İçerik Akışı
Tasarrufun iptali davası- Satışlar silsilesindeki her bir davalının durumu-
Borçlunun kardeşi olan üçüncü kişinin borçlunun mali durumunu bilebilecek şahıslardan olduğu- Üçüncü kişiden taşınmazı satın alan dördüncü kişi yönünden bir değerlendirme yapılmadan ondan satın alan beşinci kişi hakkında değerlendirme yapılamayacağı- Satışlar silsilesi içerisinde her bir davalı ve satış ile ilgili olarak İİK 277 vd.na göre iptal koşullarının değerlendirilmesi gerektiği- Dördüncü kişi yönünden iptal koşullarının bulunmaması halinde beşinci kişi hakkında değerlendirme yapılmadan, davalı üçüncü kişinin bedel ile sorumlu tutulması gerektiği- Dördüncü kişi yönünden iptal koşullarının bulunması halinde, beşinci kişi kötü niyetli kabul edildiğinden, beşinci kişiden bağımsız bölümleri satın alan kişilerin davaya dahili veya davanın bedele dönüştürüp dönüştürmeyeceği davacıya sorularak, bedele dönüşme halinde davalı beşinci kişi hakkında elinden çıkardığı tarihteki taşınmaz bedeli ile sorumlu olduğuna hükmedilmesi gerektiği-
İtirazın kaldırılması- Takip dayanağı faturalara itiraz edilmemesi-
Yalnızca hukuki ilişkinin kabulünün itirazın kaldırılması için yeterli olmadığı
Katılma alacağı- Meskeniyet şikayeti-
Dayanak ilam katılma alacağından, yani, şikayete konu taşınmazın alımından kaynaklandığından, borçlunun haczedilmezlik iddiasında bulunamayacağı (İİK.82/1-12)-
Tasarrufun iptali davası- Kısmi dava- Haciz ve satış yetkisi tanınması istemi-
Tasarrufun iptali davalarının niteliği gereği, 'kısmi dava' olarak açılma olanağının bulunmadığı- Uyuşmazlığın; sözleşmeye dayalı olarak ve 6098 sayılı TBK'nın 19.maddesi gereğince muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali ve 2004 sayılı İİK'nun 283.maddesinin benzetme(kıyasen) yoluyla uygulanarak "haciz ve satış yetkisi tanınması" isteminden kaynaklanmakta olduğu-
İşçilik alacakları- Tarafların hukuk seçimi- Mutad iş yeri- İhtilafta yabancı hukukun uygulanması- Genel işlem koşulu-
Aşçı olarak davalı Holding bünyesinde çalışan davacının yaptığı işin niteliği dikkate alındığında, belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalıştığı, diğer davalıların Holdinge bağlı şirketlerden biri olduğu, davalılar arasında organik bağ bulunduğu, davacıyla imzalanan, davacının tespit edilen çalışma dönemi için geçerli Rusya bireysel iş sözleşmesinde, davacının Moskovada aşçı olarak çalışacağı, tarafların iş ilişkisindeki hak ve yükümlüklerine ilişkin maddelerde çalışılan ülke mevzuatının uygulanacağının ve anlaşmazlık durumlarında uygulanacak mevzuata ilişkin ihtilaf durumunda çalışılan ülkenin idari ve adli makamlarının yetkili olduğunun ifade edildiği, bu suretle tarafların bir hukuk seçimi anlaşması yaptıkları, davacının davalılara ait Rusya’da bulunan iş yerlerinde çalışılmış olduğu ve mutad iş yerinin de işçinin işini fiilen yaptığı yer olan Rusya olduğu- MÖHUK 27/1 hükmü kapsamında taraflar arasında bir hukuk seçimi anlaşması bulunduğundan uyuşmazlık hakkında Rusya Hukuku’nun uygulanması gerektiği- "Taraflar arasındaki ihtilafta yabancı hukukun uygulanmasının, işverenin, kendi ülkesinin bir vatandaşı olan işçiye, hiçbir bilgi sahibi olmadığı, kimi zaman varlığı dahi müphem, yabancı bir hukuku uygulamayı dayatmasına yol açacak nitelikte olduğu- Sözleşmenin bu hükmü, TBK 20 ve 25 uyarınca, sözleşme özgürlüğünde bulunması gerekli güç dengesini bir taraf aleyhine bozduğu için sözleşme özgürlüğüne müdahale ile sözleşme adaletinin sağlanması gerektiği ve taraflar arasında Türk Hukuku uygulanması gerektiği" şeklindeki karşı görüşün ise kabul edilmediği-
İlamın bütünlüğü- İlamda yer alan eklentiler- İlamın icra edilebilirliği-
Mahkeme ilamına karşı sadece "Vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin dağıtımı yönünden" temyiz kanun yoluna başvurulması halinde, ilamda tapu iptal ve tescile yönelik kurulan hükmün temyiz edilmediğinden kesinleşmiş olduğu ve bu durumda ilamın esasına ilişkin hükmün kesinleşmesinden sonra bahse konu ilamda hükmedilen yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik alacak kalemleri için icra takibi başlatılmasında yasaya aykırı bir durum bulunmadığı-
Açılmamış sayılma kararı- Kesinleşme- Yeniden dava açılması- Derdestlik- Derdestlik dava şartının sonradan tamamlanması-
Takip edilmeyen itirazın iptali davasının açılmamış sayılmasına karar verilmesi üzerine, davacı tarafından aynı alacakla ilgili aynı davalıya karşı henüz "açılmamış sayılma" kararı kesinleşmeden dava açılması ve derdestlik nedeniyle bu davanın usulden reddine karar verildiği uyuşmazlıkta, derdestliğe konu dosyada, davacı vekilince anılan dosyanın kesinleştirme işleminin yapılmasının talep edilmesi ve kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiğine dair kesinleşme şerhi düzenlenmesi durumunda, artık eldeki davanın derdest olmaktan çıktığı anlaşıldığından, "derdestlik dava şartının sonradan tamamlandığının" dikkate alınması gerektiği, mahkemece derdestlik nedeniyle davanın usulden reddine dair verilen kararın yerinde olmadığı-
İtirazın kaldırılması ve tahliye istemi- Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı karar- EURO cinsi takip- İcra dosyasına sunulan itirazın içeriği-
İİK. 269/c uyarınca itirazın kaldırılması ve tahliye istemiyle açılan davada, davalı "Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı karara ilişkin tebliğ kapsamında TL ile ödeme zorunluluğu söz konusuyken, EURO cinsi takip ile bakiye alacak belirlenmesinin yasal olmadığını" ileri sürmüşse de, icra dosyasına sunulan itiraz dilekçesinde açıkça ve ayrıca talep edilen kira bedeli miktarına karşı çıkılmamış olduğundan dar yetkili icra hukuk mahkemesince ayrıca yıllık kira bedelinin tespitinin usulen mümkün olmadığı-
Kat karşılığı inşaat sözleşmesi- Sözleşmenin tasfiyesi- İnşaat bedeline hükmedilmesi- Geriye etkili fesih kararı- Usul ekonomisi- Usuli müktesep hak-
Bozmadan sonra; yüklenici-davalı, sözleşmenin tasfiyesi ve mahsubu mahiyetinde “inşaat bedeline hükmedilmesini” talep etmesine rağmen; mahkemenin “...inşaat bedelinin geriye etkili fesih kararı kesinleştikten sonra talep edilebileceği…” gerekçesiyle hüküm altına almamasının usul ekonomisine aykırı olduğu- Mahkemece davalı-yükleniciye, inşaat bedeliyle ilgili talebin harcını yatırması için süre verilmesi, harcın yatırılması halinde; yüklenici tarafından yapılan imara uygun ve arsa sahiplerinin yararına olan tüm imalat ve harcamaların birleşen dosyada dava dilekçesinin tebliği tarihi esas alınarak mahalli rayice göre tespit edilecek inşaat bedelinin, arsa sahiplerinin payları oranında tahsiline karar verilmesi gerektiği- "Davalı yüklenicinin imalat bedeli talebi, bozma kapsamı dışında kalarak davacılar lehine usuli müktesep hak oluşturduğundan, tekrar değerlendirilmesinin mümkün olmadığı" şeklindeki görüşün kabul edilmediği-
Borca itirazdan sonra haricen ödeme- İtirazın iptali davası- Hukuki yarar- İcra inkar tazminatı ve vekalet ücreti hesabı-
İcra takibinden ve borca itirazdan sonra ancak itirazın iptali davası açılmasından önce haricen asıl alacak tutarının davacı-alacaklıya ödenmesi durumunda, alacağın takip tarihinden davalının ödeme yaptığı tarihe kadar işlemiş olan faiz ve masrafları ile hesaplanıp, davalının icra takibinden sonra ancak davadan önce yapmış olduğu kısmi ödemelerin TBK. 100 uyarınca öncelikle takibe konu alacağın faiz ve fer'ilerine mahsup edilmesi suretiyle dava tarihi itibari ile bakiye borç miktarının, diğer bir deyişle davacının ne miktar bakımından dava açmakta hukuki yararının bulunduğunun tartışılması ve icra inkar tazminatı ve vekalet ücreti bakımından ise alacağın tümü üzerinden değil, itirazın iptali davasında kabul edilecek miktar üzerinden hesaplama yapılması gerektiği-