İçerik Akışı

Haklı İstifa Halinde, Avukatın Vekalet Sözleşmesinden Doğan Ücret Alacağı:

Avukatın haklı olarak vekillikten istifa etmesi halinde de, işe devam etme olanağı mevcut olmadığından, avukatın, haklı istifa tarihi itibariyle muaccel olan vekalet ücreti alacağının ödetilmesini talep edebileceği- Dava konusu alacağın, vekilin haberi olmadan üçüncü kişiye temlik edilmesi nedeniyle, davacı yanın vekalet görevi de temlik tarihi itibariyle fiilen sona ermiş bulunduğundan, vekilin artık işe devam etme olanağının bulunmadığı ve davacı vekilin istifasının haklı olduğu- Davacı vekil, icra dosyasında herhangi bir vekillik hizmetinde bulunmaması nedeniyle, icra dosyasına ilişkin olarak talep ettiği ve davaya konu ettiği icra dosyası akdi vekalet ücretine ve icra dosyası karşı yan vekalet ücretine hak kazanamasa da; itirazın iptali dosyasında hükmedilen karşı yan vekalet ücreti ile bu dosyadan doğacak dava değeri üzerinden Avukatlık Kanunun 164. maddesi çerçevesinde belirlenecek sözleşmesel vekalet ücretini talep edebileceği-

Apartman Yöneticiliğine Karşı Açılan (İşçilik Alacaklarından Doğan) İlamlı İcra Takibi:

Takibe konu iş mahkemesi ilamında davalının apartman yöneticiliği, şikayetçinin ise anılan apartmandaki kat maliklerinden biri olduğu ve taşınmazı takibe konu alacakların doğumundan sonra satın aldığı anlaşıldığından, takip konusu borçtan şikayetçinin sorumlu olduğunun kabul edilemeyeceği-

Faiz Alacağı Bakımından da İhtiyati Haciz Kararı Verilmesi:

Faiz alacağı asıl alacağın fer'i niteliğinde olup, asıl alacak bakımından muacceliyetin gerçekleşmesi halinde, bunun fer'ileri bakımından da muacceliyet şartının gerçekleştiği- Bu yönüyle mahkemece , asıl alacağa yürütülecek faizin miktarı denetlenmek suretiyle, asıl alacağa kararda gösterilen şekilde hesaplanacak "faiz alacağı bakımından da" ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiği-

HMK. mad. 125/f.1 Doğrultusunda Seçim Hakkı:

Takip konusu alacağın menfi tespit davasına ilişkin yargılama devam ederken temlik edildiği anlaşıldığından, mahkemece, HMK. mad. 125/f.1 doğrultusunda davacıya seçim hakkını hangi yönde kullanacağı sorularak yargılamaya devam edilmesi gerekeceği- HMK. m. 125/f.I, davacının, istersen devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam edebileceği, bu takdirde davacı davayı kazanırsa, dava konusunu devreden ve devralanın yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olacağı; isterse davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürebileceği-

Tasarrufun İptali Davası (İİK. mad. 277; TMK. mad. 2/II)

Tasarrufun İptali Davasını Açma Hakkı Kötüye Kullanılabilir mi? Tasarrufun İptali Davasını Açma Hakkının Kötüye Kullanılmış Olmasının Yaptırımı Nedir?

Düşmüş Olan Haciz Nedeniyle Daha Önceki Kıymet Takdiri Esas Alınarak Satış Yapılaması:

Haczin düşmesinden sonra, yeniden haciz talep edilmesi halinde, önceki (düşen) hacze dayalı yapılan kıymet takdirinin -iki yıllık süre geçmemiş olsa bile- satışa esas alınamayacağı-

Hakem Heyeti Kararlarının İcrası-

Hakem heyeti kararları ilam niteliğinde olup, HMK'nun 407 ve devamı maddelerine göre iptal davası açılıp iptal edilmedikçe (HMK'nun 439. maddesi) ilamlı takibe konu edilebileceği-

Tasarrufun İptali-Rüçhanlı Alacak-İpotek Bedeli

Tasarrufun iptali davasına konu olan taşınmazı, borçludan satın almış olan üçüncü kişinin (veya bu kişiden aynı taşınmazı satın almış olan kötü niyetli olduğu kabul edilebilecek durumda bulunan dördüncü kişinin) “yakın akrabasının” borcundan (aldığı krediden) dolayı banka lehine kurulan ipotekten, tasarrufun iptali davasını kazanmış olan davacı-alacaklı etkilenir mi? Bu ipoteğin, davacı-alacaklıya karşı bir önceliği bulunur mu?

İlam Niteliğinde Belge

‘Belediye Encümen kararı’ ve içeriği İİK.nun 38. maddesinde belirtilen ‘ilam niteliğinde’ sayılamayacağı ve bu nedenle de, borçlu hakkında ‘ilamlı takip’ yapılamayacağı-

Haciz tehdidi ile ödeme- Sebepsiz zenginleşme- İstirdat-

Asıl borçluyla ilgisi bulunmayan davacının, kendi adresinde haciz tehdidi altında, ihtirazî kayıtla ödeme yapması halinde, davacının ödenen paranın iadesi için açtığı davanın "sebepsiz zenginleşmeye" dayalı olduğunun kabulü gerektiği- Davacının istemi, "kendisinden haksız şekilde tahsil edilerek davalı alacaklının mal varlığına giren paranın iadesi" olduğuna göre, muhatabın da davalı alacaklı olduğu- Davacının, borcu ödeme kabiliyetinin olup olmadığı belirsiz takip borçlusuna dava açmaya zorlanamayacağı- "Davacının icra dosyasına parayı yatırmasıyla zenginleşenin dava dışı asıl borçlu olduğu, davalı alacaklının zaten varolan alacağını aldığı, bu sebeple sebepsiz zenginleşme davasının davalısı olamayacağı" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-