iptal edildiği, öncesi orman olan taşınmazın bitki örtüsü yok edilse dahi, salt orman toprağının, orman sayılan yer olarak kabul edilmesi gerekeceği-
Orman sınırları dışında bırakıldığı sabit olan çekişmeli taşınmazın, tesbit tutanağı düzenlenecek nitelikte olduğu, bu nitelikteki taşınmaz için yapılan tapulama tesbiti usulüne uygun şekilde kesinleştiğinden ve kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden, davacı Hazine’nin açtığı tapu iptali ve tescil davasının reddinin doğru olacağı-
Ormanlık alanın çeşitli yerlerinde tek tek ağaçların (ya da fidanların) yok edilmesi durumunda ağaçlandırma giderinin 28.10.1979 gün ve 63 sayılı Orman Genel Müdürlüğü’nün Yönergesi doğrultusunda hesaplanması gerekeceği, bozma kararının içinde “kabule göre” başlığı altında yapılan tavsiye ve eleştirilere karşı direnilmesinin mümkün olmadığı-