İtirazın iptali davasında likid alacak kavramı- Kısmi itiraz- İcra inkâr tazminatı-

Alacağın faturalara dayalı, hesaplanabilir nitelikte ve likid olduğu, davalı tarafından borç tutarının bilindiği ve takibe itiraz dilekçesinde açıkça tutarı belli olan borcun bir kısmına itiraz edildiği itirazın iptali davasında, bilirkişiden rapor alınmasının alacağın likid olma vasfını değiştirmeyeceği ve davacı lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerektiği- "İcra takibi faturalara dayalı olarak yapılmış olsa da; alacağın cari hesaptan kaynaklandığı ve taraflar arasında hesap mutabakatının bulunmadığı, alacağın varlığının yargılama aşamasında bilirkişiden alınan rapora göre belirlendiği, muayyen ve likid bir alacaktan söz edilemeyeceği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-

"...Davacı vekili, alacak miktarının davalı tarafından tam olarak bilindiğini, zira söz konusu alacağın fatura karşılığı mal satışından kaynaklanan bir alacak olup her iki tarafın ticari defterlerine kayıtlı karşılıklı cari hesaplara dayandığını ve likid olduğunu, icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Uyuşmazlık

Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; itirazın iptali istemine ilişkin eldeki davada, davaya konu asıl alacak miktarının likid nitelikte olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 67/2 nci maddesi uyarınca icra inkâr tazminatı talebinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı ve davacı lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır..."

Devamı için lütfen tıklayın…