İçerik Akışı
Faiz Alacağı Bakımından da İhtiyati Haciz Kararı Verilmesi:
Faiz alacağı asıl alacağın fer'i niteliğinde olup, asıl alacak bakımından muacceliyetin gerçekleşmesi halinde, bunun fer'ileri bakımından da muacceliyet şartının gerçekleştiği- Bu yönüyle mahkemece , asıl alacağa yürütülecek faizin miktarı denetlenmek suretiyle, asıl alacağa kararda gösterilen şekilde hesaplanacak "faiz alacağı bakımından da" ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiği-
HMK. mad. 125/f.1 Doğrultusunda Seçim Hakkı:
Takip konusu alacağın menfi tespit davasına ilişkin yargılama devam ederken temlik edildiği anlaşıldığından, mahkemece, HMK. mad. 125/f.1 doğrultusunda davacıya seçim hakkını hangi yönde kullanacağı sorularak yargılamaya devam edilmesi gerekeceği- HMK. m. 125/f.I, davacının, istersen devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam edebileceği, bu takdirde davacı davayı kazanırsa, dava konusunu devreden ve devralanın yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olacağı; isterse davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürebileceği-
Tasarrufun İptali Davası (İİK. mad. 277; TMK. mad. 2/II)
Tasarrufun İptali Davasını Açma Hakkı Kötüye Kullanılabilir mi? Tasarrufun İptali Davasını Açma Hakkının Kötüye Kullanılmış Olmasının Yaptırımı Nedir?
Düşmüş Olan Haciz Nedeniyle Daha Önceki Kıymet Takdiri Esas Alınarak Satış Yapılaması:
Haczin düşmesinden sonra, yeniden haciz talep edilmesi halinde, önceki (düşen) hacze dayalı yapılan kıymet takdirinin -iki yıllık süre geçmemiş olsa bile- satışa esas alınamayacağı-
Hakem Heyeti Kararlarının İcrası-
Hakem heyeti kararları ilam niteliğinde olup, HMK'nun 407 ve devamı maddelerine göre iptal davası açılıp iptal edilmedikçe (HMK'nun 439. maddesi) ilamlı takibe konu edilebileceği-
Tasarrufun İptali-Rüçhanlı Alacak-İpotek Bedeli
Tasarrufun iptali davasına konu olan taşınmazı, borçludan satın almış olan üçüncü kişinin (veya bu kişiden aynı taşınmazı satın almış olan kötü niyetli olduğu kabul edilebilecek durumda bulunan dördüncü kişinin) “yakın akrabasının” borcundan (aldığı krediden) dolayı banka lehine kurulan ipotekten, tasarrufun iptali davasını kazanmış olan davacı-alacaklı etkilenir mi? Bu ipoteğin, davacı-alacaklıya karşı bir önceliği bulunur mu?
İlam Niteliğinde Belge
‘Belediye Encümen kararı’ ve içeriği İİK.nun 38. maddesinde belirtilen ‘ilam niteliğinde’ sayılamayacağı ve bu nedenle de, borçlu hakkında ‘ilamlı takip’ yapılamayacağı-
Haciz tehdidi ile ödeme- Sebepsiz zenginleşme- İstirdat-
Asıl borçluyla ilgisi bulunmayan davacının, kendi adresinde haciz tehdidi altında, ihtirazî kayıtla ödeme yapması halinde, davacının ödenen paranın iadesi için açtığı davanın "sebepsiz zenginleşmeye" dayalı olduğunun kabulü gerektiği- Davacının istemi, "kendisinden haksız şekilde tahsil edilerek davalı alacaklının mal varlığına giren paranın iadesi" olduğuna göre, muhatabın da davalı alacaklı olduğu- Davacının, borcu ödeme kabiliyetinin olup olmadığı belirsiz takip borçlusuna dava açmaya zorlanamayacağı- "Davacının icra dosyasına parayı yatırmasıyla zenginleşenin dava dışı asıl borçlu olduğu, davalı alacaklının zaten varolan alacağını aldığı, bu sebeple sebepsiz zenginleşme davasının davalısı olamayacağı" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Poliçe özel şartlarında belirtildiği biçimiyle fırtınanın (hasarın) teminat kapsamında kalıp kalmadığı-
10 metre yükseklikte hızı 62 km/saatten fazla esen rüzgarların fırtına olarak değerlendirildiği, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde maksimum rüzgar hızının 62 km/saati aşmadığı, dosyada yer alan fotoğraflardan da ne yerde ne de ağaçlarda rüzgar fırtınasının fiziksel etkisi olan filizlere ya da küçük veya büyük dallara zarar verdiğine dair bir emarenin bulunmadığı, poliçe özel şartlarında belirtildiği biçimiyle fırtına meydana gelmediği anlaşıldığından hasarın teminat kapsamında olmadığı-