"...Somut olayda; borçlu şirketin Os.. Mah. G... Cad. N.. Sok. No:8/10 ....İstanbul adresine ödeme emrinin “adreste kimse bulunmaması üzerine N. G. soruldu. Muhatabın adres kapalı olduğunu sözlü beyan etti. Beyana imza istendi.İmzadan imtina etti. Evrak Osmanağa muhtarlığına teslim edildi. 2 nolu haber kağıdı kapısına yapıştırıldı. Muhataba haber vermek üzere N.. G... bilgi verildi” şerhi ile 22.09.2015 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir.
Dosya kapsamında bulunan belgelerin incelenmesinde; borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresinin O...Mah. G... Caddesi Nevzemin Sok. No:8/10 Kadıköy/İstanbul olduğu, Beyoğlu 12. Noterliği’nin 18.09.2015 tarih 15528 yevmiye nolu onaylı N. U. .. Turizm Ve Ticaret AŞ. Yönetim kurulu kararında; 08.09.2015 tarihli toplantıya alacaklı İ...’nin ortak sıfatı ile katıldığı, şirket merkezinin Ç.. Mah. Ç... Cad. No:48 Üsküdar/İstanbul adresine nakledilmesine oy birliği ile karar verildiği, alacaklı İ...’nin yönetim kurulu kararı altında imzasının bulunduğu, anılan yönetim kurulu kararının 22.09.2015 tarihinde İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde tescil edildiği ve 29.09.2015 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği görülmektedir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 36/4. maddesi; "Tescili zorunlu olduğu hâlde tescil edilmemiş veya tescil edilip de ilanı zorunlu iken ilan olunmamış bir husus, ancak bunu bildikleri veya bilmeleri gerektiği ispat edildiği takdirde, üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilir." şeklinde düzenlenmiştir.
Bu durumda şirket merkezinin nakledilmesine ilişkin yönetim kurulu kararının yukarıda açıklanan yasa hükmü uyarınca 3.şahıslar hakkında ticaret sicil gazetesinin yayım tarihi olan 29.09.2015 tarihinden sonra hüküm ifade etmesi gerekir ise de; borçlu şirketin 08.09.2015 tarihli toplantısında alınan şirket merkezinin nakledilmesine ilişkin yönetim kurulu kararının ortakları bağlayacağının kabulü zorunludur.
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir.
O halde, mahkemece usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihinin öğrenme tarihine göre düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir..."
12. HD. 14.12.2017 T. E: 8039, K: 15575
Ayrıntılı görüntülemek için tıklayın