İçerik Akışı

Kısa karar- Hükme ilişkin tüm hususlar- Usule uygun ve tam bir tefhim- İstinaf/temyiz süresi-

Kısa kararda hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanmaması, kanun yolu ve süresinin doğru bir şekilde belirtilmemesi, tarafları yanıltacak şekilde ifadeler kullanılması halinde tefhim ile istinaf/temyiz süresinin başlayıp başlamayacağı-

İpoteğin paraya çevrilmesi - Farklı derecelere ilişkin ipotek

Her iki takibin aynı alacak için aynı taşınmaz üzerine kurulan ancak farklı derecelere ilişkin ipoteğe dayandığı anlaşıldığından, Bölge Adliye Mahkemesince; TMK'nun 873/3 maddesindeki yasal düzenleme uyarınca, aynı alacak için aynı taşınmaz üzerinde farklı derece ile tesis edilmiş ipotekler nedeniyle birlikte takip yapılması gerektiği, o halde şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-

Tasarrufun iptali- Aynı taşınmazlara yönelik bir başka iptal kararının etkisi- İİK 280

Davacıların farklı olduğu, davalıların ve dava konusu gayrimenkullerin aynı olduğu Yargıtay ilamında; 'borçlunun annesi ile davalı üçüncü kişinin eşinin anneannesi arasında kardeşlik ilişkisinin bulunduğu anlaşıldığından, İİK madde 280/1 hükmüne göre bu davalının, borçlunun durumunu bilen ve bilmesi gereken kişilerden olduğu, davalı üçüncü kişinin kardeşlerinin davalı borçlu kredi borçlarına kefil olduğu ve dava dışı asıl borçlu şirket ile ticari ilişkisi olduğu ve davalı borçlu ile davalı üçüncü kişinin kardeş arasında ticari ilişki olduğu anlaşıldığından, İİK 280/1 hükmüne göre davalı üçüncü kişinin davalı borçlu durumunu bilen ve bilmesi gereken kişilerden olduğu; facebook kayıtlarına göre davalı üçüncü kişi ile davalı borçlunun arkadaş oldukları, ayrıca asıl borçlu dava dışı şirketle ilgili facebook kayıtları incelendiğinde de davalı üçüncü kişinin arkadaşlığının bulunduğu, davalı borçluların şirketi ile davalı üçüncü kişinin şirketi arasında cüzi de olsa ticari ilişki olduğu, davalı borçlular ile davalı üçüncü kişinin mali müşavirlerinin de aynı kişi olduğu anlaşıldığından, İİK 280 hükmüne göre üçüncü kişinin davalı borçlunun durumunu bilen ve bilmesi gereken kişilerden olduğu" belirtildiğinden, eldeki davada da tüm davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-

Arabuluculuk- Son tutanak tarihi- Temerrüt-

Arabuluculuk son tutanak tarihinin temerrüt tarihi olarak kabul edilip edilmeyeceği-

Eser sözleşmesi- İtirazın iptali- Kat malikleri ile doğrudan doğruya sözleşme yapılmaması-

Eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada, "yüklenicinin kat malikleri ile doğrudan doğruya sözleşme akdetmediği" ileri sürülerek yapılacak husumet itirazının dinlenmeyeceği- Yüklenicinin alacağını sözleşmenin tarafı olan apartman yönetimi yerine bağımsız bölüm sahibi olan davalılardan isteyebileceği-

Maddi tazminat- Müteselsil sorumluluk- Organik bağ- Haksız rekabet-

Genel hayat tecrübelerine göre ürünün reklamının nasıl yapılacağı hususuna özellikle üreticinin karar verdiği, ürünlerin toptan satışını yapan şirket ile davalı arasında organik bağ bulunduğu, internetten satış yapan şirketin ürün tanıtımını üretici ve dağıtıcı şirketlerin bilgisi dışında yapamayacağı hususları gözetildiğinde, davalı içerik veya yer sağlayıcı olamasa da, davacıya yönelik eylem nedeniyle diğer faillerle birlikte müteselsil sorumlu olduğu- Dava konusu eylem nedeniyle FSEK’in 80. maddesi gereğince eser sahiplerinin haklarına bağlantılı hak sahibi olan icracı sanatçı tarafından eldeki davanın davalısı aleyhine açılan tazminat davası neticesinde verilen karar ile genel hayat tecrübelerine göre bir ürünün reklamının nasıl yapılacağı hususuna üreticinin karar verdiği ve davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın da kesinleşmiş olduğu-

İpotekli taşınmaz maliki üçüncü kişinin sorumluluğu- Rehin açığı belgesi-

İpotekli taşınmaz maliki üçüncü kişinin sorumluluğunun ipotekli taşınmaz ile sınırlı olduğu, hakkında İİK. 152 uyarınca rehin açığı belgesi düzenlenemeyeceği- Yasaya aykırı bir şekilde alınmış olan rehin açığı belgesinin ve başlatılan takibin iptali gerektiği- Şikayetin kısmen kabulü ile takip dayanağı olan yasaya aykırı rehin açığı belgesinin ve takibin davacı ipotek borçlusu yönünden iptaline karar verilmesi gerekirken, "hacizlerin kaldırıldığı" gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığı yönünde karar verilemeyeceği-

İtirazın iptali- Takibin devamı- Takip alacağını aşan miktar- Haczin kaldırılması-

İtirazın iptaline karar verilmesi üzerine, alacaklının itirazın iptali kararını icra dairesine sunarak itirazın iptaline karar verilen takip alacağı yönünden icra emri tebliğ edilmeksizin itirazın iptaline karar verilen takip alacağı kadar haciz yapılabileceği- Takip talebindeki alacak kalemleri arasında yer almayıp, itirazın iptali kararında hükmedilen inkâr tazminatı, yargılama gideri ve vekâlet ücreti alacaklarının tahsili için borçluya icra emri düzenlenerek tebliğ edilmediğine göre, belirtilen alacak kalemlerinin dosya hesabına dahil edilerek bu miktar yönünden de haciz yapılmasının mümkün olmadığı- Borçlu icra mahkemesine başvurusunda icra emri gönderilmeden itirazın iptali kararında hükmedilen yargılama giderleri, vekâlet ücreti ve icra inkâr tazminatının da eklenerek dosya hesabı yapılarak malvarlığına haciz konulduğunu ileri sürdüğünden icra müdürlüğünce takibin devamına karar verilen takip alacağını aşan miktar yönünden iptali ile haczin bu miktar yönünden kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-

Davalının internet ortamında kullandığı ifadelerin davacının kişilik haklarına saldırı teşkil edip etmediği- Manevi tazminatla sorumlu tutulup tutulamayacağı-

Davacının dekan olduğu üniversitede öğrenci olan davalının ekşi sözlükte paylaştığı yazının hakaret kastı taşımadığı, söylenen sözlerin eleştirel bir dille kaleme alındığı, yazı bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacıyı küçük düşürücü nitelikte olmadığı, açıklamaların ifade ve düşünce özgürlüğü kapsamında kaldığı anlaşıldığından yazının davacının kişilik haklarına saldırı teşkil etmediği-

Davacı eşin çalışmasıyla taşınmazın edinilmesine katkısını ispatı- Katkı payı alacağı davası-

Evlilik birliği içinde edinilen taşınmaza aynı dönemde çalışan ve geliri bulunan kadının da katkı yapmasının olağan olduğu- Koca tarafından, tanık beyanlarının aksine bir delil ileri sürülüp kadının çalışmadığı ispatlanmadığına göre, çalışan kadının evlilik birliği içinde edinilen ve tapuda erkek eş adına tescil edilen taşınmaza katkısının bulunduğunun kabul edileceği- Davacı eşin ev işlerinin yanında davalı ile birlikte tarlada, bahçede, hayvan yetiştiriciliğinde, mevcut bir dükkânın işletilmesinde vb. şekilde düzenli çalışma ve katkısının varlığı sabit iken “davacının elde ettiği gelirin belirlenememesi” nedeniyle katkı oranının tespitinde duraksama ve güçlük yaşandığı takdirde hâkimin, denkleştirici adalet ilkesi gereği, somut olayın koşullarını kendi içinde değerlendirmek suretiyle hukuk ve hakkaniyete uygun bir katkı oranı takdir etmesi, bu oranın, tasfiyeye konu taşınmazın dava tarihi itibari ile belirlenecek olan rayiç değeriyle çarpılması sonucu davacı eşin katkı payı alacağı miktarının belirlenmesi gerektiği-