İçerik Akışı

Bozma kararından sonra yargılama- Direnme kararı- Usuli kazanılmış hak-

Bozma kararından sonra yapılan yargılama sırasında, ilgili kararın "uyulmasına" ifadesinin tutanağın yazılmasından sonra "uyulmamasına" şeklinde elle paraflanmak suretiyle önceki kararda direnilmesinin usulen mümkün olmadığı- Başka bir anlatımla; bir defa bozmaya uyulmasına karar verildikten sonra uyma kararından dönülmesinin davaya bir etkisinin bulunmadığı- Usulî kazanılmış hak ilkesinin, kamu düzeni ile ilgili olup temyiz aşamasında da kendiliğinden dikkate alınması gerektiği-

Kıdem tazminatı- İhbar tazminatı- Giydirilmiş ücret- Ücret eklerini gösteren yazılı belge- Yıllık izin ücreti alacağı- Belirsiz alacak -Davaların yığılması-

İşverenin işçiye varsa ücret eklerini gösteren yazılı bir belge teslim etmemesi halinde, işçinin alacağını belirleyecek verilerin elinde bulunduğundan söz edilemeyeceği ve bu durumda kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti alacağının belirlenebilir olmadığı ve belirsiz alacak davasına konu edilebilecekleri- "Yıllık izin ücretinin para ile ölçülebilen menfaatler eklenmeksizin son ücret üzerinden ve hizmet süresine göre hesaplandığı, yıllık izinlerin kullandırıldığının ispatının işverene ait olmasının başlı başına "Davaların yığılması hâlinde her bir talep bakımından belirsiz alacak davası kriterlerinin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği, kıdem ve ihbar tazminatlarının hesabında ayni olarak sağlanan yemek ve servis yardımlarının parasal değeri göz önünde tutulacağından belirtilen alacakların belirsiz alacak davasına konu edilebilecekleri, yıllık izin ücreti alacağının belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-

Konkordatonun tasdiki şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararı-

Konkordato- Borca batıklık bilançosu- Marka değerinin tespitine yönelik yapılan hesaplama-

Temyiz aşamasında ilk defa sunulan dekont suretinin delil değeri-

Temyiz aşamasında ilk defa sunulan dekont suretinin yargılamanın başından beri davalının elinde bulunduğunun anlaşıldığı, temyiz aşamasına kadar sunulamama nedeninin açıklanmadığı, delilin sonradan oluşturulmadığı, sonradan delil gösterilebilmesi için HMK. 145'de belirtilen istisnai hâllerin mevcudiyetinin ileri sürülmediği, belgenin sunulmamasının davalının kendi ihmalinden kaynaklandığı, davacının sunulan bu delile içerik olarak karşı çıkmasının sunulduğu tarih itibariyle mümkün olmadığı gözetildiğinde, delili davanın en başından beri var olduğu hâlde yargılama aşamasında ileri sürmeyen davalının, kararın temyizi aşamasında dosyaya yeni delil sunarak bu delil doğrultusunda değerlendirme yapılmasını talep etmesinin mümkün olmadığı- Yol ve yemek ücreti alacaklarının varlığının ispatı usulü- EKAT ücreti alacağının bulunup bulunmadığı-

Davalıların, kooperatif adına satın aldıkları hayvanların ücretini ödememesi, alacak davası-

Ticaret mahkemesinin bakmakla görevli olduğu davanın açıldığı yerde müstakil asliye ticaret mahkemesi bulunmadığından davaya asliye hukuk mahkemesinde bakılması gerektiği, dava dilekçesinde "ticaret mahkemesi" sıfatıyla dava açıldığından söz edilmemesinin veya mahkemenin davaya "ticaret mahkemesi" sıfatıyla baktığına dair ara kararı vermemiş olmasının hükmün görev yönünden bozulmasını gerektirmeyeceği-

Kambiyo takibi- Menfi tespit- Borcun yenilenmesi- Tüzel kişilik perdesinin aralanması- Şirketi tek başına temsil etme yetkisi olmayanın beyanı- Davacı ile davalı arasındaki protokoller- Çeklerin verilme nedeni- Kambiyo senetlerinin bedelsiz kaldığının ispatı- Davalı hamil şirketin kötü niyeti-

Davalı (lehtar) şirket yetkilisinin "maddi zorluklar nedeniyle siparişleri yerine getiremedikleri ve çekleri de kullandıklarından bahisle iade edemeyeceklerine" dair beyanını içeren mail ve yazışma içerikleri gözetildiğinde, davacı tarafın, avans çeklerinin bedelsiz kaldığını ispat etmiş olduğu- Malî ve teknik tespitler bağlamında, davalı lehtar ve hamil arasında organik bağın olduğu, davalı lehtar şirket tarafından diğer davalı hamil şirkete önemli bir meblağda kıymetli evrakın ciro edilmiş olmasına rağmen, davalılar arasında fatura ilişkisine dayalı olarak gerçekleşen ticaretin bu meblağı karşılamaktan çok uzak olduğu, davalılar arasında dava konusu edilen çek bedellerini karşılayacak faturaya dayalı bir ticaretin bulunmadığı, davalı şirketler arasında resmî ve gayrî resmî belgelerin bulunması, davalı lehtar şirketin kurucu ve yetkilisinin aynı zamanda davalı hamil şirketin malî işlerden sorumlu genel müdür yardımcısı olduğu hususu da dikkate alındığında, çekleri devralan hamil şirketin çeklerin bedelsiz olduğunu bilerek borçlunun zararına hareket ettiği ve bu durumda davacı tarafın şahsî def'î niteliğinde olan bedelsizlik iddiasını davalı hamil şirkete karşı da ileri sürebileceği- "Tarafların, borçlu şirket tarafından keşide ve ciro edilip dökümü yapılan çeklerin yeni ve ileri tarihli çekler ile değiştirilerek borç bedelinin kapatılması konusunda anlaştıkları" davacılar ile davalı hamil şirket arasında- imzalanan protokolün borcun yenilenmesi niteliğinde olmadığı, mevcut borcun vadeye yayılarak ötelenmesi veya borcun yapılandırılması niteliğini taşıdığı- Davalı şirketler arasında güçlü bir organik bağın bulunduğu ve bu organik bağ ile davalı hamil şirketin bedelsiz kalan senetleri davalı lehtar şirket ile aralarında söz konusu çeklerin kendisine verilmesini gerektirecek gerçek bir alış veriş olmaksızın almış olmasının kötü niyetini açıkça ortaya koyduğu, davacı tarafından davalı lehtar şirket lehine düzenlenen çeklerin bedelsiz olduğunu bilen davalı hamil şirketin borçlu zararına hareket ederek elde ettiği bedelsiz çekler karşılığında düzenlenen protokoller uyarınca borçlu tarafından yeni ve ileri tarihli çekler düzenlenerek verilmiş ise de, anılan protokollerin borcun yenilenmesi niteliğinde olmadığı, dolayısıyla bedelsiz olduğu baştan beri davalı hamil şirket tarafından bilinen bu çekler nedeniyle alınan ve icra takiplerine konu edilen yeni ve ileri tarihli çeklerin de bedelsiz olduğu-

Taşıma sözleşmesi- Cezai şart-

Nakliye faturaları gönderilip faturalar itirazsız ticari deftere kaydedilmesi halinde, artık davacının bu yöne ilişkin olarak sevk irsaliyelerinin verilmediğini belirterek cezai şart istemesinin mümkün olmadığı-

Davalı tarafından koruma ve güvenlik hizmeti verilen sitede bulunan konutta meydana gelen hırsızlık olayı-

Birden çok kişinin zarardan aynı sebeple ya da çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu olabileceği- İki veya daha çok kişinin şahsında sorumluluğun ya da herhangi bir tazminat yükümlülüğü şartlarının gerçekleşmesi halinde sorumlular hakkında müteselsil sorumluluk hükümlerinin uygulanacağı- Müteselsil sorumluların birinden talepte bulunan hak sahibinin, tüm ilgililer bakımından müteselsil sorumluluğa dayandığını ifade etmesine gerek olmadığı, müteselsil sorumluluk ilkesi gereği, davacının, zararın tamamını, isterse sorumluların tamamından isterse bir kısmından isteyebileceği-

Tahkim- Hakem Kurulunun yetkisi- Asimetrik tahkim şartı-

Tahkim şartında, 'sulh yoluyla çözülemeyen uyuşmazlığın nihai olarak " tahkim yoluyla veya yargı yoluyla" çözülebileceği' ifade edilmesi halinde uyuşmazlığın çözümünde hakem kurulunun tek yetkili olarak kabul edilmediği- Tarafların iradesinin uyuşmazlığı tahkim yolu ile çözmek olduğunu kesin olarak kabul etmek mümkün olmadığı için geçerli bir tahkim anlaşmasının varlığından söz edilemeyeceği- Tahkim ve yargı yolunu seçme hakkının iş sahibine tanınması nedeniyle asimetrik tahkim şartı niteliğindeki hüküm nedeniyle yükleniciye, mahkemede dava açma yetkisi verildiğinden söz konusu düzenlemede mutlak bir tahkim iradesi bulunmadığı gibi taraflar tahkim şartını açık ve kesin olarak belirlemediklerinden tahkim şartının geçersiz olduğu-

28 Mayıs 2022 Tarih ve 31849 Sayılı Resmî Gazetede yayımlanan İcra Ve İflâs Kanunu Uyarınca Borçluya Satış Yetkisi Verilmesine Dair Yönetmelik aynı tarihte yürürlüğe girmiştir.

Adalet Bakanlığından: İCRA VE İFLÂS KANUNU UYARINCA BORÇLUYA SATIŞ YETKİSİ VERİLMESİNE DAİR YÖNETMELİK